Bekir Zorba
Köşe Yazarı
Bekir Zorba
 

SIKINTILI KOMŞULUK

"Kötü komşuluklar, yıkık köprüler gibidir"   Yukarıdaki özlü söz, İran ile ilişkileri  ifade etmesi açısından anlamlı. Yeni seçilen ve Türk kökenli olduğu bilinen, Mesut Pezeşkiyan son açıklamasında şõyle diyor: " Ülkemiz ekonomik bakımdan ağır koşullar altında, halkımız memnun değil. Bu bizim kusurumuz, Amerika'nın veya yabancıların değil." Burada yüksek politika yapmaya gerek yok. Adam açıkça söylüyor, eleştirisini sunuyor. Devamla, reformların öneminden, çürümüşlük, hukuksuzluk sorunundan bahsediyor...    "Hükümetin görevi adil davranmak, halkı memnun etmektir" diyor. Ülkesinin tehditler altında bulunduğunu söylüyor. İç barışa, birlik beraberliğe, adalete, komşularla olan ilişkilerin zayıflığına vurgu yapıyor. Buraya kadar hoş güzel. Fakat esas problem söylenenlerin nasıl hayata geçeceğidir.   Ben bu konuşmadan ne anlarım?  Ülkede iplerin Pezeşkiyan'ın elinde bulunmadığını anlarım. İran'da iki başlılık hâkimdir. İlki dini otorite Ali Hamaney digeri de yürütmeden sorumlu seçilmiş hükümet. Fakat seçilmiş hükümet son sözü söyleyemez İran'da ki Pezeşkiyan satır aralarında bunu ima ediyor.     Konuşmasının bütününe baktığımda bir şikayetlenme hali görüyorum. Adeta gerçek otoriteden yardım istiyor, uyarıda bulunuyor. İşte bu iki başlılık ülkenin hızlı kararlar almasını önlüyor, patinaj yaptırıyor. Seçilmiş hükümet inisiyatif alamıyor, dinî otoritenin vesayeti altında bocalayıp duruyor..   Türkiye İran ilişkileri inişli çıkışlı. Oradaki seçilmişler tam istediklerini yapamayınca, komşulukta müspet yönde gelişemiyor. Sürekli araya bir şeyler giriyor. Sanki gizli bir el rekabete sürüklüyor iki ülkeyi.    Zaten tarihten gelen ikilikler malûm. Şii dünyası ile Sünni dünyanın çekişmesi hep var. İran kendi nüfuz alanlarında lider rolüne soyunuyor. Türkiye de öyle. Türkiye üstüne üstlük bir de NATO ülkesi. Bu ilişkileri ekstra zorlaştırıyor. Suriye'de, Körfez'de, Azerbaycan'da, Ermenistan'da sorunlar var iki ülke arasında.    Gazze konusunda ise yakınlaşma var gibi görünse de temelde orada da sıkıntılar mutlaka var. Meselenin özünde bana göre Türkiye ve İran birbirlerine tam güvenememesi, ortak hareket edememesi yatıyor. Çıkarlar ve beklentiler sürekli çatışıyor. Bu da ABD ve İsrail'in işine yarıyor.    2011 Arap baharıyla beraber bu coğrafya unutulmaz acılar yaşadı, yaşıyor. Ülkeler parçalandı, milyonlarca insan öldü. ABD İsrail sürekli mesafe alıyor, mevzi kazanıyor.    Şimdi geldi İran'a dayandılar. İran'ı sevemesekte, oranın ayakta kalmasını savunmalıyız. Birinci neden elbette ki insanî dramdır. İkincisi oradaki Türk varlığı nedeniyle, Türkiye'ye yönelik büyük bir göç dalgasıdır.   Fakat en önemlisi İran düştüğünde sıranın Türkiye'ye geleceğidir. Türkiye açık hedef olacaktır o durumda. Sıkıntılı komşuluk ilişkisini sürdürmek hiç kolay değil ama diğer seçenek -istikrarsız dağılmış İran- inanın Türkiye için büyük felakettir.   İki ülkenin içten ve dıştan kuşatılmış olduğu göz önünde tutulduğunda gerçekçi seçenekler devre dışı kalıyor maalesef.
Ekleme Tarihi: 20 Ağustos 2024 - Salı

SIKINTILI KOMŞULUK

"Kötü komşuluklar, yıkık köprüler gibidir"

  Yukarıdaki özlü söz, İran ile ilişkileri  ifade etmesi açısından anlamlı. Yeni seçilen ve Türk kökenli olduğu bilinen, Mesut Pezeşkiyan son açıklamasında şõyle diyor: " Ülkemiz ekonomik bakımdan ağır koşullar altında, halkımız memnun değil. Bu bizim kusurumuz, Amerika'nın veya yabancıların değil." Burada yüksek politika yapmaya gerek yok. Adam açıkça söylüyor, eleştirisini sunuyor. Devamla, reformların öneminden, çürümüşlük, hukuksuzluk sorunundan bahsediyor...
   "Hükümetin görevi adil davranmak, halkı memnun etmektir" diyor. Ülkesinin tehditler altında bulunduğunu söylüyor. İç barışa, birlik beraberliğe, adalete, komşularla olan ilişkilerin zayıflığına vurgu yapıyor. Buraya kadar hoş güzel. Fakat esas problem söylenenlerin nasıl hayata geçeceğidir.
  Ben bu konuşmadan ne anlarım?  Ülkede iplerin Pezeşkiyan'ın elinde bulunmadığını anlarım. İran'da iki başlılık hâkimdir. İlki dini otorite Ali Hamaney digeri de yürütmeden sorumlu seçilmiş hükümet. Fakat seçilmiş hükümet son sözü söyleyemez İran'da ki Pezeşkiyan satır aralarında bunu ima ediyor.  
  Konuşmasının bütününe baktığımda bir şikayetlenme hali görüyorum. Adeta gerçek otoriteden yardım istiyor, uyarıda bulunuyor. İşte bu iki başlılık ülkenin hızlı kararlar almasını önlüyor, patinaj yaptırıyor. Seçilmiş hükümet inisiyatif alamıyor, dinî otoritenin vesayeti altında bocalayıp duruyor..
  Türkiye İran ilişkileri inişli çıkışlı. Oradaki seçilmişler tam istediklerini yapamayınca, komşulukta müspet yönde gelişemiyor. Sürekli araya bir şeyler giriyor. Sanki gizli bir el rekabete sürüklüyor iki ülkeyi. 
  Zaten tarihten gelen ikilikler malûm. Şii dünyası ile Sünni dünyanın çekişmesi hep var. İran kendi nüfuz alanlarında lider rolüne soyunuyor. Türkiye de öyle. Türkiye üstüne üstlük bir de NATO ülkesi. Bu ilişkileri ekstra zorlaştırıyor. Suriye'de, Körfez'de, Azerbaycan'da, Ermenistan'da sorunlar var iki ülke arasında. 
  Gazze konusunda ise yakınlaşma var gibi görünse de temelde orada da sıkıntılar mutlaka var. Meselenin özünde bana göre Türkiye ve İran birbirlerine tam güvenememesi, ortak hareket edememesi yatıyor. Çıkarlar ve beklentiler sürekli çatışıyor. Bu da ABD ve İsrail'in işine yarıyor. 
  2011 Arap baharıyla beraber bu coğrafya unutulmaz acılar yaşadı, yaşıyor. Ülkeler parçalandı, milyonlarca insan öldü. ABD İsrail sürekli mesafe alıyor, mevzi kazanıyor. 
  Şimdi geldi İran'a dayandılar. İran'ı sevemesekte, oranın ayakta kalmasını savunmalıyız. Birinci neden elbette ki insanî dramdır. İkincisi oradaki Türk varlığı nedeniyle, Türkiye'ye yönelik büyük bir göç dalgasıdır.
  Fakat en önemlisi İran düştüğünde sıranın Türkiye'ye geleceğidir. Türkiye açık hedef olacaktır o durumda. Sıkıntılı komşuluk ilişkisini sürdürmek hiç kolay değil ama diğer seçenek -istikrarsız dağılmış İran- inanın Türkiye için büyük felakettir.
  İki ülkenin içten ve dıştan kuşatılmış olduğu göz önünde tutulduğunda gerçekçi seçenekler devre dışı kalıyor maalesef.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.