Çok gezen vukuat silsilelerine muhatap olur. Kumraldede
Anıların yazılacağı bir yaş sınırı var mıdır? Erken yaşlarda anılara değinildiğinde sıkça uyarı alır insan. Anılar için vakit her zaman erkendir(!). Yaşlılıkta anıları kağıda dökmek önerilse de kimin ne kadar yaşayacağını kimse bilemez! O yüzden fırsat buldukça yeri geldikçe insan anılarından, yaşadıklarından bahsedebilmeli.
Metropol İş Merkezinde yirmi yılım geçti. Orası benim için konu ambarıdır. İşte bugün misafiri olduğum Kumraldede de Metropolde tanıdığım, iz bırakan insanlardandır. Arkadaşlığımız çeyrek yüzyıla uzanır. Demli çaylar eşliğinde nice sohbetler biriktirmişizdir. Dostum, Kumraldede ismini kullanır. Bu ad ile yazılar yazar görüşler dile getirir Tanınmak, bilinmek iddiasında olmadığından gerçek ismini kullanmak istemez. Teni kumraldı. Osmanlının ilk kuruluş yıllarında yaşamış, Şeyh Edebalinin müritlerinden bir ulu zatın ismini kendine yakıştırdı. Gençlik yıllarından bu yana gönül adamlığı da ifade eden isim üzerine yakıştı. O da memnuniyetle taşıdı
Rind meşrep kişiliği hep ağır basmıştır. Hayatını gezmek üzerine kurdu. Yaşadı, dokundu, izler bıraktı, dersler çıkardı aynı zamanda ama tüm bunları hissederek, keyif alarak yaptı. Belki de bakmak ile görmek arasındaki nüansı en iyi yakalayanlardan oldu. Elbette o Amerikayı yeniden keşfetmek için çıkmadı yola
Başlarda babasının memuriyetiyle mecburiyet sonucu oluşan bu edinim, zamanla tutkuya, alışkanlığa dönüştü. Kayseride doğdu. İstanbuldan Bursaya oradan Erzuruma Anadolunun dört bir köşesinde yaşam sürdü, eğitim aldı, işler yaptı. Bununla yetinmeyip yurtdışında da birçok ülke gezdi Gurbet insana çok şey öğretir. Öğrettikleri arasında bence en önemlisi insanı olgunlaştıran, diğer insanlara yakınlaştıran yönüdür. İşte bu haslet Kumraldedede fazlasıyla vardır.
Gelişmiş Batı ülkeleri(!) hariç ki; vize işlemleri esnasında seviyesiz bir diyaloğa isyan ederek gitmekten vazgeçti. Ağırlıkla Doğu Avrupa, Türk devletleri ve Arap ülkelerinde bulundu. Mısır, BAE, Azerbaycan, Bulgaristan, Türkmenistan bunlardan bazıları Okudukları, kazanımları bir yana, hayat üniversitesinde gördüklerini değerlendiren ve hayatını bunun üzerine bina eden biri o.
İlk yurtdışı deneyimini Romanyada yaşadı. Çavuseşku rejimi o gittikten üç ay sonra devrildi. Halk devriminin tüm heyecanını tattı, altüst oluşlara tanıklık etti. Dokuz yıl orada kaldı. Türkiyedeyken Sosyalist ülkeler hakkında anlatılan onca yanlışa şahit oldu. Mesela, bu rejimlerin insana hiçbir şey vermediği seksen öncesi Türkiyesinde yaygın bir kanaatti. Oysa o, Romenlerin eve, arabaya sahip olduklarını gördü. Lakin bu sahte sahiplikti. Devlet bütün bunları halkı kontrol etmek için kullanıyordu fakat sağlık, eğitim gibi, iş gibi garantileri vardı. En önemlisi güven içinde yaşıyorlardı. Tabii çelişkiler de yok değildi. Aynı insanlar basit bir tüketim maddesi için saatlerce kuyruğa giriyorlardı, attıkları her adım izleniyor, seyahat özgürlükleri son derece sınırlanıyordu. Romanyadayken sık sık Moldova, Macaristan, Belarus, Ukrayna geçişleri olurdu.
Gün geldi kuzeyin soğuğundan güneyin sıcağına geçti. Avrupada karla örtülen yollar bu coğrafyada fırtınaların oluşturduğu kumlarla kaplanıyordu. Tunustan başlayarak Akdeniz sahilindeki ülkeleri gördü. Buradaki izlenimlerini şöyle özetliyor Kumraldede: Lise çağlarıma kadar bende bir Arap ülkeleri hayranlığı vardı. Fakat oralarda Türkiyenin çeyreği kadar bile olmayan bir sosyal yaşantı vardı. İslam medeniyetinin daha baskın tesirlerini göreceğimi zannederken, bundan eser olmadığını gördüm. Bu bende büyük bir hayal kırıklığı yarattı.
Sonra, Türk Cumhuriyetlerine yöneltti rotasını. Oralar da o dönemde demirperde ülkelerinde yaşananlara benzemekle beraber, Türklerin manevi esasları çok örselenmişti.
Anlatacakları elbette bu kısa köşe yazısına sığmayacak kadar fazla. O, sevdiklerine kendini hissettirmeden feda eden, idraki; belki de kıyamete kalacak dargınlıklarla, gönlünde barışmış birisidir. Biz şimdilik onun şu ibret alınacak sözleri ile bitirmek durumundayız.
Ne Avrupa ne Arap ülkeleri ya da başka bir yer; dört mevsimin birden hüküm sürdüğü bir Türkiye etmez. Dışarıyı bilenler ancak beni çok daha iyi anlayacaklardır.