Bekir Zorba
Köşe Yazarı
Bekir Zorba
 

Yeni Yıl Yazısı

         Yeni yıl yazısı yazmak zorunda mıyım? Her yeni yıl aynı soruyla karşı karşıyayım. Aslında yeni yıl yazısı yazmayayım diyorum. Kalıplaşmış temenniler sıkıcılığına, tekrarına, düşmek istemiyorum. Fakat her defasında yeni yıla kayıtsız kalamıyorum. Bir şeyler yazmak zorunluluğu değil ama yazmak ihtiyacı hissediyorum. Sanki “otomatik pilota” bağlanmış gibi, yeni yıl arifesinde ve ertesinde “muhasebe defteri” kendiliğinden açılır, hesaba çekmek ister.            Modern zamanlarda yaygın iletişim ve kitlesellik kendini iyece hissettiriyor. Öyle ki; birileri en olmadık, en mahrem yerlerimize kadar giriyor. Hatta bizler adına kararlar veriyor. Facebook çok zahmete girerek. Yıl boyu paylaştığımız fotoğraflarımızdan derleyerek adımıza “güzel” karar vermiş. Harika bir yıl geçirdiğimiz kanaatine varmış ve böylece birçok insanı öfkelendirmiş. Oysa makul olanın; kendi küçük dünyalarımızda kalmak ve nasıl bir yıl geçirildiğinin muhasebesini yapmayı, insanların kendilerine bırakmak olduğunu düşünüyorum.             Mersin’de yılbaşları farklı olur. Başka yerlerde; o alışılmış, zihinlere kazınmış, soğukla, karla, kar kayağıyla, Noel babayla, süslü çam ağaçlarıyla girilen yeni yıl. Burada, genellikle mutedil iklimde, güneşli bir havada gelir. Yeni yılın üçüncü günü Mersin’in kurtuluş günüdür. Yeni yıl tebrikleri, 3 Ocak’ı da içine katarak yapılır. “Yeni yılınız ve 3 Ocak Mersin’in kurtuluş günü kutlu olsun!” mesajları salınır her yana. Böylece her iki önemli günü, bir mesajla “halletmenin” rahatlığını, keyfini süreriz.             Mesajlaşmak; işin kolayına kaçmanın diğer adı. Bir tuşla yüzlerce mesaj atmak, çok rahat. Mesaj atmak kolay ama gerisi yok. Ne güzel değil mi? Tek bir tuşla, başka sorumluluklardan kaçabilmek ve görevini yerine getirmiş olmanın huzurunu yaşamak. Keşke hayatta her şey “mesaj atmak” kadar kolay olabilseydi. Bu kadar kolay sorumluluklarından sıyrılabilseydi, insan.             Yeni yıla; yeniliklerle girmek varken hep eski alışkanlıklarla devam ederiz. Yılbaşı akşamlarında genellikle benzer şeylerdir, yaptıklarımız. O gün kutlama yapılması beklenir. Yemek, içmek önemlidir. Keyifli, eğlenceli, mutlu olmak ve zengin bir sofra etrafında bulunmak tercih edilir. “Yeni yıla nasıl girersem, tüm yıl öyle geçer” inancı yaygındır. O halde; o günkü ortam ve hissiyat iyi olmalıdır.             Umut; her kesin ekmeği ve haklı beklentisidir. Her gelen yıl, bir öncekinden daha iyi olacaktır, olmak zorundadır, diye havalar estirilir ama çoğunlukla hayal kırıklıkları yaşanır. Çünkü her gelen yıl bir öncekini aratır. Acısıyla, tatlısıyla geçmişte kalan geçmiştir. Fakat gelecek belirsizdir. Sadece ummak, istemek vardır. Sıra istemeye gelince de; iste isteyebildiğin kadar… Sağlık, mutluluk, zenginlik, barış… Nasıl olsa istemenin bir yaptırımı, maliyeti yok.             Yeni yılın vazgeçilmezleri arasında, başarısızlığa mahkûm yeni yıl kararları vardır. Sadece benim, sizin değil hemen tüm insanlığın uygulamada başarısız olduğu kararlar… İşte alttaki 10 madde; hemen hemen küresel bir liste. Araştırmalar; yeni yıl kararı alan kişilerin yüzde 88 oranında başarısız olduğunu ortaya koyuyor.             1-Düzenli spor yapmak. 2-Sigarayı bırakmak. 3-Yeni şeyler öğrenmek. 4-Sağlıklı beslenmek. 5-Borçları temizlemek – para biriktirmek. 6-Aileye ve arkadaşlara daha fazla zaman ayırmak. 7-Görmediğin yerlere gitmek. 8-Stresten uzak durmak. 9-Bir yerler de gönüllü olarak çalışmak. 10-Daha az alkol almak.            İyi ki de, başarısız olunuyor. Her dilediğini yapabilen mükemmel(!) insanların oluşturduğu bir dünya, ne kadar sıkıcı ve tehlikeli olurdu, öyle değil mi?...  
Ekleme Tarihi: 30 Aralık 2014 - Salı

Yeni Yıl Yazısı

         Yeni yıl yazısı yazmak zorunda mıyım? Her yeni yıl aynı soruyla karşı karşıyayım. Aslında yeni yıl yazısı yazmayayım diyorum. Kalıplaşmış temenniler sıkıcılığına, tekrarına, düşmek istemiyorum. Fakat her defasında yeni yıla kayıtsız kalamıyorum. Bir şeyler yazmak zorunluluğu değil ama yazmak ihtiyacı hissediyorum. Sanki “otomatik pilota” bağlanmış gibi, yeni yıl arifesinde ve ertesinde “muhasebe defteri” kendiliğinden açılır, hesaba çekmek ister.

           Modern zamanlarda yaygın iletişim ve kitlesellik kendini iyece hissettiriyor. Öyle ki; birileri en olmadık, en mahrem yerlerimize kadar giriyor. Hatta bizler adına kararlar veriyor. Facebook çok zahmete girerek. Yıl boyu paylaştığımız fotoğraflarımızdan derleyerek adımıza “güzel” karar vermiş. Harika bir yıl geçirdiğimiz kanaatine varmış ve böylece birçok insanı öfkelendirmiş. Oysa makul olanın; kendi küçük dünyalarımızda kalmak ve nasıl bir yıl geçirildiğinin muhasebesini yapmayı, insanların kendilerine bırakmak olduğunu düşünüyorum.

            Mersin’de yılbaşları farklı olur. Başka yerlerde; o alışılmış, zihinlere kazınmış, soğukla, karla, kar kayağıyla, Noel babayla, süslü çam ağaçlarıyla girilen yeni yıl. Burada, genellikle mutedil iklimde, güneşli bir havada gelir. Yeni yılın üçüncü günü Mersin’in kurtuluş günüdür. Yeni yıl tebrikleri, 3 Ocak’ı da içine katarak yapılır. “Yeni yılınız ve 3 Ocak Mersin’in kurtuluş günü kutlu olsun!” mesajları salınır her yana. Böylece her iki önemli günü, bir mesajla “halletmenin” rahatlığını, keyfini süreriz.

            Mesajlaşmak; işin kolayına kaçmanın diğer adı. Bir tuşla yüzlerce mesaj atmak, çok rahat. Mesaj atmak kolay ama gerisi yok. Ne güzel değil mi? Tek bir tuşla, başka sorumluluklardan kaçabilmek ve görevini yerine getirmiş olmanın huzurunu yaşamak. Keşke hayatta her şey “mesaj atmak” kadar kolay olabilseydi. Bu kadar kolay sorumluluklarından sıyrılabilseydi, insan.

            Yeni yıla; yeniliklerle girmek varken hep eski alışkanlıklarla devam ederiz. Yılbaşı akşamlarında genellikle benzer şeylerdir, yaptıklarımız. O gün kutlama yapılması beklenir. Yemek, içmek önemlidir. Keyifli, eğlenceli, mutlu olmak ve zengin bir sofra etrafında bulunmak tercih edilir. “Yeni yıla nasıl girersem, tüm yıl öyle geçer” inancı yaygındır. O halde; o günkü ortam ve hissiyat iyi olmalıdır.

            Umut; her kesin ekmeği ve haklı beklentisidir. Her gelen yıl, bir öncekinden daha iyi olacaktır, olmak zorundadır, diye havalar estirilir ama çoğunlukla hayal kırıklıkları yaşanır. Çünkü her gelen yıl bir öncekini aratır. Acısıyla, tatlısıyla geçmişte kalan geçmiştir. Fakat gelecek belirsizdir. Sadece ummak, istemek vardır. Sıra istemeye gelince de; iste isteyebildiğin kadar… Sağlık, mutluluk, zenginlik, barış… Nasıl olsa istemenin bir yaptırımı, maliyeti yok.

            Yeni yılın vazgeçilmezleri arasında, başarısızlığa mahkûm yeni yıl kararları vardır. Sadece benim, sizin değil hemen tüm insanlığın uygulamada başarısız olduğu kararlar… İşte alttaki 10 madde; hemen hemen küresel bir liste. Araştırmalar; yeni yıl kararı alan kişilerin yüzde 88 oranında başarısız olduğunu ortaya koyuyor.

            1-Düzenli spor yapmak. 2-Sigarayı bırakmak. 3-Yeni şeyler öğrenmek. 4-Sağlıklı beslenmek. 5-Borçları temizlemek – para biriktirmek. 6-Aileye ve arkadaşlara daha fazla zaman ayırmak. 7-Görmediğin yerlere gitmek. 8-Stresten uzak durmak. 9-Bir yerler de gönüllü olarak çalışmak. 10-Daha az alkol almak.

           İyi ki de, başarısız olunuyor. Her dilediğini yapabilen mükemmel(!) insanların oluşturduğu bir dünya, ne kadar sıkıcı ve tehlikeli olurdu, öyle değil mi?...

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.