Bekir Zorba
Köşe Yazarı
Bekir Zorba
 

Savaş Öncesi Konumlanma

"Uluslararası arenada test edilmemiş askerî güç, güç değildir"   Diplomatik trafiğe bakınca, yeni işbirliği arayışları, ittifak çalışmaları bariz biçimde görülmektedir. 20. yy'da kurulan dünya düzeni, siyasi ve iktisadi konulardaki tıkanmanın sonucu çatırdamaya başlamıştır.   Meselenin özünde yeni pazarlar bulma ve ticaret yolları güvenliği vardır. Dünyanın sorunları birikmiştir. Borçlanma,  savaş tehlikesi, yolsuzluk, çeteleşme, madde bağımlılığı, iklim krizi bunların başlıcalarıdır.    Bugün devletler ve hane halkı aşırı borç yükü altındadır. Para giderek daha az sayıdaki insanlar elinde toplanmaktadır. Yoksulluk, haksızlık, türlü huzursuzluklara yol açmaktadır. Devletler çarkı döndürmek için sürekli artan maliyetlerle borç bulmak zorundadır. Çevrilemeyecek aşamaya gelen borç yükü, kaçınılmaz biçimde savaşla çözülmek durumundadır.   Ticari savaşlar, yüksek gümrük vergileri, gerginlikler bunun ön sinyallerini vermektedir. ABD adeta tüm dünyaya ekonomik savaş açmıştır. ABD'de bu yıl 9 trilyon dolar borç çevrilmek zorundadır ki bunun 6 trilyon doları Haziran ayına kadar çevrilmelidir.   ABD tek başına dünyanın üçte biri kadar tüketim yapmaktadır. Fakat üretimi dünyanın yüzde 10'u kadardır (bu oran 2. dünya savaşı ertesinde % 65 idi). Gelinen noktada ABD üretimi unutmuştur. Üretim ağırlıkla Çin'e kaymıştır. ABD'nin dünya sathına yayılan askeri varlığı para yutmaktadır. Dünya ticareti ağırlıkla deniz taşımacılığı üzerinde dönmektedir. Deniz ticaretini kontrol eden, ticareti de kontrol eder. ABD bunu, bugüne değin iyi yürütmüştür. Fakat maliyeti çok yüksektir. O bakımdan ABD günümüzde daha çok geçiş noktalarını kontrol etmeye yönelmiştir. Bu sebeple Grönland, Kanada, Panama Kanalı, Tayvan Boğazı ve Kızıldeniz geçişlerini tutmak istemektedir. Kuzeyde Arktik, yaz aylarında Avrupa'dan Çin'e yeni bağlantı yolu olma imkanı veriyor. ABD burayı da mutlaka kontrol etmek istiyor.   Son çeyrek yüzyılda ABD, İsrail'in güvenliği için İslam coğrafyasında 'terorist avında' iken Çin, gerilerden gelerek dünya liderliğine oynamaktadır. Deniz ticaret filosu ABD'nin 232 katı kadar büyüktür.    ABD koruma şemsiyesi altındaki ülkeler, başta AB, artık 'kralın çıplak' olduğunu görmüştür. Bu sebeple yeni pazar arayışları, ittifakları çoğaltma gayretine girişmiştir. AB'nin Türkistan açılımı bunun somut göstergesidir ki AB; Çin, Hindistan, Güney Amerika ile de daha fazla işbirliği yapmak istemektedir.   Bu bağlamda Türki Cumhuriyetlerinin Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nde elçilik açma kararları ülkemizde büyük tepki çekmiştir. Oysa bu bir tanıma değil elçilik açma kararıdır. 90'lı yıllarda bağımsızlığına kavuşan Türki Cumhuriyetlerini, o dönem GKRY tanımıştır. Mütekabiliyet esasına dayalı olarak, ta o tarihlerde Türki Cumhuriyetleri de GKRY'i tanımışlardı. Ayrıca AB' nin Türkistan bölgesine yapacağı 13 milyar Euro'luk yatırımın Yunan ve Rum vetosuna takılmaması için böyle bir yola girilmiştir.   Her devlet birbirlerinin hamlelerini karşı hamlelerle boşa çıkartma peşindedir. Suriye'deki Türkiye kazanımına, İsrail, Yunanistan ve GKRY ile beraber adeta set õrercesine karşılık vermektedir. Türkiye de Suriye, Irak, Mısır, Lübnan ve Ürdün'le yakınlaşma adımları atmaktadır.   Türkiye'nin yeni Suriye hükümetiyle yapacağı bir deniz yetki antlaşması  (Libya ile olduğu gibi) bu bölgede birçok oyunu boşa çıkartacaktır. Rusya -Ukrayna savaşında adil bir barış pek mümkün değildir.   Yeni dönemde taşlar yerinden oynamıştır. Farklı bir dünya düzeninin kurulması zaman alacağı gibi. Gelecek olan yeni dünya düzeni nasıl, ne eliyle şekillenecektir? Şu anki manevralar, arayışlar sanki bunun ancak sadece  savaş aracılığıyla mümkün olabileceğine işaret etmektedir.
Ekleme Tarihi: 29 April 2025 - Tuesday

Savaş Öncesi Konumlanma

"Uluslararası arenada test edilmemiş askerî güç, güç değildir"

  Diplomatik trafiğe bakınca, yeni işbirliği arayışları, ittifak çalışmaları bariz biçimde görülmektedir. 20. yy'da kurulan dünya düzeni, siyasi ve iktisadi konulardaki tıkanmanın sonucu çatırdamaya başlamıştır.
  Meselenin özünde yeni pazarlar bulma ve ticaret yolları güvenliği vardır. Dünyanın sorunları birikmiştir. Borçlanma,  savaş tehlikesi, yolsuzluk, çeteleşme, madde bağımlılığı, iklim krizi bunların başlıcalarıdır. 
  Bugün devletler ve hane halkı aşırı borç yükü altındadır. Para giderek daha az sayıdaki insanlar elinde toplanmaktadır. Yoksulluk, haksızlık, türlü huzursuzluklara yol açmaktadır. Devletler çarkı döndürmek için sürekli artan maliyetlerle borç bulmak zorundadır. Çevrilemeyecek aşamaya gelen borç yükü, kaçınılmaz biçimde savaşla çözülmek durumundadır.
  Ticari savaşlar, yüksek gümrük vergileri, gerginlikler bunun ön sinyallerini vermektedir. ABD adeta tüm dünyaya ekonomik savaş açmıştır. ABD'de bu yıl 9 trilyon dolar borç çevrilmek zorundadır ki bunun 6 trilyon doları Haziran ayına kadar çevrilmelidir.
  ABD tek başına dünyanın üçte biri kadar tüketim yapmaktadır. Fakat üretimi dünyanın yüzde 10'u kadardır (bu oran 2. dünya savaşı ertesinde % 65 idi). Gelinen noktada ABD üretimi unutmuştur. Üretim ağırlıkla Çin'e kaymıştır. ABD'nin dünya sathına yayılan askeri varlığı para yutmaktadır. Dünya ticareti ağırlıkla deniz taşımacılığı üzerinde dönmektedir. Deniz ticaretini kontrol eden, ticareti de kontrol eder. ABD bunu, bugüne değin iyi yürütmüştür. Fakat maliyeti çok yüksektir. O bakımdan ABD günümüzde daha çok geçiş noktalarını kontrol etmeye yönelmiştir. Bu sebeple Grönland, Kanada, Panama Kanalı, Tayvan Boğazı ve Kızıldeniz geçişlerini tutmak istemektedir. Kuzeyde Arktik, yaz aylarında Avrupa'dan Çin'e yeni bağlantı yolu olma imkanı veriyor. ABD burayı da mutlaka kontrol etmek istiyor.
  Son çeyrek yüzyılda ABD, İsrail'in güvenliği için İslam coğrafyasında 'terorist avında' iken Çin, gerilerden gelerek dünya liderliğine oynamaktadır. Deniz ticaret filosu ABD'nin 232 katı kadar büyüktür. 
  ABD koruma şemsiyesi altındaki ülkeler, başta AB, artık 'kralın çıplak' olduğunu görmüştür. Bu sebeple yeni pazar arayışları, ittifakları çoğaltma gayretine girişmiştir. AB'nin Türkistan açılımı bunun somut göstergesidir ki AB; Çin, Hindistan, Güney Amerika ile de daha fazla işbirliği yapmak istemektedir.
  Bu bağlamda Türki Cumhuriyetlerinin Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nde elçilik açma kararları ülkemizde büyük tepki çekmiştir. Oysa bu bir tanıma değil elçilik açma kararıdır. 90'lı yıllarda bağımsızlığına kavuşan Türki Cumhuriyetlerini, o dönem GKRY tanımıştır. Mütekabiliyet esasına dayalı olarak, ta o tarihlerde Türki Cumhuriyetleri de GKRY'i tanımışlardı. Ayrıca AB' nin Türkistan bölgesine yapacağı 13 milyar Euro'luk yatırımın Yunan ve Rum vetosuna takılmaması için böyle bir yola girilmiştir.
  Her devlet birbirlerinin hamlelerini karşı hamlelerle boşa çıkartma peşindedir. Suriye'deki Türkiye kazanımına, İsrail, Yunanistan ve GKRY ile beraber adeta set õrercesine karşılık vermektedir. Türkiye de Suriye, Irak, Mısır, Lübnan ve Ürdün'le yakınlaşma adımları atmaktadır.
  Türkiye'nin yeni Suriye hükümetiyle yapacağı bir deniz yetki antlaşması  (Libya ile olduğu gibi) bu bölgede birçok oyunu boşa çıkartacaktır. Rusya -Ukrayna savaşında adil bir barış pek mümkün değildir.
  Yeni dönemde taşlar yerinden oynamıştır. Farklı bir dünya düzeninin kurulması zaman alacağı gibi. Gelecek olan yeni dünya düzeni nasıl, ne eliyle şekillenecektir? Şu anki manevralar, arayışlar sanki bunun ancak sadece  savaş aracılığıyla mümkün olabileceğine işaret etmektedir.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.