Hayatta tarifi zor olan, anlamı kişiden kişiye değişebilen kavramlar vardır. Mutluluk kavramı; bunlardan en bilineni ve belki de bizleri en meşgul edenidir. Dünyanın yaşadığı bu zor zamanlarda mutluluk çaba ve hayal gücü gerektiriyor.
Mutsuzluk nedir? Mutluluk arayışı denen zokayı yutmuş olmaktır. Mutluluk nedir? Mutluluk; mutluluk arayışında olmamak, mutluluk peşinde koşmamaktır. Biraz kafa karıştırıcı değil mi ? Mutluluk ve mutsuzluk halleri ve tariflerini o kadar çok çoğaltabiliriz ki. Oysa sürekli mutluluk yoktur. Sadece mutlu anlar vardır.
Mutsuzluğu sadece günümüz sorunu olarak görmek doğru olmaz. Ne demiş ünlü şairimiz, ressam arkadaşı Abidin Dinoya: Bana mutluluğun resmini çizebilir misin Abidin? Besbelli kendisi de mutlu değilmiş Kocaçınarın. Mutluluğun resmini çizebilmek ne güzel olurdu. Mutluluğu sözlerle ifade etmek dışında, resimlerle de anlatabilmek Böylece insan sayısı kadar resim çıkarılabilir ortaya. Çünkü herkesin mutluluk algısı, zihninde oluşturduğu mutluluk resmi farklıdır.
Aslında hepimiz daha tatminkar bir hayat yaşamak isteriz. Belki de bizi tatmin eden mutluluk değil, mutlu olma yolundaki uğraşlarımız. Eksikliğini hissettiğimiz ve onu yakalamak için olmadık yollara saptığımız mutluluk, kişiye özel bir durum olmasına karşın; toplum mühendisleri, bilim insanları ve pazarlama guruları tarafından sürekli didiklenilir İnsanların mutluluk arayışlarından kar ve yarar sağlamak için sürekli uğraşılır. İnsanlar kendi hallerinde bırakılsalar daha mutlu olacaklar. Ama hayır, hep model tipler, tüketici eğilimleri yaratılmak ve pazarlanmak istenir.
Mutluluğu bilemem; ama mutsuz olmak için sayısız bahanemiz var. Bunun için haberlere, gazetelere, etrafımıza bakmamız yeterli. Dünya üzerinde belirsizlik, bireysellik arttıkça, mutsuzluk çoğalıyor. İnsanların birbirlerini etkiledikleri çok doğru. Mutsuzluğun bulaşıcı olabileceği gibi. Mutluluk arayışı da bulaşıcı. Zamanın ruhuna uygun eğilimler; medya üzerinden popüler hale gelmekte. Popüler olanın, reklamı yapılıp, insanların bunları satın almaları veya ona uygun yaşamaları pompalanmakta.
O halde genel kabul gören popüler eğilimler, birbirlerini etkileyerek, tetikleyerek yaygınlaşmakta.
Mutsuzluk, tatminsizlik, tahammülsüzlük gibi kavramlar dünya üzerinde artarak yayılmakta.
Mutluluğu hep başka yerlerde, uzaklarda falan arıyoruz; tüketmekte arıyoruz örneğin. Komşunun tavuğu, komşusuna kaz görünürmüş misali başka hayatlara özeniyoruz. Onlar gibi; olmak, yaşamak ve böylece mutlu olunacakmış gibi sanılara kapılıyoruz. Oysa kendi içimizde, kendi yaşamımızdadır mutluluk.
Modern zamanlarda bir pazarlama ürünü haline gelen mutluluk, bilim dünyasının ilgisini çekiyor. Gün geçmiyor ki; mutlulukla ilgili yeni bilgiler, bulgular ajanslara düşmesin. İşte bomba gibi yeni mutluluk haberi: Kendimizi hep iyi hissetmek mümkün olabilir mi? Bedelsiz mutluluk olur mu? Bunun mümkün olacağını yeni bir araştırma ortaya koyuyor. Evet, mutluluk hapı, tek bir dozla bile hayatın geri kalan kısmını mutlu geçirmek psilocybin adlı ilaçla mümkün olabiliyormuş. ABDde John Hopkins Hastanesinde geliştirilmiş bu ilaç.
Oh, ne güzel tek dozda bütün sorunlara, karamsarlıklara elveda Mutluluk satın alınır hale gelmiş, ne güzel (!...)