"Bütün tuzaklar sınırlandırmak için ayarlanır"
Yeni haçlı seferleri mümkün müdür? Soruya ilk bakışta olumsuz cevap verilse de yakın gelecekte böyle gelişmelerin olabileceği ihtimal dahilindedir. Öyle ki hiç tahmin edemediğimiz veya imkansız gördüğümüz birçok olayla çok yakın zamanda karşılaştık ve de gün be gün yenileri dünya sahnesinde yerini almaktadır.
Gazze'de yaşananlar tam bir insanlık dramıdır, 21. yy. soykırımıdır. ' Bunu da mı görecektik?' denen ne varsa tek tek gerçekleşiyor. Trump'ın seçilmesiyle oluşan kısmi iyimserlik yerini çabucak karamsarlığa ve korkuya bıraktı. Hukukun işlemediği ve güce dayalı yeni bir dönemin kapıları aralanıyor.
Trump iç cepheyi sağlam tutmak için beyaz hristiyan insan profiline sarılıyor, sahip çıkıyor. Bu sebeple hristiyan değerlerini savunmayı amaç edinen yeni bir ofis kurdu. Trump buradan hareketle 'Batı medeniyetini' kurtarmak yeniden ihya etmek istiyor. Batı medeniyeti derken buna, Avrupa'yı da katmak niyetinde. Ancak bugünkü Avrupa'yı değil.
Trump'ın istediği Avrupa, onun değerleriyle, politikalarıyla örtüşen bir Avrupa. İşte o yüzden Avrupa'daki seçimlere müdahil oluyor ve kendine yakın hükümetleri işbaşına taşımak istiyor. Burada öncelikli hedefi Almanya, Fransa ve İngiltere'dir.
Dışarıdan bakıldığında ya da fazla angaje olunmadığında dikkat çekmeyen manevralar görülüyor dünya siyasetinde. Diplomatik trafik artıyor. Silahlanma ve orduları güçlendirme çabaları sürüyor. Yeni ittifak arayışları test ediliyor. Avrupa Birliği zor günler geçiriyor. ABD Avrupa'nın savunma kanadından çekilirse, Avrupa Birliği dağılma tehlikesi yaşar. Trump'a göre AB küreselcilerin etkisinde ve bu haliyle desteklenemez.
Küreselci kapitalistler daha liberal, sol diyebileceğimiz bir politika izliyor. Siyonist olmayan Yahudileri temsil eden, ulus devletleri, aileyi, doğuştan gelen cinsel ayrımı, dinî ve millî değerleri õncelemeyen, göçmenlere daha ılımlı yaklaşan, nihai hedefte bir dijital dünya devleti arzulayan yapıdalar. Trump'un temsil ettiği kapitalistler ise Siyonist Yahudiler, Hristiyanlar, dinî milli değerleri esas alan, beyaz ırkın üstünlüğünü savunan, göçmen karşıtı, aileyi, ulus devletleri öne çıkartan ve dünya ticaretinde kendi ülkeleri lehine koruma duvarları ören ve en önemlisi yeniden Batı diyen, Batı değerlerine sarılan sağ tendenzlı yapıdır.
Dünya genelinde şu an iki kapitalist eğilimin mücadelesi yaşanmaktadır ki her iki ana akımın da dünya devletlerinde taraftarları, karşıtları vardır. AB, İngiltere, Çin daha çok küreselci etkisindedir. ABD'deki mücadele ise Trump'ın iktidara gelmesine rağmen henüz sonlanmamıştır.
ABD'de Trump yerini sağlamlaştırır ve Avrupa'da da yandaş hükümetleri iktidara taşırsa bu, onlar adına Batı medeniyetinin bir zaferi olarak algılanacaktır. Siyonistlerin ve Hristiyan değerlerini savunanların, küreselci kapitalistleri oyun dışına ittikleri bir konumlanma, yeni bir haçlı zihniyeti doğuracaktır.
Şimdiden Trump yandaşlarında haçlı ruhu oluşturma niyetleri gözlemlenmektedir. Geçmişte yarım kalan Kudüs -Filistin meselesini tamamlamak istiyorlar. Fakat ne henüz Trump iktidarını sağlama almıştır ne de Avrupa'da istedikleri hükümetler işbaşındadır.
Yakın gelecekte haçlı ruhuyla hareket eden, olası bir ulusçu Hristiyan Batı Birliği (ABD -Avrupa) dünyanın geri kalanı için fakat özellikle İslam dünyası için açık, kural ve hukuk tanımaz bir tehlike oluşturacaktır.