“Devlet o kadar iffetli bir gelindir ki iki kişinin birden karısı olmaz”
Almanya ve darbe hiç yan yana gelecek gibi değil. Bizler darbeleri daha çok az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelere yakıştırırız ki 20. yüzyıl bunun örnekleriyle doludur. Ülkemiz bakımından da bu böyledir. Türkiye tarihi aynı zamanda bir darbeler tarihidir diyebiliriz. Siyaseti ekonomisi yolunda giden ülkelerde darbeler gündeme gelmez. Fakat işler bozulmaya doğru evirildiğinde darbeler veya en azından darbe oluşum ve girişimlerine tanık olabilirsiniz.
Batı dünyasında siyasi ve ekonomik manada işlerin yolunda gitmediğinin göstergesidir oralarda çıkan krizler, darbe söylentileri… ABD’deki Beyaz Saray baskını ya da askerlerin bildiriler yayınlaması falan buna işarettir. Ukrayna savaşıyla beraber Avrupa’da derinleşen krizler iyice su yüzüne çıkmıştır. Siyaset- ekonomi arasında güçlü bağlar vardır. Her ikisi de birbirini etkiler. Birindeki bozulma, yozlaşma diğerine sirayet eder.
Almanya’daki ekonomik daralma siyasette bunalımlı süreçlere meyil vermektedir. Almanya özelinde buna yaşlanan nüfusu, göçmenler meselesini ve askeri açıdan bağımlı ve cüce oluşu da ekleyin! Yaşlanan nüfus, doğurganlığın azalması ekonomideki sıkıntıları beraberinde getiriyor. Bilhassa emek yoğun iş kollarında, hizmet sektöründe çalışacak genç ve dinamik nüfus sıkıntısı Almanya’yı göçmenlere bağımlı kılmaktadır. Yeni göç yasası bunun için çıkartılmıştır.
Alman sağlık, lojistik, yazılım sektörleri iş gücü sıkıntısı ile karşı karşıyadır. Halihazırda büyük yabacı nüfusa sahip Almanya, bununla yetinmeyip, işleri döndürmek için daha fazla göçmene ihtiyaç duymaktadır. Bu, Almanya’daki yabancı ve göçmen karşıtlığını arttırmaktadır. Yabancı karşıtlığı milli duygularla hareket eden grupları güçlendirmektedir.
İşte, geçenlerde kendilerine operasyon yapılan ‘Reichsbürger- İmparatorluk Vatandaşları’ grubu böyle bir oluşumdur. Almanya’yı yeniden eski güçlü günlerine(!) döndürmek isteyenlerden oluşmaktadır. Zira İmparatorluk Vatandaşları ve benzer örgütler, Almanya’nın Almanya’dan ve de Almanlar tarafından yönetildiğine inanmamaktalar. Alman resmi makamlarını tanımamaktalar.
Eski güçlü günler Almanya için ne demektir? İlki Bismarck tarafından tesis edilen milli birlik (1871) günlerine gitmektir. İkincisi ve daha da önemlisi Hitler tarafından kurulan (1933- 1945) adına 3. Reich ( üçüncü Alman İmparatorluğu) de denilen dönemdir. Almanya’nın Führer Hitler döneminde felakete uğramış olması, asla bu grupları aynı süreçleri yeniden denemekten alıkoymamaktadır. Zira onlar Führer’in ideallerini tekrar gerçekleştirmek istemektedirler.
Hitler planlarını uygulamak için öncelikle, ülkedeki Yahudi varlığından ve etkisinden kurtulmakla başlamıştı. Şimdiki darbe girişiminde bulunanlar da bu örneği günümüzde Almanya’daki göçmenleri ülkelerine göndermekle başlatmak istiyorlar. Göçmenlerin ki başta Türkler gelmektedir, darbeye adı karışanlar açısından onların Alman vatandaşlığına geçmeleri bile hükümsüz sayılmaktadır.
Diğer yazılarımda da belirttiğim gibi Almanya, Türkiye açısından önemli bir ülkedir. Bunun güçlü nedenleri vardır. Almanya bizim en büyük ticari partnerimizdir. Turizm gelirlerinde ikinci sıradaki ülkedir. Oradaki Türk vatandaşı varlığı, Türkiye dışındaki Türklerin en yoğun olarak bulunduğu (3 milyon civarında) ülkedir.
‘Almanya’da darbe olur mu’ sorusuna şu an öyle bir tehlike yok diyebiliriz. Ama ekonomisi bozuldukça ve milli ordusu güçlendikçe, darbe ihtimali de yükselecektir. Almanya’daki darbe ilk önce oradaki Türkleri ve Türkiye’yi ilgilendirecektir.