“ Kendi kültürü ile ilgisi olmayan insan, ülkesinin yabancısıdır. ”      Kültür ve Sanat sözcükleri yaygın kullanıldığı kadar anlam bakımından da içleri bir o kadar doldurulmaya muhtaçtır. Kültür ve sanat kavramlarını tanımlamakta zorlanılır kimi zaman. Kültür, sanat dendiğinde akla genellikle entelektüel ortamlar gelir. Bir imza günü, resim sergisi, şiir dinletisi ya da konser türü şeyler düşünülse de sanat ve kültür bunların ötesinde anlamları kişiden kişiye değişebilen kavramlar da çıkartır ortaya. Çoğunlukla para ile yüksek sınıftan insanlarla ilişkilendirilir. Oysa bunlardan ziyade belki de sevmek, istemek ve üretmek daha gereklidir.    Ressam Picasso’ya sanatı sorduklarında önce “ Sanat ne değildir ki” deyip hemen ardından “O her ne ise, her şeyde ondan bir şeyler vardır” sözünü eklemiş. Anlayacağınız koskoca Picasso bile süslü bir sanat tarifi yapmamış. Kültür- sanat ağırlıkla yan yana, iç içe kullanılır. Birinin olmadığı yerde diğeri de yoktur. Marks; “ İnsanın yarattığı her şey kültürdür” demiş. Duayenler böyle basit tanımlamalar yaptıklarında, biz sıradan ölümlüleri bu iki kavram üzerine fikir yürütmek için yeterince cesaretlendirdikleri düşünülebilir.    Yine de etimolojik açıdan bir açıklama yapmak zorunda kalırsak; kültür sözcüğü, Fransızca kökenli olup ‘üretmek’ anlamı taşır. Sanat ise Arapça’dan gelme olup ‘beceri ve ustalık’ karşılığında. İşte gördük ki etimolojik açıdan da ortada korkulacak, ürkütülecek bir durum yok! ‘Ustalıkla üretilen’ her şey bu iki sihirli kavramı bize yakın kılar. Tıpkı Ziya Aykın’ın yıllardır yapageldiği gibi…    Ziya Aykın; Mersin kültür ve sanat hayatının bildik simalarındandır. Uzun yıllardan bu yana İçel Musiki Derneği, Mersin Ticaret Liselileri Derneği, Mersin Polifonik Korolar Derneği ( Mersin Uluslararası Muzik Festivalini düzenleyen) Sanat Etkinlikleri Derneği, Akdeniz Opera ve Bale Derneği gibi birçok kültür ve sanat derneğinin yönetim kurullarında görev almış, iki dönem İçel Sanat Kulübü başkanlığında bulunmuş. Yerel gazetelerin birinde köşe yazarlığı, birçok bülten birkaç kitap editörlüğü yapmış ve iki adet derleme kitabı var. Yine birçok dergi ve bültende yazı ve röportajları yayımlanan Ziya Aykın; sohbetimizde iki ayrı anı kitabı üzerinde çalıştığından söz etti.    Aykın; içinde bulunduğumuz 2017 yılının Ekim ayında yeni bir işe daha el attı. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Mersin Şubesi’nde ve Türkiye Alzheimer Derneği Mersin Şubesi Yaşlı Yaşam Merkezi’nde her hafta pazartesi ve çarşamba günleri söyleşiler etkinlikler düzenliyor.    Onu bu etkinliklerin birinde tanıdım. Hevesle oradan oraya koşuştururken gördüğümde bu kadar işe nasıl zaman yarattığı ve enerji bulduğu bende merak uyandırdı ve söyleşiyi gerçekleştirmeme vesile oldu.    Onun Mersin’e ilişkin şu sözlerini aynen aktarmak isterim: “ Ülkenin her köşesinden buraya daha güzel, daha yaşanabilir, daha güvenilir bir yer olarak görüp gelenler, yanlarında getirdikleri kültürlerini bu kaynar kazana koyacaklar elbette. Her yöreden kendine has malzemeler ile yapılacak bu Anadolu aşuresi de Mersin kültürü adıyla nefis bir tat olacaktır. Bu konuda en büyük görev ise hemşeri derneklerine düşmektedir. İnsanlar ‘nerelisin’ diye sorulduğunda babasının, kendisinin doğduğu ve doyduğu, yaşadığı en çok anılarının arkadaşlarının bulunduğu şehri söylerse, yani ‘Mersinliyim’ derse, kendisini Mersinli hissederse kentin bütün sorunları çözülmüş olacaktır.”    Ziya Aykın’ın 12 yıldan bu yana sürekli geliştirmeye çalıştığı ’yumuktepe.com’ internet sitesi. İşte bu site Mersinliler adına ne ararsanız bulacağınız bir site. Bunu daha iyi anlayabilmek için; siteyi ziyaret etmek, yeterli fikir verir kanısındayım.    Kendisi her ne kadar sitedeki yazısında amacının ” Birbirimizin gözünün içine bakıp, gülümsemek, suyla oynamak, toprağın resmini çizmek, havaya şarkı söylemeyi” belirtmiş olsa da şüphesiz ki Ziya Aykın’ın en büyük işi ve başarısı ’yumuktepe.com’ sitesidir.