Bekir Zorba
Köşe Yazarı
Bekir Zorba
 

Teknolojik Atılım ve Şeffaflık

"Şúphe, bilginin kaynağıdır"   Bu kez de savunma sanayi katkı payı, milleti ikiye böldü. Hararetli tartışmalar savunma alanına taşındı. Zannediyorum ki alınan katkı payından ziyade, kaynakların nereye ve nasıl harcandığıdır asıl tartışma konusu. Vatandaş devletine ordusuna bağlıdır bunda hiç şüphe yoktur. Fakat toplanan paraların yerinde kullanılıp kullanılmadığı hep soru işaretidir.   Toplanan vergiler tam yerine ulaşsaydı eğer, ülkemiz daha ileri safhalarda bulunurdu. Vatandaş bugünlerde hayli kaygılı. Etrafımızda gelişen insanlık dışı saldırılar, katliamlar insanları hâliyle geriyor, endişeye sevk ediyor.   İçinde benim de bulunduğum bir kısım vatandaş da savunma araçları bakımından geri ve geç kalışımızı dert ediniyor. Öyle ya millî teknoloji atılımları akamete uğratılmasa, günümüz Türkiye'si bambaşka bir aşamaya geçerdi. Başta uçak, otomobil imalatı yerli emperyalist işbirlikçileri tarafından engellenmiştir.    Başka ülkeler teknolojik ataklar yaparken bizler kılık kıyafet, sakal bıyıkla uğraştık. Bilim insanları, sanatçılar şucu bucu diyerek kamplaştı. Bir çok değerli insan yargılandı cezalar aldı. Yurt dışına çıkmak zorunda bırakıldı. İnsan kaynakları hovardaca heba edildi. Enerjiler boş şeylere aktı..   Son 20 yılda tekrardan milli sanayileşme alanında seferberlik başlatıldı. Neredeyse tüm sanayi ürünleri, silahlar ithaldi. 2002 yılında yüzde 15 yerli ve milli olan savunma sanayi sektörü, bugün yüzde 80'lere ulaşmış vaziyettedir. Savunma sanayi diğer tüm sektörleri de harekete geçirir.   Askeri alanda geliştirilen bir ürün, sadece askerîyeyle sınırlı kalmaz diğer branşlara da sirayet eder. İhracat yaptığınızda, para geliri yanında uluslararası arenada prestijiniz, pazarlık gücünüz artar. Bir ürünün uluslararası piyasada kabul görmesi, yaygınlaşması için ortalama -projeden ar-ge'ye, üretimi, sertifikasyonu, testler vb.- 10-15 yıl gibi bir zaman dilimine ihtiyaç vardır.    Krizler ve savaş riski artmaktadır. Ülkeler hızla silahlanmaya, yeni müttefikler, oluşumlar geliştirmeye başlamıştır. Teknoloji ve savunma alanında eksikleri bulunanlar hummalı çalışmalar içindedir. Adeta zamana karşı bir yarış söz konusudur. İlave kaynaklar gerekmektedir. İşte yeni katkı payını bu çerçevede görmek gerekir.   Türkiye acilen eksikliklerini projelerini tamamlamalıdır. İnternet, uydu konumlama ve iletişimi hayati noktaya gelmiştir. Misal, tüm araç gereçleriniz var  diyelim ama uydu bağlantınız yoksa her şey boşa gitmiş demektir. Bu amaçla Baykar şirketi alçak yörünge uyduları üretimine başlamıştır. Üretilen iki uydunun testleri sürmektedir. Hedef, 10 yıl içinde 100 takım uyduyu yörüngeye yerleştirip, bu alanda da yerli -milli aşamaya geçmektir.   Türkiye halihazırda uydu yapımı teknolojisine sahiptir. Ancak fırlatma teknolojisi ve yörüngeye taşıma işi henüz halledilmemiştir. Tübitak, Roketsan, ASELSAN, Delta V, Fergani gibi kurum ve şirketler bu alanda müthiş çalışma içindedir.   Türkiye, organize sanayi bölgeleri, tekno kentler, bilim ve ARGE merkezleri aracılığıyla yatırım ve üretimde büyümektedir. Yıllık 256 milyar dolarlık ihracat, üretimin açıkça göstergesidir.    Türkiye ayrıca uluslararası doğrudan yatırımda aldığı payı büyütmüştür. 1973-2002 arasında 15 milyar dolar olan doğrudan yabancı sermaye girişi, 2003-2023 yıllarında 262 milyar dolara çıkmıştır.    Gelinen noktada sanatta, sporda, gelir dağılımında, hukukta, şeffaflıkta maalesef aynı başarılar yakalanamamıştır. Vatandaşlar yoğun gelecek kaygısı taşımaktadırlar. Ülkede elde edilen zenginliklerin adil paylaşımında sorunlar vardır. Toplanan kaynakların harcanması, kamu yatırımları, ihaleleri konusunda daha fazla şeffaflığa ihtiyaç vardır.
Ekleme Tarihi: 19 Ekim 2024 - Cumartesi

Teknolojik Atılım ve Şeffaflık

"Şúphe, bilginin kaynağıdır"

  Bu kez de savunma sanayi katkı payı, milleti ikiye böldü. Hararetli tartışmalar savunma alanına taşındı. Zannediyorum ki alınan katkı payından ziyade, kaynakların nereye ve nasıl harcandığıdır asıl tartışma konusu. Vatandaş devletine ordusuna bağlıdır bunda hiç şüphe yoktur. Fakat toplanan paraların yerinde kullanılıp kullanılmadığı hep soru işaretidir.
  Toplanan vergiler tam yerine ulaşsaydı eğer, ülkemiz daha ileri safhalarda bulunurdu. Vatandaş bugünlerde hayli kaygılı. Etrafımızda gelişen insanlık dışı saldırılar, katliamlar insanları hâliyle geriyor, endişeye sevk ediyor.
  İçinde benim de bulunduğum bir kısım vatandaş da savunma araçları bakımından geri ve geç kalışımızı dert ediniyor. Öyle ya millî teknoloji atılımları akamete uğratılmasa, günümüz Türkiye'si bambaşka bir aşamaya geçerdi. Başta uçak, otomobil imalatı yerli emperyalist işbirlikçileri tarafından engellenmiştir. 
  Başka ülkeler teknolojik ataklar yaparken bizler kılık kıyafet, sakal bıyıkla uğraştık. Bilim insanları, sanatçılar şucu bucu diyerek kamplaştı. Bir çok değerli insan yargılandı cezalar aldı. Yurt dışına çıkmak zorunda bırakıldı. İnsan kaynakları hovardaca heba edildi. Enerjiler boş şeylere aktı..
  Son 20 yılda tekrardan milli sanayileşme alanında seferberlik başlatıldı. Neredeyse tüm sanayi ürünleri, silahlar ithaldi. 2002 yılında yüzde 15 yerli ve milli olan savunma sanayi sektörü, bugün yüzde 80'lere ulaşmış vaziyettedir. Savunma sanayi diğer tüm sektörleri de harekete geçirir.
  Askeri alanda geliştirilen bir ürün, sadece askerîyeyle sınırlı kalmaz diğer branşlara da sirayet eder. İhracat yaptığınızda, para geliri yanında uluslararası arenada prestijiniz, pazarlık gücünüz artar. Bir ürünün uluslararası piyasada kabul görmesi, yaygınlaşması için ortalama -projeden ar-ge'ye, üretimi, sertifikasyonu, testler vb.- 10-15 yıl gibi bir zaman dilimine ihtiyaç vardır. 
  Krizler ve savaş riski artmaktadır. Ülkeler hızla silahlanmaya, yeni müttefikler, oluşumlar geliştirmeye başlamıştır. Teknoloji ve savunma alanında eksikleri bulunanlar hummalı çalışmalar içindedir. Adeta zamana karşı bir yarış söz konusudur. İlave kaynaklar gerekmektedir. İşte yeni katkı payını bu çerçevede görmek gerekir.
  Türkiye acilen eksikliklerini projelerini tamamlamalıdır. İnternet, uydu konumlama ve iletişimi hayati noktaya gelmiştir. Misal, tüm araç gereçleriniz var  diyelim ama uydu bağlantınız yoksa her şey boşa gitmiş demektir. Bu amaçla Baykar şirketi alçak yörünge uyduları üretimine başlamıştır. Üretilen iki uydunun testleri sürmektedir. Hedef, 10 yıl içinde 100 takım uyduyu yörüngeye yerleştirip, bu alanda da yerli -milli aşamaya geçmektir.
  Türkiye halihazırda uydu yapımı teknolojisine sahiptir. Ancak fırlatma teknolojisi ve yörüngeye taşıma işi henüz halledilmemiştir. Tübitak, Roketsan, ASELSAN, Delta V, Fergani gibi kurum ve şirketler bu alanda müthiş çalışma içindedir.
  Türkiye, organize sanayi bölgeleri, tekno kentler, bilim ve ARGE merkezleri aracılığıyla yatırım ve üretimde büyümektedir. Yıllık 256 milyar dolarlık ihracat, üretimin açıkça göstergesidir. 
  Türkiye ayrıca uluslararası doğrudan yatırımda aldığı payı büyütmüştür. 1973-2002 arasında 15 milyar dolar olan doğrudan yabancı sermaye girişi, 2003-2023 yıllarında 262 milyar dolara çıkmıştır. 
  Gelinen noktada sanatta, sporda, gelir dağılımında, hukukta, şeffaflıkta maalesef aynı başarılar yakalanamamıştır. Vatandaşlar yoğun gelecek kaygısı taşımaktadırlar. Ülkede elde edilen zenginliklerin adil paylaşımında sorunlar vardır. Toplanan kaynakların harcanması, kamu yatırımları, ihaleleri konusunda daha fazla şeffaflığa ihtiyaç vardır.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.