“ Bir insanın yüzünde taşıdığı ifade; sırtında taşıdığı elbiseden mühimdir”    Cem Karaca’nın ‘Yarım Porsiyon Aydınlık’ şiirini okuduğumda, bana çok samimi geldi. Hemen sayfamda paylaşma ihtiyacı hissettim. İnsanın ‘kendi mahallesine’ ayna tutması cesur ve samimi bir davranıştır. Hani ‘dost acı söyler’ sözünü boşuna dememişler. Samimiyet testinden geçmek zorlu bir süreçtir. Özellikle maskelerle dolaşılan şu zamanda…Öncelikle dost, arkadaş bildiklerimizin samimiyetinin sınanmasıdır esas olan. Ülke olarak da topyekun samimiyet sınavından geçiyoruz. Eğer herkes söylediği ya da gösterdiği ayarda samimi olsa idi, halimiz böyle olur muydu? Ne var ki insanlar süslü konuşmalar ile etrafı şaşkına çevirmekten hoşlanırlar. Ya da önemsiz ayrıntılar deryasında zaman öldürürler. Hemen yaşanan tüm kötülüklerin ardından koro halinde mesajlar kaplıyor her yanı. Sanırsınız herkes kahraman, herkes fedakar…   İnsanın içinden geldiği gibi davranması, özü ile sözünün davranışlarına yansıması ve onunla uyumlu olması önemli. ‘Özü ile sözünün davranışlarına yansıması’ bana göre anahtar cümle budur. Sabahtan akşama klavye başında memleket kurtarmak, sıcak odalardan atıp –tutmak kolay. Oysa sahada, hayatın içinde inisiyatif almak beklenir… Harekete geçmeyen, küçük de olsa bir adım atmayan samimi sayılır mı hiç? İlmek Düşünce Grubumuzun da tartışma konularından biriydi, samimiyet. Samimi yani içtenlikli olmak her zaman söylendiği kadar kolay değildir. Samimi davranmaya çalışmak bir yolculuksa eğer, bu yolu herkesin tek başına aşması beklenmemeli. Fedakarlık, tutarlılık gerektirir, çoğu vakit. Samimiyet dendiğinde nedense hep İzzettin Çelik hocanın şu veciz sözünü hatırlarım: ‘Yapıyorsam söylediklerim doğrudur’. Tatbik edilmeyen, eyleme dönüşmeyen hiçbir şey samimiyet içermez. Öylesine söylenen sözler havada asılı kalır. Zaten oradakiler tarafından da hemen fark edilir. İnsan dengeli ve mutlu bir hayat için, sosyal çevresini genişletmeli, bunun için de öncelikle samimi davranışlar sergilemeli. Ancak samimiyetin laubalilikle karıştırılmaması şarttır. Bizim dar arkadaş grubumuzun vazgeçilmez ilkesidir, samimiyet. Çoğu zaman söze bile gerek kalmadan, bakışlarımızdan, beden dillerimizden anlarız. Samimiyet testinden geçemeyenlerin o gruba dahil olmaları mümkün değildir. Pohpohlanmak bir an ruhu okşasa da gerisi gelmediği, lafta kaldığı için yararını göremezsiniz. Samimi dostlarınızdan sürekli ruhunuzun okşanmasını bekleyemezsiniz. Kırıcılık barındırmayan, eleştirel yaklaşımlara hazırlıklı olmalısınız. Yeri gelmişken, İlmek Düşünce Grubumuzdan bahsetmek isterim, Söyleyecek sözü olanlar, on beş günde bir cumartesi günleri toplanıyoruz, önceden belirlediğimiz konular üzerine sohbet ediyoruz. Hiçbir üyelik, aidat vs. gerektirmeyen ortamda, her düşünceden samimi insanlarla buluşuyoruz. İlgi duyan arkadaşları aramızda görmekten mutluluk duyarız.