Üç göç; bir yangının yerini tutar. Türk Atasözü
Rusya Savunma Bakanlığı açıkladı. Halep şehrinin % 95i Esad güçleri tarafından ele geçirilmiş. Bu, yıkım, kan, gözyaşına ilaveten yüz bin yeni göçmen anlamına gelmektedir.
Suriye krizi; sonunda Suriyeli sorununa dönüştü. İç savaşın başlarında, uzak bir sorun gibi algıladığımız Suriye krizi; şimdilerde sayısını kimsenin bilmediği, bilemediği resmi sığınmacılar ve kaçak giriş yapanlarla birlikte çığırından çıkmış durumda. Uzaklarda, tanımadığımız yerlerde kim bilir, gün be gün ne yıkımlar, ne trajediler yaşanıyor. Ancak bu bizi doğrudan tehdit etmediği sürece, sadece iki sütunluk haber değerinden ibarettir. Fakat ne zaman, şimdi olduğu gibi yakın bir tehdide dönüşür işte o zaman sızlanmalar yakınmalar başlar.
Suriyeli sorunu; ulusal tehdit boyutuna ulaşmak üzere. Kamuoyu yoklamalarında ortaya çıktığı üzere, mülteciler ve onların oluşturduğu güvenlik endişesi, ikinci önemli sorun boyutuna ulaşmış durumda.
Artık yurttaşlarımız; Suriyeyi ve Suriyelileri ikinci büyük sorunları olarak görmekteler. Aslında meseleyi daha iyi kavramak için Mersin sokaklarında, şöyle bir dolaşmak gerekiyor. Mersin son yirmi-otuz yılda almış olduğu yoğun göçü tam sindirememişken şimdide Suriyelilerle başetmek zorunda. Mersinde, tıpkı Türkiyenin diğer yörelerinde olduğu gibi ne kadar Suriyeli yaşadığı bilinmiyor. Fakat sokaklar, parklar, alış-veriş merkezleri Arapça konuşan insanlardan geçilmiyor.
Mersinde yaşayan Suriyeli sayısının dört yüz bini geçtiği konuşulmakta. Konuşulmakta diyorum çünkü yetkililerden doyurucu bilgiler alamamaktayız. Doyurucu ve sağlıklı bilgi olmayınca hemen fısıltı gazetesi devreye girer. İnsanların kafaları asılsız bilgilerle karıştırılır. Ki bu hiç de sağlıklı bir gidişata delalet değildir. Suriyelilerle ilgili sağlıklı bilgilerin olmayışı; onlarla ilgili bir sürü asılsız şeyin ortalarda dolaşmasına yol açıyor. Mesela Suriyelilerin seçimlerde oy kullanacaklarından tutun da; her birinin maaşa bağlandığından veya emeklilerin maaşlarından onlar için kesintiye gidildiğinden falan bahsediliyor. Suriyelilerin eğitim ve sağlıktan ücretsiz yararlanmaları da öfkeleri iyice arttırıyor. Tabii bu arada birilerinin çıkıp yurttaşları enine boyuna aydınlatması gerekiyor.
Mersinde şu an tam bir tedirginlik havası hakim. Kentin toplumsal ve ekonomik hayatı; bundan olumsuz etkileniyor. Kısıtlı iş alanlarının Suriyeliler tarafından düşük ücretlerle doldurulması, kiraların ve ev fiyatlarının yükselmesi, dilenenlerin artması, birtakım güvenlik sorunlarının ortaya çıkması Mersinlileri endişelendirmeye devam ediyor
Türkiye -Suriye sınırının uzunluğu ( 1077 km) kaçak girişleri önlemede kuşkusuz büyük rol oynuyor. Yakın bir sürede oradaki savaşın bitmeyeceği ve kontrolsüz geçişlerin süreceği düşünüldüğünde; çok denklemli bir felaketle karşı karşıya olduğumuz çıkıyor ortaya. Yerel egemenlerden beklenen ve istenen, Suriyeli sorununa ne gibi çözümler sunacakları, bu sorunla başetme konusunda hangi çareleri düşünüp, planladıklarıdır.
Bilmek hakkımız:
1- Kentimizde ne kadar Suriye vatandaşı yaşıyor?
2- Suriyeliler kentimize hangi kriterlere göre yerleşiyor?
3- Suriyeliler hangi devlet imkanlarından ne ölçüde yararlanıyor?
4- Kentimize yönelik göçün bir üst limiti var mıdır yoksa isteyen istediği gibi yerleşme imkanına mı sahiptir?
5- Kentimizdeki sosyal barışı koruma adına ne gibi önlemler alınmaktadır?