Fikrimi çalmaları mühim değil. Asıl mühim olan, kendi fikirlerinin olmaması Nikola Tesla
Dostum Şeref Ertaş kitabı bana uzatarak; Senin okumanı istiyorum, belki bir de yazı yazarsın dediği günden bu yana iki ay geçti. Araya seçimler girdi, yazı da bugüne sarktı.
Tesla ismi son yıllarda çok dilendiriliyor. Bunda genç ve popüler mucitlerinden Ellen Muskın payının olduğunu düşünüyorum. Musk ürettiği elektrikli taşıtlara Tesla ismini verdi. Elektrikli taşıtlar, geleceğin taşıtları olarak biliniyor ve sayıları yeryüzünde giderek artıyor. Ülkemizde de bazı elektrikli ürünler, Tesla markası ile üretiliyor.
Elbette elektriğin, elektrikli ürünlerin Tesla ismiyle yan yana gelmesi tesadüf değil. Tesla markası, ünlü Sırp asıllı Amerikalı elektrik mühendisi, mucit Nikola Tesladan alıyor adını.
Sekiz saniyede yeni bir icadın, insanlığın hizmetine sunulduğu günümüzde, Türkiye yerini iyi konumlandırmak zorunda.
Amerikayı Amerika yapan sebepler nelerdir? diye sorulduğunda bunu tabii ki tek bir cevaba indirgeyemeyiz. Ama yeni dünyanın yerkürenin hemen her yerinden, özellikle de Avrupadan parlak beyinleri çektiği gerçeği öne çıkar. İşte yoksul papaz çocuğu Nikola Tesla da onlardan biridir. Şüphesiz onun hakkında onlarca kitap yazıldı. Ancak yine bir Sırp asıllı Amerikalı yazar Vladımır Pıstalonun olağandışı romanı Tesla- Maskelerle Çevrili Bir Hayat okurlara yeni şeyler anlatmayı başarıyor. Tesla 1856 yılında o dönemin Avusturya- Macaristan Krallığı sınırları içinde kalan Sırp bölgesinde doğmuştur. O yüzdendir ki Alman Freud ondan Parmaklarıyla şimşek çaktıran Avusturyalı olarak bahsetmiştir. Graz Politeknik okulunda ve Prag Üniversitesinde elektrik eğitimi almıştır. Elektrik mühendisi olarak Pariste çalışırken, iş arkadaşının önermesi ile New Yorka (1884) Edison ile tanışmaya gider.
Elektrik dendiğinde akla ilk Thomas Edison gelir. Oysa Tesla, Edisondan fazla buluşlara imza attı. Edison onlarca mühendisten oluşan bir ekip çalıştırıyordu. Tesla ise bir-iki asistan dışında kalabalık ekiplerle çalışmamıştır. Genç Tesla Edison hayranıdır. Onun şirketinde çalışır bir süre. Edison işlerini yürütebilmek için rüşvet dağıtır, az yıkanır, az işitirdi. Gerçek duygularını çok iyi gizlerdi. Yalancıydı, cimriydi Patent Ofisinde casusları vardı. Diğer insanların icatlarını modifiye edip, kendi icatlarıymış gibi patenlerini alıyordu. Tesla, geliştireceği bir proje için ondan elli bin dolar sözü aldı. Proje bittiğinde Edisondan vaat ettiği para yerine, alaycı bir nasihat aldı. Hayranı olduğu adamın yanından, hayal kırıklığı içinde, tiksinerek ayrıldı.
Tesla beş yaşındayken, on iki yaşındaki abisi Dane bir kaza sonucu öldü. Abisi kendisinin aksine yakışıklıydı, babasının gözdesiydi. Küçük Tesla da onu kendine örnek alırdı. Onun kaybını hayatı boyunca unutamadı, bunalıma girdi. Ömrü boyunca abisinin hayaletini gördüğünü varsayarak yaşadı.
Tesla dönemin nerdeyse tüm zengin yatırımcılarıyla çalıştı. Hayal gücü çok yüksekti, Mitolojiden, felsefeden etkileniyordu. İmkansızı, imkanlı kılmak peşindeydi sanki. Kendisine deli-dahi denmesinin sebebi de budur.
Alternatif akım, Tesla bobini, uzaktan kumanda, Violet ray, tesla vanası, üç fazlı elektrik sistemi, indüksiyon motoru, neon lamba, kablosuz telgraf gibi birçok buluş yaptı. Onlarca ürün ve proje üzerinde, yine onlarca hatta yüzlerce patent aldığı söylense de aldığı patent sayısı hakkında doğru bir veri yoktur. Çünkü birçok çalışmasını kağıda aktarmaz, zihninde tutardı. Yazmayı pek sevmezdi. Şimdiki internet sisteminin de ilk fikir babalarından sayılır. Her ne kadar radyonun mucidi İtalyan Marconi diye bilinse de aslında radyonun mucidi de odur.
Başarılıydı, çalışkan ve hırslıydı ama bu hırs asla para hırsı değildi. Çalışarak dinlenirdi. Özgürlüğünü ve bağımsız çalışma isteğini hiçbir zaman paraya değişmedi. Hayattayken pek anlaşılamadı. Projelerini, buluşlarını tam uygulama, yaygınlaştırma imkanı bulamadı. Hem kapalı alan hem de yükseklik korkusu vardı. Tuhaftır aynı Tesla; deneylerinde, gösterilerinde vücudunu elektrikten sakınmaz, binlerce volta maruz bırakırdı kendini. Elektriğin iyileştirici gücüne inanırdı.
Yalnız ve sorunlu olarak bilinirdi. Yoksulluk çekti, kalp kırıklıkları çoktu. Ömrünün büyük bölümünü otel odalarında geçirdi. Aile kurmadı. Kadınlardan hep uzak durdu. 1943 yılında bir otel odasında ölü bulunduğunda, 87 yaşında yalnız ve borçluydu.
Onun madde ve evren hakkındaki şu görüşü oldukça ilginçtir: Enerji, hangi formda olursa olsun her an, her yerde, her şeye hazırdır. Sınırsızdır. Sürekli bir değişim içinde ve hareket halindedir. Tıpkı ruh gibi, evrene hayat verir. Bu enerji formlarının belki de en büyüleyici olanı, manyetizma ve elektriktir.