Harun Arslan
Köşe Yazarı
Harun Arslan
 

İktidar Partisi’nde ” Yeni İl Yönetimi”ne Doğru…

İktidar partisi mensubu milletvekilleri ve yerel parti yöneticilerinin, ilgili ilin kalkınmasında ve projelerinin tamamlanmasında çok etkin işlevi vardır Başka bir ifadeyle: Kentin gelişmesi için hem İktidar Partisi yöneticilerinin hem de yerel yönetimin güçlü olması, adeta  kentin kaderini yönlendirir. Bu açık hakikatin ışığında,  Mersin için ne söylenebilir? Hiç tereddüt etmeden, hemen her düşünceden hemşerimizin görüş birliği içindedir: Bugüne kadar Mersin’in kaderine hükmedecek iradeye sahip başarılı İktidar partisi yöneticilerini görebildik.   Birçok ilde güçlü milletvekillerinin ve güçlü parti başkanlarının, gerektiğinde tek başlarına kentleri için neleri başardıklarının sayısız örneklerini biliyoruz. Mersin nasıl bir kadersiz kenttir ki, bugüne kadar hem güçlü Milletvekillerine, hem de güçlü iktidar parti başkanlarına sahip olamamış ve birçok hayati önemdeki projesi sürüncemede kalmıştır. Elbette bu makus talihin gökten inmediğini, meselenin Mersin’de siyasetin yapılanmasına ilişkin bir açmaz olduğunu biliyorum. Kabaca ve sadece tek bir özelliği not edelim: Mersin’de hem Belediye seçimlerinde hem de genel seçimlerde aday belirlenişindeki temel ölçü liyakatten önce etnik taban ve kökendeki hemşerilik ilişkileridir; çünkü Mersin seçmeni küçük bir azınlık dışında göçle gelenlerdir ve yine büyük çoğunluğuyla da etnisiteye öncelik verir. Dolayısıyla partiler de aday saptarken politik kişilik ve donanımı değil, sürükleyeceği oyu hesaplar. Delege oyunları ve genel merkezle ilişkiler meselesine ise hiç girmeyelim!      Konumuza dönersek: Bir süredir Mersin Milletvekilleri konusunu yazıyorum. Yıllardır süren, başta Havalimanı ve Akdeniz Sahil Yolu gibi önemli projeler konusunda siyaset çevrelerinden, özellikle de iktidar partisi kanadından tek bir söz duyamıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı kentimize geliyor ( ki kendilerinin büyük projelere ve yatırımlara olan ilgilerine, heyecanlarına hemen her düşünceden hepimiz tanığız), bu sürüncemede kalan projeler konusunda ne bir soru soruluyor, ne de tamamlanması konusunda bir destek isteniyor. Olay,” birlikte fotoğraf karesinde olma” mücadelesinin ötesine gidemiyor! Yalnızca, gelecek seçimde tekrar Milletvekili olmak için Cumhurbaşkanına ve Genel Merkeze  çalışıyor görünme çabasından öteye gitmeyen eski tip, modası geçmiş saha çalışmalarını görüyoruz. Genel Merkez ne düşünürse düşünsün,  Mersin halkı bitirilemeyen projeleri, seçim öncesi göstermelik çalışmaları, anlamsız ziyaretleri, reklam amaçlı basın bildirilerini unutmayacak ve değerlendirecektir. *              *                     * Özellikle son dört iktidar partisi İl Başkanı’nı yakından tanıyorum. Maalesef hiç biri başarılı olamamış, Mersin’in önemli projeleri konusunda herhangi  bir yaptırımda bulunamamış ve kent dinamikleri adına da öncü olamamıştır. “İktidar Partisi İl Başkanı”nın kent adına ne kadar önemli olduğunu bildiğim için, bundan önceki her üç İl Başkanı’nın da başarısız olduklarını, görevi bırakmaları gerektiğini yazılarımda sıklıkla belirtmiştim. Maalesef hepsi göreve geldikten sonra İktidar gücünün de etkisi ile halktan uzaklaştılar, güç sarhoşluğu içine girdiler. Son İl Başkanı ise alçakgönüllü yapısını hep korudu;  her zaman ulaşılabilir oldu. Saygılı, dost yapısıyla hafızalarımızdadır ve kendisini olumsuz anlamda eleştiren bir yazı da bugüne kadar yazmadım.   Yine tekrarlayalım: Mersin bugüne kadar kenti sahiplenen, yaptırım gücü olan, başarılı bir İl Başkanı’na sahip olamadı. Şimdi yeni bir İl Başkanı arayışında olunduğunu duyuyoruz. Umarım bu defa doğru bir seçim yapılır. Önceki İl Başkanlarının başarısızlıklarını belirtirken, onları uyaracak ve yönetime ivme katacak bir il yöneticisinin de bulunmadığını gördük. Şimdi bu önemli göreve getirilecek kişinin yeni bir anlayışta olması gerekiyor. Şaibesi olmayan, partinin kuruluşundan beri içinde olan, halk tarafından kabullenilen, Mersinlilerin yapısını, beklentilerini bilen, çağdaş siyasetin gerekleri konusunda kültürel donanıma sahip, bu anlamda kentteki kişiler ve kurumlarla ilişkide zorlanmayan, merkezi yönetim üzerinde de etkisi olabilecek birisinin bu görevde olması gerek.   Benim bu konuda yaptığım bir özel kamuoyu araştırmasında öne çıkan eski bir parti kurucusu var. Her yönetimde değişen birçok partilinin aksine, her dönem parti içerisinde olan, partiden kopmayan, kentimizi benimseyen, sahiplenen, her kesim halk arasında da karşılığı olan, diyaloğa ve gelişime açık, duyarlı bir kişi… Yeter ki farkına varılsın ve değerlendirilsin.   Bu dünyanın en zengin ve stratejik bölgesinde olup da, ülkemizdeki çağdaş sosyo-kültürel ve ekonomik  gelişmeden hak ettiği payı alamayan Mersin’de, bu yıllardır süren anlayıştaki kemikleşmiş figürlerle bir yere ulaşılamayacağı bir gerçektir. Dünya hızla değişiyor; ülkemiz derin değişimler yaşıyor; iletişim ve bilişim teknolojileri neredeyse her an yeni bir gelişme vaat ederek yol alıyor; seçmen profillerini belirleyen değerler her on yılda kökten sarsılıyor ve elbette siyaset de kavram ve işleyiş olarak yepyeni içerikler kazanıyor.   Bu bağlamda hâlâ köhnemiş, kemikleşmiş sözlerle ve tavırlarla siyaset yapmak; kasabalı kafasıyla günlük hayatı ve sorunları anlamaya çalışmak belki kısa vadede oy hesaplarına uyabilir; ama geleceği kuracak olan siyaset tarzı bu değildir artık. Özellikle Mersin gibi dinamik, dünyaya ve hayata açık, kozmopolit kültürü gelişkin, tarihsel olarak ülke modernleşmesine model olmuş bir kentte vizyoner bir siyasetin gerekleri kökten değişmiştir. Özellikle iktidar partisi yerel yönetimi bu değişimin bilincine varmalı ve üst yönetimi de bu yönde etkilemelidir; yani kenti ziyaret eden Sn. Cumhurbaşkanıyla aynı karede fotoğrafa durarak çözülemeyecek bir meseledir bu!   İktidar partisinde bu yönde bir siyaset yapma kültürü değişimi, ihtimaldir ki muhalefet partilerinin siyaset yapma tarzlarını etkileyecektir ve sonunda bu kazanan  bu kent, Mersin olacaktır. Özetle: Yeter ki Genel Merkez yerel yönetiminde değişim beklendiği şu günlerde, dilerim yukarda kabaca not ettiğin konuları düşünmeye zaman ayırır, farkına varır, değerlendirir  ve çağdaş siyasete, insana, hayata, Mersin’e ve Mersinli hemşerilerimize layık bir karar için irade gösterir.   Ve umarım, kente ilgileri ve yaptırım güçleri yetersiz, yıllardır tamamlanamayan projelerle başarısızlıkları tartışmasız olan, Merkezî hükümetin başarılarının meyvesini yiyerek buralarda kasaba tarzı siyaset yapmakla yetinen köhne siyasetçiler sahneden çekilirler;  yeni vizyoner yüzler görürüz.   HARUN ARSLAN......21 Ağustos 2022    
Ekleme Tarihi: 21 Ağustos 2022 - Pazar

İktidar Partisi’nde ” Yeni İl Yönetimi”ne Doğru…

İktidar partisi mensubu milletvekilleri ve yerel parti yöneticilerinin, ilgili ilin kalkınmasında ve projelerinin tamamlanmasında çok etkin işlevi vardır

Başka bir ifadeyle: Kentin gelişmesi için hem İktidar Partisi yöneticilerinin hem de yerel yönetimin güçlü olması, adeta  kentin kaderini yönlendirir.

Bu açık hakikatin ışığında,  Mersin için ne söylenebilir?

Hiç tereddüt etmeden, hemen her düşünceden hemşerimizin görüş birliği içindedir: Bugüne kadar Mersin’in kaderine hükmedecek iradeye sahip başarılı İktidar partisi yöneticilerini görebildik.

 

Birçok ilde güçlü milletvekillerinin ve güçlü parti başkanlarının, gerektiğinde tek başlarına kentleri için neleri başardıklarının sayısız örneklerini biliyoruz.

Mersin nasıl bir kadersiz kenttir ki, bugüne kadar hem güçlü Milletvekillerine, hem de güçlü iktidar parti başkanlarına sahip olamamış ve birçok hayati önemdeki projesi sürüncemede kalmıştır.

Elbette bu makus talihin gökten inmediğini, meselenin Mersin’de siyasetin yapılanmasına ilişkin bir açmaz olduğunu biliyorum. Kabaca ve sadece tek bir özelliği not edelim:

Mersin’de hem Belediye seçimlerinde hem de genel seçimlerde aday belirlenişindeki temel ölçü liyakatten önce etnik taban ve kökendeki hemşerilik ilişkileridir; çünkü Mersin seçmeni küçük bir azınlık dışında göçle gelenlerdir ve yine büyük çoğunluğuyla da etnisiteye öncelik verir. Dolayısıyla partiler de aday saptarken politik kişilik ve donanımı değil, sürükleyeceği oyu hesaplar. Delege oyunları ve genel merkezle ilişkiler meselesine ise hiç girmeyelim!   

 

Konumuza dönersek:

Bir süredir Mersin Milletvekilleri konusunu yazıyorum.

Yıllardır süren, başta Havalimanı ve Akdeniz Sahil Yolu gibi önemli projeler konusunda siyaset çevrelerinden, özellikle de iktidar partisi kanadından tek bir söz duyamıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı kentimize geliyor ( ki kendilerinin büyük projelere ve yatırımlara olan ilgilerine, heyecanlarına hemen her düşünceden hepimiz tanığız), bu sürüncemede kalan projeler konusunda ne bir soru soruluyor, ne de tamamlanması konusunda bir destek isteniyor.

Olay,” birlikte fotoğraf karesinde olma” mücadelesinin ötesine gidemiyor!

Yalnızca, gelecek seçimde tekrar Milletvekili olmak için Cumhurbaşkanına ve Genel Merkeze  çalışıyor görünme çabasından öteye gitmeyen eski tip, modası geçmiş saha çalışmalarını görüyoruz.

Genel Merkez ne düşünürse düşünsün,  Mersin halkı bitirilemeyen projeleri, seçim öncesi göstermelik çalışmaları, anlamsız ziyaretleri, reklam amaçlı basın bildirilerini unutmayacak ve değerlendirecektir.

*              *                     *

Özellikle son dört iktidar partisi İl Başkanı’nı yakından tanıyorum.

Maalesef hiç biri başarılı olamamış, Mersin’in önemli projeleri konusunda herhangi  bir yaptırımda bulunamamış ve kent dinamikleri adına da öncü olamamıştır.

İktidar Partisi İl Başkanı”nın kent adına ne kadar önemli olduğunu bildiğim için, bundan önceki her üç İl Başkanı’nın da başarısız olduklarını, görevi bırakmaları gerektiğini yazılarımda sıklıkla belirtmiştim.

Maalesef hepsi göreve geldikten sonra İktidar gücünün de etkisi ile halktan uzaklaştılar, güç sarhoşluğu içine girdiler.

Son İl Başkanı ise alçakgönüllü yapısını hep korudu;  her zaman ulaşılabilir oldu. Saygılı, dost yapısıyla hafızalarımızdadır ve kendisini olumsuz anlamda eleştiren bir yazı da bugüne kadar yazmadım.

 

Yine tekrarlayalım: Mersin bugüne kadar kenti sahiplenen, yaptırım gücü olan, başarılı bir İl Başkanı’na sahip olamadı.

Şimdi yeni bir İl Başkanı arayışında olunduğunu duyuyoruz.

Umarım bu defa doğru bir seçim yapılır.

Önceki İl Başkanlarının başarısızlıklarını belirtirken, onları uyaracak ve yönetime ivme katacak bir il yöneticisinin de bulunmadığını gördük.

Şimdi bu önemli göreve getirilecek kişinin yeni bir anlayışta olması gerekiyor.

Şaibesi olmayan, partinin kuruluşundan beri içinde olan, halk tarafından kabullenilen, Mersinlilerin yapısını, beklentilerini bilen, çağdaş siyasetin gerekleri konusunda kültürel donanıma sahip, bu anlamda kentteki kişiler ve kurumlarla ilişkide zorlanmayan, merkezi yönetim üzerinde de etkisi olabilecek birisinin bu görevde olması gerek.

 

Benim bu konuda yaptığım bir özel kamuoyu araştırmasında öne çıkan eski bir parti kurucusu var. Her yönetimde değişen birçok partilinin aksine, her dönem parti içerisinde olan, partiden kopmayan, kentimizi benimseyen, sahiplenen, her kesim halk arasında da karşılığı olan, diyaloğa ve gelişime açık, duyarlı bir kişi… Yeter ki farkına varılsın ve değerlendirilsin.

 

Bu dünyanın en zengin ve stratejik bölgesinde olup da, ülkemizdeki çağdaş sosyo-kültürel ve ekonomik  gelişmeden hak ettiği payı alamayan Mersin’de, bu yıllardır süren anlayıştaki kemikleşmiş figürlerle bir yere ulaşılamayacağı bir gerçektir. Dünya hızla değişiyor; ülkemiz derin değişimler yaşıyor; iletişim ve bilişim teknolojileri neredeyse her an yeni bir gelişme vaat ederek yol alıyor; seçmen profillerini belirleyen değerler her on yılda kökten sarsılıyor ve elbette siyaset de kavram ve işleyiş olarak yepyeni içerikler kazanıyor.

 

Bu bağlamda hâlâ köhnemiş, kemikleşmiş sözlerle ve tavırlarla siyaset yapmak; kasabalı kafasıyla günlük hayatı ve sorunları anlamaya çalışmak belki kısa vadede oy hesaplarına uyabilir; ama geleceği kuracak olan siyaset tarzı bu değildir artık. Özellikle Mersin gibi dinamik, dünyaya ve hayata açık, kozmopolit kültürü gelişkin, tarihsel olarak ülke modernleşmesine model olmuş bir kentte vizyoner bir siyasetin gerekleri kökten değişmiştir. Özellikle iktidar partisi yerel yönetimi bu değişimin bilincine varmalı ve üst yönetimi de bu yönde etkilemelidir; yani kenti ziyaret eden Sn. Cumhurbaşkanıyla aynı karede fotoğrafa durarak çözülemeyecek bir meseledir bu!

 

İktidar partisinde bu yönde bir siyaset yapma kültürü değişimi, ihtimaldir ki muhalefet partilerinin siyaset yapma tarzlarını etkileyecektir ve sonunda bu kazanan  bu kent, Mersin olacaktır.

Özetle: Yeter ki Genel Merkez yerel yönetiminde değişim beklendiği şu günlerde, dilerim yukarda kabaca not ettiğin konuları düşünmeye zaman ayırır, farkına varır, değerlendirir  ve çağdaş siyasete, insana, hayata, Mersin’e ve Mersinli hemşerilerimize layık bir karar için irade gösterir.

 

Ve umarım, kente ilgileri ve yaptırım güçleri yetersiz, yıllardır tamamlanamayan projelerle başarısızlıkları tartışmasız olan, Merkezî hükümetin başarılarının meyvesini yiyerek buralarda kasaba tarzı siyaset yapmakla yetinen köhne siyasetçiler sahneden çekilirler;  yeni vizyoner yüzler görürüz.

 

HARUN ARSLAN......21 Ağustos 2022

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.