Bekir Zorba
Köşe Yazarı
Bekir Zorba
 

Müspet Yazı

“İnsan iddialarından kurtuldukça hafifler”     Dört ay önce ‘pozitif haber’ başlığı altında yeni bir girişimde bulunmuştum. Orada kendimce önemli saydığım haberleri bir paragrafı aşmayacak şekilde okurlarıma ulaştırmayı hedeflemiştim. Bir ay boyunca pozitif haberler paylaştım. Genellikle güzel tepkiler aldım ama arada eleştirenler de oldu. Eleştirenlerin ortak iddiası ‘ülkeyi gerektiğinden fazla olumlu yönde göstermem idi’. Oysa haberlerin tamamı ajans haberleriydi ve doğruydu. Ben içlerinden pozitiflerini seçtiğimden, sanki ülkede sadece müspet olaylar varmış algısı oluştu.   Elbette 84 milyonluk Türkiye gündemi yalnız olumlu haberlerden ibaret değil. Bunun en çok farkında olanlardan biriyim. Fakat benimki pozitif haber ve bilgileri öne çıkartarak, iç karartan, umutsuzluğa yol açan haber bombardımanının etkisini biraz olsun hafifletmek idi. Sonra, insanlarla gereksiz ve sık polemik yaşamama adına paylaşımlarımı kestim. Ancak kötülüğe inat, içimdeki müspet haber duyurma aşkını bir türlü dindiremedim. Ben de bundan böyle bir paragraflık haberler yerine birkaç haberden oluşan köşe yazıları yazmaya karar verdim. Benimki bir tercih meselesi. Ben tercihimi umuttan, iyilikten, güzellikten yana kullanmak istiyorum. Olumsuz haberler, yazılar yeterince içimizi karartıyor zaten.   Bugün Ar- Ge (araştırma geliştirme) merkezleriyle başlamak istedim. Günümüz dünyasında ayakta kalmak ve rekabet şansını arttırmak için yenilikçi girişimlerin önemi giderek artıyor. Yenilikçi fikirler daha çok Tekno kentlerden,  Ar- Ge merkezlerinden geçiyor. Rekabetçi bir ülke, milli gelirinin en az (yukarısı hep mümkündür) yüzde 3’ünü Ar-Ge harcamalarına ayırmak durumunda. 2002’de Ar-Ge harcamalarının milli gelire oranı yüzde 0.53 iken; bu oran 2019 yılında 1.06’ya yükselerek katlanmıştır. Ancak dediğimiz gibi bunun milli gelirin en az yüz 3’ü seviyesinde bulunması gerekiyor.   Geçenlerde Türk-Alman Üniversitesinin ortaklığında yapılacak Dijitalpark Teknokent’in temeli atıldı. Teknoparklar, teknoloji ve yazılım geliştirme alanında faaliyet gösteren firma ve girişimcilere altyapı hizmetleri sunmaktadır. Girişimcilik kültürü, nitelikli istihdam oluşmasında büyük pay sahibidir. Günümüzde Türkiye’de 207 üniversite, 8 milyona yaklaşan üniversiteli, 1.600 Ar-Ge ve Tasarım merkezi, 88 teknoloji geliştirme merkezi bulunmaktadır. Teknoparklarda 183 bin tam zamanlı araştırma görevlisi, Ar-Ge ve Tasarım merkezlerinde ise 76 bin personel ile sağlam bir ekosistem yaratmak hedeflenmektedir.   Yalova Üniversitesi’nden bir grup bilim insanı ‘Sıfır Atık Projesi’ kapsamında, atık maddelerin zarar görmeden geri dönüşümünü sağlamak amacıyla, boya ve plastik maddeyi ayrıştıran çözücü geliştirdi. Üniversite laboratuvarında geliştirilen sıvı içerikli çözücü, normalde eritilerek kalite kaybına neden olacak plastik ürünleri, üzerindeki boya içeriklerinden ayrıştırabiliyor.   Doğal kökenli çözücü, çevreye zarar vermeden geri dönüşüm firmalarına katma değer yaratacak kolay uygulanabilir bir yöntem sunuyor. Çözücü, sadece plastiklerde değil, yüzeyinde boya bulunan herhangi bir alanda kullanım imkanına sahip.   Türkiye’nin birçok alanda yaptığı atılımları görmek ve takip etmek oldukça heyecanlı. Bu biraz da yazarın ilgi alanıyla veya hangi tarafı öne çıkartmak isteyişiyle alakalı. Bizim kuşağın insanı, hemen her şeyin dışarıdan ithal edildiği dönemleri yaşayarak büyüdü.   Yazımıza Aspilsan şirketinden müspet bir haberle devam ediyoruz. Türk Silahlı Kuvvetlerin Güçlendirme Vakfının yüzde 98 hissesine sahip olduğu Aspilsan şirketi 1981 yılında kuruldu. Firma, sivil ve askeri her türlü el, sırt telsizleri, savaş araç gereçlerine, uçak ve helikopterlere 300’ün üzerinde ürün yelpazesiyle hizmet vermektedir. Şirket, Türkiye için önemli ve stratejik piller, aküler üretmektedir. Aspilsan, yeni bir hamle daha yaparak lityum-iyon pil fabrikasının temelini atıyor. Tesis bittiğinde Avrupa’da ve bölgemizde bir ilk olacak. Yerlilik ve millilik vurgusu yapan şirket, ürünlerinin dünya ile rekabet edebilecek kalitede olduğunu savunuyor. Aspilsan, ayrıca güneş ve rüzgardan elde edilen enerjiyi depolayabilecek bir sistem üzerinde de çalışmalarını hızla yürütmektedir.  
Ekleme Tarihi: 06 Eylül 2021 - Pazartesi

Müspet Yazı

“İnsan iddialarından kurtuldukça hafifler”

 

  Dört ay önce ‘pozitif haber’ başlığı altında yeni bir girişimde bulunmuştum. Orada kendimce önemli saydığım haberleri bir paragrafı aşmayacak şekilde okurlarıma ulaştırmayı hedeflemiştim. Bir ay boyunca pozitif haberler paylaştım. Genellikle güzel tepkiler aldım ama arada eleştirenler de oldu. Eleştirenlerin ortak iddiası ‘ülkeyi gerektiğinden fazla olumlu yönde göstermem idi’. Oysa haberlerin tamamı ajans haberleriydi ve doğruydu. Ben içlerinden pozitiflerini seçtiğimden, sanki ülkede sadece müspet olaylar varmış algısı oluştu.

  Elbette 84 milyonluk Türkiye gündemi yalnız olumlu haberlerden ibaret değil. Bunun en çok farkında olanlardan biriyim. Fakat benimki pozitif haber ve bilgileri öne çıkartarak, iç karartan, umutsuzluğa yol açan haber bombardımanının etkisini biraz olsun hafifletmek idi. Sonra, insanlarla gereksiz ve sık polemik yaşamama adına paylaşımlarımı kestim. Ancak kötülüğe inat, içimdeki müspet haber duyurma aşkını bir türlü dindiremedim. Ben de bundan böyle bir paragraflık haberler yerine birkaç haberden oluşan köşe yazıları yazmaya karar verdim. Benimki bir tercih meselesi. Ben tercihimi umuttan, iyilikten, güzellikten yana kullanmak istiyorum. Olumsuz haberler, yazılar yeterince içimizi karartıyor zaten.

  Bugün Ar- Ge (araştırma geliştirme) merkezleriyle başlamak istedim. Günümüz dünyasında ayakta kalmak ve rekabet şansını arttırmak için yenilikçi girişimlerin önemi giderek artıyor. Yenilikçi fikirler daha çok Tekno kentlerden,  Ar- Ge merkezlerinden geçiyor. Rekabetçi bir ülke, milli gelirinin en az (yukarısı hep mümkündür) yüzde 3’ünü Ar-Ge harcamalarına ayırmak durumunda. 2002’de Ar-Ge harcamalarının milli gelire oranı yüzde 0.53 iken; bu oran 2019 yılında 1.06’ya yükselerek katlanmıştır. Ancak dediğimiz gibi bunun milli gelirin en az yüz 3’ü seviyesinde bulunması gerekiyor.

  Geçenlerde Türk-Alman Üniversitesinin ortaklığında yapılacak Dijitalpark Teknokent’in temeli atıldı. Teknoparklar, teknoloji ve yazılım geliştirme alanında faaliyet gösteren firma ve girişimcilere altyapı hizmetleri sunmaktadır. Girişimcilik kültürü, nitelikli istihdam oluşmasında büyük pay sahibidir. Günümüzde Türkiye’de 207 üniversite, 8 milyona yaklaşan üniversiteli, 1.600 Ar-Ge ve Tasarım merkezi, 88 teknoloji geliştirme merkezi bulunmaktadır. Teknoparklarda 183 bin tam zamanlı araştırma görevlisi, Ar-Ge ve Tasarım merkezlerinde ise 76 bin personel ile sağlam bir ekosistem yaratmak hedeflenmektedir.

  Yalova Üniversitesi’nden bir grup bilim insanı ‘Sıfır Atık Projesi’ kapsamında, atık maddelerin zarar görmeden geri dönüşümünü sağlamak amacıyla, boya ve plastik maddeyi ayrıştıran çözücü geliştirdi. Üniversite laboratuvarında geliştirilen sıvı içerikli çözücü, normalde eritilerek kalite kaybına neden olacak plastik ürünleri, üzerindeki boya içeriklerinden ayrıştırabiliyor.

  Doğal kökenli çözücü, çevreye zarar vermeden geri dönüşüm firmalarına katma değer yaratacak kolay uygulanabilir bir yöntem sunuyor. Çözücü, sadece plastiklerde değil, yüzeyinde boya bulunan herhangi bir alanda kullanım imkanına sahip.

  Türkiye’nin birçok alanda yaptığı atılımları görmek ve takip etmek oldukça heyecanlı. Bu biraz da yazarın ilgi alanıyla veya hangi tarafı öne çıkartmak isteyişiyle alakalı. Bizim kuşağın insanı, hemen her şeyin dışarıdan ithal edildiği dönemleri yaşayarak büyüdü.

  Yazımıza Aspilsan şirketinden müspet bir haberle devam ediyoruz. Türk Silahlı Kuvvetlerin Güçlendirme Vakfının yüzde 98 hissesine sahip olduğu Aspilsan şirketi 1981 yılında kuruldu. Firma, sivil ve askeri her türlü el, sırt telsizleri, savaş araç gereçlerine, uçak ve helikopterlere 300’ün üzerinde ürün yelpazesiyle hizmet vermektedir. Şirket, Türkiye için önemli ve stratejik piller, aküler üretmektedir. Aspilsan, yeni bir hamle daha yaparak lityum-iyon pil fabrikasının temelini atıyor. Tesis bittiğinde Avrupa’da ve bölgemizde bir ilk olacak. Yerlilik ve millilik vurgusu yapan şirket, ürünlerinin dünya ile rekabet edebilecek kalitede olduğunu savunuyor. Aspilsan, ayrıca güneş ve rüzgardan elde edilen enerjiyi depolayabilecek bir sistem üzerinde de çalışmalarını hızla yürütmektedir.  

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.