Ben de eleştirme kolaycılığına kaçanlardanım. Bir etkinliğin başarısına katkı sunmak gerekirken, eleştirme başka bir şey. Biz tembellik yapanlar daha sık eleştiririz. Elimizi taşın altına koymayı fazla istemeyiz. Mersinde organizasyon gerçekleştirmenin güçlüklerini bilirim. Bu hususta başarı hanemizin dolu olduğu söylenemez. Hele hele fuarlar, festivaller büyük tecrübe, kültür birikimi ve deneyim talep eden organizasyonlardır. Mersin şehrinin kısa tarihi göz önüne alındığında, geleneksellik arz eden işlerin başarısı, anlaşılan daha çok bekleyecek.
Geçen hafta içinde, Mersin Kitap Fuarı ile ilgili çıkan yazılar, pek olumlu değildi. İşte o yüzden cumartesi günü, iç burukluğu içerisinde ziyaret ettim fuarı. Fakat gördüğüm manzara, basına yansıdığı kadar değildi. Hafta sonu olmasının verdiği ekstra ziyaretçi akını vardı sanki. Kalabalık açısından bakıldığında yeterli sayıda ziyaretçi göze çarpıyordu. Tabii bunun kitap satışlarına, ne kadar yansıdığı ayrı bir tartışma konusu.
Yayınevlerinin yanı sıra derneklerimiz ve bazı kurumlarımız da oradaydı. Güneşli güzel bir Mersin gününde, birçok dostumuzu görmek, sohbet etmek fırsatı buldum. Mersin Yazarlar Derneği, Mersin Şair ve Yazarlar Derneği, Atatürkçü Düşünce Derneği, Yeni Kuşak Köy Enstitüleri Derneği, Büyükşehir Belediyesi ilk akla gelenler. Cumartesi günü eğitimci- yazar Mehmet Ali Elçin de Şehirli Kurnazı adlı öykü kitabıyla yerini almıştı.
Kitap fuarında yerini almış bir başka dostumuz daha vardı. Bu gazeteci- yazar Kemal İstekten başkası değildi. Mersinde bir kitap fuarı düzenlensin ve adı Mersin ile anılan Mersinli Ahmetin kitabı orada yer almasın. Elbette böyle bir şeyin olması kabul edilemezdi. Kemal İstek, kitapseverlere eserini imzalıyordu.
Bu köşeden ara ara Mersinli yazar arkadaşların kitaplarını tanıtma fırsatı yakalarım. Fakat Mersinli Ahmet Kitabının yazısı benim için çok geç kalınmış bir yazı. Elimdeki 5. baskı, 17. Akdeniz Oyunları kapsamında yayımlanmış, Oyunlar çerçevesinde yerli ve yabancı ziyaretçilere, kenti ve Mersinli Ahmeti tanıtmak amacıyla çıkmış; ücretsiz dağıtılarak okuyucularının beğenisine sunulmuş.
Aslında Mersinli Ahmet Kitabının öyküsü öncelere dayanır. Yazarının da belirttiği gibi ta 2003lere kadar uzanır. İstekin araştırmacılık merakı sonucu, o dönemler çalıştığı gazetede, yazı dizisi formatında çıkan Mersinli Ahmetin hayatı, kitaplaşarak ve her baskıda evirile, evirile elimdeki bu son şeklini almış. Son Akdeniz Oyunları baskısında, onlarca tarihi orijinal fotoğrafın serpiştirilmesi, okuyucuda seyirlik bir belgesel hissi uyandırıyor. Şimdiki yazım, kitap hakkında geç kalınmış bir yazı. İstediğim halde, çeşitli nedenlerden dolayı, üzerine yazmak ancak bugüne kısmet oldu.
Mersin şehrinin tanıtımına önemli katkılar sunmuş ve sunmaya devam eden bu kitap, bence daha fazlasını hak ediyor. Başarılı insan unsurunun kıtlığı ve şehrimizin tanıtım eksikliği, bizlere önemli görevler yüklüyor. Olası bir Mersin Başarı Öyküsünde herkesin kendi çapında katkı vermesi, şehrimiz için kaçınılmaz bir sorumluluktur. Bu sadece edebiyat alanıyla sınırlı kalmayıp, şehir hayatının tüm bileşenlerini kapsar
Tıpkı küllenmiş, unutulmaya yüz tutmuş bir cihan pehlivanının hayatını yeniden şehir gündemine taşımak gibi. Tıpkı bundan seksen yedi yıl önce, 1928 yılında Kiremithane Mahallesinde çıkan yangının, alevlendirip cihan şampiyonluğuna yükselttiği, Mersinli Ahmet gibi
Sorumluluklarımızı yerine getirmeliyiz.
Yaşadığı yerlerin, olumlu açıdan gündeme gelmesiyle ilgili derdi olanlara, şiddetle okunmasını tavsiye edebileceğim bir kitap, dünya ve olimpiyat şampiyonu Mersinli Ahmetin hayatı. Öyle fırtınalı ve hararetli bir hayat ki, bu hayat. Fırınlarda başlayıp, şampiyonluklara uzanır
Yazar Kemal İstekin kaleminden uluslar arası arenadaki güreşlerin ve zaferlerin öyküsü.
Bekir Zorba