“Bir şeyin sebebi varsa, sonucu da vardır”
Bu aralar Almanya çok konuşulur oldu. Rusya’nın enerji vanalarını kapatması, en çok AB’nin lokomotifi Almanya’yı vuracak gibi. Benim Almanya ile duygusal bağım var. 13 yıl Berlin’de yaşadım. Akrabalarım, arkadaşlarım hala oradalar. Almanya milyonlarca Türk vatandaşının adeta ikinci vatanı konumundadır. Orada yaşayanların Türkiye’deki akrabaları da göz önüne alındığında ortaya küçümsenmeyecek sayılar çıkar. Almanya Türkiye’nin birinci sıradaki ticari partneridir. Ülkeye ikinci büyük turist kitlesi yine Almanya’dan gelmektedir. İlişkilerimizin en üst seviyede olduğu bir devlettir Almanya. Tarihten gelen bağlar da kuvvetlidir iki ülke arasında.
Almanya ulusal birliğini geç sağladığından, sömürge ülkeleri edinememiştir. Ulusal birliğini sağladıktan sonra da hızla dünya sahnesinde yerini almıştır. Bilimde, felsefede çok ileri giden bir ülkedir Almanya. Sanayisi, özellikle savaş sanayisini ileri taşıyarak 1.dünya savaşının önde giden ülkesi olmuştur. O dönemki müttefikliğimiz iki ülkeye de savaş kaybettirmekle sonuçlanmıştır. Savaşın sonunda Osmanlı dağılırken, Almanya ağır savaş yenilgi şartlarına tabi tutulmuştur. Ağır savaş yaptırımlarını bir türlü içine sindiremeyen Almanya, 1.dünya savaşı sonrası içine düştüğü zor durumu, Hitler’i iktidara taşıyarak aştığını zannetmiştir.
Hitler yeniden silahlanma yarışına girerek, kaybettiklerini telafi etmek peşine düşmüştür. Ülke içinde korkunç bir ırkçılık uygulayarak demir yumrukla yönetimini pekiştirmiştir. Ülkeyi 5-6 yıl gibi kısa bir zaman diliminde ayağa kaldırmış, ordusunu çok güçlendirmiştir. O dönemki muhalif Alman bilim insanları, akademisyenler Atatürk Türkiye’si tarafından davet edilmiş, faydalı işlere imza atılmıştır.
Almanya iki dünya savaşının da failidir. 2. dünya savaşını 1939’da Hitler Almanya’sı başlatmıştır. Başlarda ‘şimşek savaşı- Blitz Krieg’ denilen Alman savaş taktiği iyi giderken, Hitler’in hesapsız ve ihtiraslı tutumundan dolayı savaş, dünyaya çok büyük zararlar vererek sonuçlanmıştır. Türkiye bu savaşta bağımsız kalmayı başararak, ülkeyi olası bir yıkımdan korumuştur. Yenilen Almanya ikiye bölünerek, doğu kısmı Sovyet hakimiyetine batı kısmı da Amerikan hakimiyetine geçmiştir.
Savaş sonrası Batı Almanya, Amerikan yardımlarıyla hızla tekrar ayağa kalkmış, sanayisini yeniden kurmuştur. Doğu Almanya ise Sovyet güdümünde aynı başarıyı gösterememiştir. Batı Almanya sanayide bir dev haline gelerek dünyanın 4. büyük ekonomisi konumuna yükselmiştir. Fakat savaş mağduru olarak sembolik bir ordu dışında silahlanması ve büyük ordu kurması engellenmiştir. Büyüyen Almanya, iş gücünü karşılamak için aralarında Türkiye’nin de bulunduğu ülkelerden iş gücü almıştır (1961). Böylece orada 3 milyonu aşan bir Türkiyeli varlığı oluşmuştur.
Almanya AB’yi kurmuştur (1957). 1989 yılında Doğu Almanya ile birleşme sağlanmıştır. Ekonomik ve siyasi açıdan sürekli büyüyen Almanya, askeri açıdan bir cüce olarak kalmış ve NATO himayesinde bugüne değin gelebilmiştir. Ancak sorunları vardır. En başta yaşlanan nüfus problemi vardır. Göçmenler sorunu, yükselen ırkçılık sorunu vardır. Ancak tüm bunların başına, Şubat 2022’de başlayan Ukrayna savaşı oturmuştur. Gelinen noktada 2 trilyon dolarlık Alman ekonomisinin 50 -60 milyar dolarlık Rus enerjisine aşırı bağımlı olduğu ortaya çıkmıştır.
ABD’nin politikalarına aşırı angaje olan Almanya, şu an büyük bir krizle karşı karşıyadır. Ne Ukrayna savaşı ne de Rusya’ya uygulanan ambargolar Almanya’nın işine hiç gelmemektedir. Ancak yeterli askeri gücü olmadığından, ABD’ye aşırı bağımlıdır ve istemeye istemeye ABD politikalarını desteklemektedir. Fakat Alman vatandaşları hükümetleri gibi düşünmemektedir. Protestolar, huzursuzluklar başlamıştır. Muhtemelen hükümet değişecektir. 2023 yılında 2. dünya savaş yaptırımları bitecek, Almanya daha özgür davranabilecektir.
Almanya bu durumu yeniden güçlü bir ordu kurmak için kullanır mı? 1. ve 2. dünya savaşlarının fitilini ateşleyen Almanya, yeni dönemde silahlanarak dünyanın başına tekrar felaket getirir mi? 2023 yılı bu soruların büyük ölçüde cevaplandığı bir yıl olacaktır. Silahlanan ve otoriterleşen bir Almanya, bizim oradaki vatandaşlarımız ve Türkiye için güzel sonuçlar doğurmayacaktır.