Uzun yaşamak için değil; doğru yaşamak için çalışıp, çabalamalıyız Seneca
Hafta sonu ekleri özellikle de pazar günleri güncel konuları takip etmek için oldukça yararlıdır. Uzun zamandan bu yana, dolu dolu bir pazar eki yakaladım. Belki de bu 29 Ekime mahsustur diye düşünüyorum. Hemen söyleyeyim, Sabah Gazetesi, Hürriyet Gazetesi pazar eklerini severek ve isteyerek takip ederim. 29 Ekim Hürriyet Pazar Eki pek dikkatimi çekti.
Bazen ekler, içerik açısından gazetenin aslından daha zengindir. O haftaki ekte: Yapay zekadan başlayarak, Katalonya problematiğine, İki yeni papağan türünün Türkiyeye gelişinden, doğru eş seçimine, iyi bir içki yapımına, bir top modelin anlattıklarından, Demet Şener- İbrahim Kutluay ayrılığına Sonra, dünyanın sonuna hazırlanankıyamet emlakçılarına oradan eski milli futbolcu İlhan Mansıza ve yazımızın başlığına adını veren Telomere yer verilmiş.
Tabii bir 29 Ekim eki Cumhuriyetsiz, Atatürksüz ve İlber Ortaylısız olamazdı, onu da koyuyoruz sepetimize. Ardından Altınordu Spor Klubünün başarılarına geliyor sıra. Kuşkusuz bize her şey onu hatırlatacak. Melih Gökçek istifa eder de bu basınımızda yer almaz mı? İşte size Melih Gökçek ve onun yirmi üç buçuk yıllık reislik maceraları Yaşasın hayat yaşasın Vegan hayat, yeni trend Vegan hayattan bir şeyler olmazsa, bazı şeyler eksik kalacaktır.
Gerçek pizza nasıl yapılır? Bunun bilmemek ayıp sayılır. İşte onu da size Vedat Milor enine- boyuna anlatıyor. Durun daha bitmedi ünlü gurme Mehmet Yaşin bu aralar epey kilo almış. Yok ya! Nasıl olmuş da ünlü yemek yazarımız kilo almış? Mutlaka bilmemiz lazım(!) Tüm bunları on sekiz sayfada öğrenmek çok güzel. Bu fırsatı Hürriyet bize, yeterince veriyor Bir lira yirmi beş kuruşa haberdar olmak işte buna denir.
Yazı başlığı peşimi bırakmıyor. Öyle ya telomer başlığı atıyorum ama buna değinmeden top çevirip duruyorum. Şaka bi tarafa telomer beni epey meşgul etti. Üzerine uzun süre düşündüm. Saatleri 100 yaşına ayarlayan Sertab Ereneri hayli kıskandım. Telomer tedavisi yazılanlara bakılırsa adeta bir yaşam iksiri.
İnsan yaşamı hücrelerden oluşuyor. Yaşlanma süreci de aslında hücresel düzeyde gerçekleşiyor. Son on yılda genetik alanında önemli gelişmeler oldu. Hücrelerin, kromozomlarının ucunda telomer adı verilen sarmal bir şey var. İşte o telomer, doğduğumuz günden ölene kadar azalmaya başlıyor, kısalıyor. Bir fark ediyorlar ki bu kısalan telomeri, uzatabilirsen daha fazla yaşıyorsun. Bilim insanları Çinde bir bitki kökünün telomeri uzattığını keşfediyor. O bitki kökünden tedavi uygulanıyor.
Şarkıcı Sertab Erener bu tedaviye altı ay önce başlıyor. Ve kendini oldukça iyi, gençleşmiş hissediyor. Hedefini de 100 yaşına kadar yaşamak diye belirliyor.
Bir taraftan birçok insan 100- 150 yaşına kadar yaşamak isteğindeyken.. Diğer taraftan dünyanın sonunun geldiğine inananlar korunaklı sığınaklar arıyorlar. İnsan böyle, hiçbir şeyle yetinmiyor hep fazlasını talep ediyor. Ancak yine aynı ekten okuduğumuza göre, gezegen üzerinde en fazla 100 yılımız kalmış. Tabii bu iddiayı ortaya atan herhangi biri değil. İddianın sahibi; ünlü fizikçi kozmolog ve yazar Stephen Hawking. Hesaplamaları, dünyadan kaçmak için bize azami 100 yıl süre veriyor. Tek çare de uzaya çıkıp yaşanabilir başka gezegen bulmak.
En iyisi ben şu pahalı telomer tedavisine hiç başlamayayım. Böylece param cebimde kalır. Ya da o parayı Marsa tek yönlü uçuş biletine ayırayım. Ben Telliömeri değil Hawking amcamı ciddiye alıyorum. Ne yapayım?