Bekir Zorba
Köşe Yazarı
Bekir Zorba
 

Soy-Sop Meselesi

Geçenlerde bir köşe yazarı başlık atmış: Erol Evgin nereli? diye. Tabii birçok insanın, Erol Evgin’in nereli olduğuna dair  fikirleri varmış. Kimi Rizeli, kimi Karamanlı, kimi Vanlı demiş. Kimi de “yok yok vallahi billahi, doğma büyüme, İstanbul Modalı” demiş.             Kaderin cilvesine bakın ki; Erol Evgin hepsindenmiş. Anne tarafından Rizeli, eş durumundan Karamanlı, baba tarafından Vanlı ama kendisi doğma büyüme İstanbul Modalı’ymış. Vay be! Tam bir Anadolulu imiş Erol Evgin. Konu devam edip gidiyor…             Yine bir gazeteci arkadaşımız ünlü Dersimlileri saymış, liste uzun, say say bitmiyor. Bir diğer araştırmacı-yazarımız: Alevi-CHP ilişkisini sorguluyor ve Alevilerin, CHP’ye ilgisini hastalıklı olarak tanımlıyor. Bu ilişkiyi “maktulün, katiline aşık olması” gibi değerlendiriyor. Dersim Olayı, tek partili CHP döneminde yaşandığı için ve oranın Aleviliğinden dolayı; Tuncelililerin ağırlıklı biçimde CHP’ye oy vermeleri yadırganıyor. Oysa o günkü CHP ile bugünkü CHP’yi bir görmek çok yersiz. O günkü CHP bir devlet partisiydi ve içinde tüm siyasi akımları barındırıyordu. Eğer bir sorumlu aranacaksa, CHP’de değil, o günkü devlet politikalarında aramak gerekir.             Tunceli ile ilgili son dönemlerde, gereksiz ve saçma yorumlar yapılıyor. Tuncelililerin; büyük oranda Ermeni kökenli oldukları ima edilmeye çalışılıyor. “Her kim ki; Ermeni ise kötüdür. Ermeni’den dönmeyse, haindir” demeye getiriliyor. Ermeniler sanki Anadolu’nun kadim halklarından; Osmanlının muteber vatandaşlarından değilmiş gibi davranılıyor. Osmanlıya sahip çıkıyorsun ama Osmanlı halklarına sahip çıkmıyorsun. Osmanlının Osmanlı olmasında, Müslüman olmayan halkların etkisini bilmiyorsun.            Bu günlerde pek merak sardık. Kim, nereli, hangi etnik kökenden veya mezhepten? Tam bir komedi. Bir numara; “affedersin Ermeni” diyor. İki numara; bir Ermeni’yi başdanışman yapıyor. İşte ileri demokrasimizin geldiği son nokta. Birçok konuda olduğu üzere kafalar karışık. Ayrıca gelecek sene, Ermeni soykırım iddiasının 100. yılı. Sakın bu atamanın, 2015 ile bir alakası bulunmasın!            Bizde soy- sop araştırma merakı yaygındır. Adamına göre muamele esastır. Yeni tanıştıklarımıza, fazla geciktirmeden memleketini sorarız. Hatta o da yetmez hangi aşiretten hangi mezhepten, öğrenmek isteriz. “Aşağı mahalleden mi, yukarı mahalleden mi, yananlardan mı, yakanlardan mı? “ İyice bilmek gerekir.             Cumhuriyeti kuranlar bunu, acaba böyle mi tasavvur etmişlerdi? Yıl: 2014 geldiğimiz nokta işte bu. İnsanlarımıza yurttaşlık perspektifi, aidiyet duygusu verilemedi. Ulu Önder’in söylediği gibi: “Cumhuriyeti kuran, Türkiye halkına, Türk milleti denir” sözü kapsayıcı ve bağlayıcı olamadı. Cumhuriyetin kuruluşunun 91. yılında, ileri demokrasi adına, geldiğimiz yere bir bakın!            Cumhuriyet yurttaşlığı kavramı ne yazık ki; kapsayıcı ve genel tanımlayıcı değil. Etnik ayrımcılık ve mezhepçilik revaçta. Türkiye problemli bir coğrafyada yaşıyor. Mezhepçi ve etnik temelli politikalardan sıyrılmadan, sosyal ve siyasi refaha kavuşmak mümkün değil. Din siyasetin önemli bir aracı ve oy avcılığı uğruna tehlikeli hamleler yapılıyor. Oysa devletin güven sağlaması ve herkese eşit mesafede durması gerekir.             Peki hiç düşündünüz mü? Sadece Türkiye’de değil, Ortadoğu coğrafyasında böyle politikalar güdülüyor. Neymiş efendim, Beşar Esad, Nusayri’ymiş ama halkının çoğunluğu Sünni’ymiş, o halde Esad gitmeliymiş. Ve yine İran; Şii’ymiş ve bu durumda nükleer güç olması sakıncalıymış.             Dikkat edin! Tüm bölgeyi İslam Dünyası’nı kapsayan bir fitne ile karşı karşıyayız. Bunun devamı hiç de “hayırlı” görünmüyor. Bir kere ayrıştırmaya başladınız mı, sonu gelmez! Bölgemizi kapsayan mezhepçi ve etnik temelli politikalar; sapkın tarikatları, kafa kesen örgütleri, birbirlerini bombalayan, yok etmeyi hedefleyen kitleleri doğuruyor.              Ve uzaklarda bir yerlerde, birileri ellerini ovuşturarak bu duruma keyifle kadeh kaldırıyor. Bekir Zorba
Ekleme Tarihi: 05 Kasım 2014 - Çarşamba

Soy-Sop Meselesi

Geçenlerde bir köşe yazarı başlık atmış: Erol Evgin nereli? diye. Tabii birçok insanın, Erol Evgin’in nereli olduğuna dair  fikirleri varmış. Kimi Rizeli, kimi Karamanlı, kimi Vanlı demiş. Kimi de “yok yok vallahi billahi, doğma büyüme, İstanbul Modalı” demiş.

            Kaderin cilvesine bakın ki; Erol Evgin hepsindenmiş. Anne tarafından Rizeli, eş durumundan Karamanlı, baba tarafından Vanlı ama kendisi doğma büyüme İstanbul Modalı’ymış. Vay be! Tam bir Anadolulu imiş Erol Evgin. Konu devam edip gidiyor…

            Yine bir gazeteci arkadaşımız ünlü Dersimlileri saymış, liste uzun, say say bitmiyor. Bir diğer araştırmacı-yazarımız: Alevi-CHP ilişkisini sorguluyor ve Alevilerin, CHP’ye ilgisini hastalıklı olarak tanımlıyor. Bu ilişkiyi “maktulün, katiline aşık olması” gibi değerlendiriyor. Dersim Olayı, tek partili CHP döneminde yaşandığı için ve oranın Aleviliğinden dolayı; Tuncelililerin ağırlıklı biçimde CHP’ye oy vermeleri yadırganıyor. Oysa o günkü CHP ile bugünkü CHP’yi bir görmek çok yersiz. O günkü CHP bir devlet partisiydi ve içinde tüm siyasi akımları barındırıyordu. Eğer bir sorumlu aranacaksa, CHP’de değil, o günkü devlet politikalarında aramak gerekir.

            Tunceli ile ilgili son dönemlerde, gereksiz ve saçma yorumlar yapılıyor. Tuncelililerin; büyük oranda Ermeni kökenli oldukları ima edilmeye çalışılıyor. “Her kim ki; Ermeni ise kötüdür. Ermeni’den dönmeyse, haindir” demeye getiriliyor. Ermeniler sanki Anadolu’nun kadim halklarından; Osmanlının muteber vatandaşlarından değilmiş gibi davranılıyor. Osmanlıya sahip çıkıyorsun ama Osmanlı halklarına sahip çıkmıyorsun. Osmanlının Osmanlı olmasında, Müslüman olmayan halkların etkisini bilmiyorsun.

           Bu günlerde pek merak sardık. Kim, nereli, hangi etnik kökenden veya mezhepten? Tam bir komedi. Bir numara; “affedersin Ermeni” diyor. İki numara; bir Ermeni’yi başdanışman yapıyor. İşte ileri demokrasimizin geldiği son nokta. Birçok konuda olduğu üzere kafalar karışık. Ayrıca gelecek sene, Ermeni soykırım iddiasının 100. yılı. Sakın bu atamanın, 2015 ile bir alakası bulunmasın!

           Bizde soy- sop araştırma merakı yaygındır. Adamına göre muamele esastır. Yeni tanıştıklarımıza, fazla geciktirmeden memleketini sorarız. Hatta o da yetmez hangi aşiretten hangi mezhepten, öğrenmek isteriz. “Aşağı mahalleden mi, yukarı mahalleden mi, yananlardan mı, yakanlardan mı? “ İyice bilmek gerekir.

            Cumhuriyeti kuranlar bunu, acaba böyle mi tasavvur etmişlerdi? Yıl: 2014 geldiğimiz nokta işte bu. İnsanlarımıza yurttaşlık perspektifi, aidiyet duygusu verilemedi. Ulu Önder’in söylediği gibi: “Cumhuriyeti kuran, Türkiye halkına, Türk milleti denir” sözü kapsayıcı ve bağlayıcı olamadı. Cumhuriyetin kuruluşunun 91. yılında, ileri demokrasi adına, geldiğimiz yere bir bakın!

           Cumhuriyet yurttaşlığı kavramı ne yazık ki; kapsayıcı ve genel tanımlayıcı değil. Etnik ayrımcılık ve mezhepçilik revaçta. Türkiye problemli bir coğrafyada yaşıyor. Mezhepçi ve etnik temelli politikalardan sıyrılmadan, sosyal ve siyasi refaha kavuşmak mümkün değil. Din siyasetin önemli bir aracı ve oy avcılığı uğruna tehlikeli hamleler yapılıyor. Oysa devletin güven sağlaması ve herkese eşit mesafede durması gerekir.

            Peki hiç düşündünüz mü? Sadece Türkiye’de değil, Ortadoğu coğrafyasında böyle politikalar güdülüyor. Neymiş efendim, Beşar Esad, Nusayri’ymiş ama halkının çoğunluğu Sünni’ymiş, o halde Esad gitmeliymiş. Ve yine İran; Şii’ymiş ve bu durumda nükleer güç olması sakıncalıymış.

            Dikkat edin! Tüm bölgeyi İslam Dünyası’nı kapsayan bir fitne ile karşı karşıyayız. Bunun devamı hiç de “hayırlı” görünmüyor. Bir kere ayrıştırmaya başladınız mı, sonu gelmez! Bölgemizi kapsayan mezhepçi ve etnik temelli politikalar; sapkın tarikatları, kafa kesen örgütleri, birbirlerini bombalayan, yok etmeyi hedefleyen kitleleri doğuruyor.

             Ve uzaklarda bir yerlerde, birileri ellerini ovuşturarak bu duruma keyifle kadeh kaldırıyor.

Bekir Zorba

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.