“En iyi, iyinin düşmanıdır”     2030 senesinde şimdikinden çok başka bir dünyada yaşayacağız. Bunu anlamak için pandemi öncesi dünyayı düşünmek yeterlidir sanıyorum. Aradan daha iki sene bile geçmedi ama dünya ayarları sonsuza değin değişti. Artık pandemi öncesi bir dünya asla geri gelmeyecektir. Pandemi sürecinde ve halen öne en çok çıkan olguların bir tanesi de dijitalleşmenin artmış olmasıdır. Bilişim sektörü de diyebileceğimiz bu alan, iletişimden tutun da finans, eğitim, eğlence, sağlık her şeyi içine katıyor. İnsanlar hiç olmadığı kadar bilişim dünyasında vakit geçiriyor. Tabii bu süreç henüz tamamlanmış değil. 2030 senesine kadar geçecek zaman dilimi, dünyayı çok değiştirecek. ‘Olmaz, olamaz’ denilen şeyler gerçekleşecek. Bunu sadece olumsuz taraftan almak da doğru değil elbette.   2022 yılında Türkiye internet kullanım (16-74 yaş arası) oranı yüzde 85’e ulaşmış durumda.  Geçen yıla göre yüzde 2.4 oranında bir artış söz konusu ki artış artarak devam edecektir. Ülke genelinde internet erişim imkanına sahip hanelerin oranı da yüzde 94.1’i bulmuştur. Birkaç yıl sonra tüm hanelerde erişim söz konusudur.   İnternet kullanımı giderek akıllı telefon üzerindeki uygulamalara kaymaktadır. Bugün telefona sadece telefon demek doğru olmaz. Elimizdeki akıllı cihazlarla mobil halde, bir bilgisayardan beklenen hemen her şey gerçekleşmektedir. Türkiye internet kullanıcıları; yüzde 68.7 oranında e-devlet, yüzde 82 WhatsApp, yüzde 67.2 YouTube, yüzde 20.2 Twitter, yüzde 57.6 Instagram, yüzde 50.4 de Facebook kullanıcısıdır. Bu verilere ilaveten internet alış-verişleri de artış göstermektedir ve oradaki oran da yüzde 46.2’ dir.   Türkiye, yeni teknolojilere uyum ve kullanım alanında, dünyanın önde giden ülkesidir. Öyle ki birçok teknoloji şirketi yeni uygulamalarını ilk Türkiye’den başlatmaktadır. Bunda ülkedeki genç nüfusun payının büyük rol oynadığı düşünülmektedir. Bilgi paylaşımı, hızı ve erişilebilirliği artmaktadır. Bu yeni teknoloji ürünleri üretimini de olumlu etkileyerek, gelişmiş ülke, gelişmekte olan ülke ayrımını da giderek önemsiz kılmaktadır. Öyle ki gelişmiş ülkelerin bugünkü durağan halleri, o ülkelerin geri gittiğinden değil, gelişmekte olan ülkelerin hızlı ataklar yaptıklarından ve arayı çabucak kapatma isteklerinden kaynaklıdır.   Teknoloji ürünlerinden bilhassa internet tabanlı olanlardan beklenen nedir? Hız, kapasite, ucuzluk, kesintisizlik ve her yerden erişilebilir olmasıdır. Bu amaçla çalışmalar son sürat devam etmektedir. Buna en son örnek ise daha 5G teknolojisi tam oturmadan 6G’nin dünyanın gündemine girmiş olmasıdır. Artan veri yoğunluğuna cevap verebilmek amacıyla 5G standartları geliştirilmektedir. Birçok farklı kablosuz haberleşme ihtiyacının giderek artacağından yola çıkarak, 6G çalışmalarına hız verilmiştir. 6G teknolojisi, 2026 yılında standart çalışmalara başlayıp, 2030’lu yıllarda tüketicinin beğenisine sunulmuş olacak.   Peki 6G ile ne gibi değişiklik olacak? Yapay zeka ve makine öğrenmesi gibi teknikleri de kullanarak insan ve çevrenin- nesnelerin- bütünleşmesi sağlanacak. 6G’deki en temel özellik bu olacak. İnsanların günden güne daha fazla kişisel veriler yüklediği akıllı telefonlardaki uygulamaların, siber güvenlik bakımından güçlendirilmesi, tehditlerin azaltılması güvenli teknolojilerle donatılması da 6G ile daha mümkün olacak.   Türkiye’de şu anda az sayıda 6G ile ilgili çalışmalar olmakla beraber, bu alandaki farkındalığın artması yönünde de girişimler başlamış durumda. Özellikle savunma sanayisinin 6G teknolojisinde de öncülük yapması bekleniyor.