“Şiir bir söze dayanıyorsa; felsefenin minesindendir”
Türk milletinin şiirle ilişkisi biraz sancılıdır. Şiir yazanların toplumdaki oranından tutun da şiir türlerine, neyin şiir kabul göreceği veya görmeyeceğine kadar uzanan bitimsiz bir tartışma alanıdır bu… Gün geçmez ki yeni bir şiir kitabı daha yayımlanmasın. Bu kervana dostum Baha Akıner de katıldı. ‘Aşk Aşk’ına’ adlı kitabı okuyucularıyla buluştu. Okurlar, arkadaşları tarafından ve Mersin medyasında ilgiyle karşılandı. Öyle ki bu yoğun günlerde ona ulaşmak güçleşti.
Akıner ile tanışıklığımız üçüncü yılında. Sosyal medyaya çoğunlukla eleştirel yaklaşılsa da onsuz bir yaşam sürdürmek artık düşünülemez. Face’de paylaştığım bir yazıma yer ismiyle ilgili küçük bir düzeltme yapmıştı. İşte o gün bu gündür birbirimizin yazılarını takip ederiz.
Sağlam gözlemlere dayalı duyguyu, sorgulayıcı ve kavrayan biçimde kendine özgü üslubuyla anıları, öyküleri, şiirleri aktarır bizlere… Bir çoğumuzun farkına bile varmadan yanından, önünden geçtiği gündelik şeyler, onun anlatımıyla akıcı, okuma isteği yaratan bir hale bürünür.
TRT Çukurova Radyosu’nda yayın şefi olan Baha Akıner; Tece’den işyerine ‘Burhanettin beyin otobüsleriyle’ uzun yolculuklar yapar. Mesleği gereği geceleri de çalışır. O, kendi başına kaldığı bu süreleri gözlemleyerek, düşünerek, yazarak değerlendirir…
Baha Akıner gerçekçi toplumculuğunu aşk ile anlatırken… İmgelerden ısrarla uzak durmuş izlenimi veriyor. Güçlü felsefi tespitlerini, zaman zaman uyaklara ve ritimlere başvurarak, düzyazı anlatımını egemen kılmış. Parçalanmış tümcelerden oluşan, içine ince duyguların katıldığı tarz tercih edilmiş. Genel anlamıyla serbest şiir türüne giren kitabında; ölçünün prangasından arıtılmış bir yöntemin izlerini görüyoruz.
Çocukluğu, ailesi, vatanı, yaşam kavgası, içsel yolculuğu ve tabii ki aşkları onun başlıca işlediği konulardır…
İnanması güç fakat Baha beyin topu topu üç yıllık bir yazarlık geçmişi var. Sadece üç yıllık yazarlık deneyimi, ortaya bu denli bir anlatım zenginliği çıkarıyorsa, gelecekte bizleri nelerin beklediği, daha şimdiden heyecan vaat ediyor demektir. İnsan, öyle bu günden yarına var olmaz! Baha kalemi eline yeni almış olabilir ancak arka planda yığınla yaşanmışlık, deneyimler saklıdır.
Bir kere okumak önemlidir. O, örgün eğitimini tamamladı. Üniversitede radyo- televizyon okudu ama kitaplar, gazeteler de elinden hiç düşmedi. Alanına girmediği halde spikerlerin, prodüktörlerin yazı metinlerini denetledi, yılmadan usanmadan öğrendi, olgunlaştı… Özellikle çalışma arkadaşları spikerler Fikret Alan ve Meral Arasıl tarafından kendi deyimiyle ‘iyice yontuldu’. Buradan onun mücadeleci tarafını da vurgulamak isterim. Profesyonellik dahil uzun seneler futbol oynayan Baha Akıner; bu yönünü sanırım spora borçlu.
Kendine ‘Yontulan Yazar’ adını verecek kadar özgüvenle doldu, tevazu sahibi oldu. Eminim ve biliyorum; o elimdeki ilk kitabıyla kalmayacak, şiir dışında başka edebiyat eserleriyle karşımıza çıkacaktır…
Selanik göçmeni ailenin, 1972 İzmir-Tire doğumlu evladı Baha Sadık Akıner; kendini en iyi şu dizelerde anlattığını düşünüyor:
BİLİNMEZLİĞİM
Gülümsedim bolca, kahkahalar da attım
Üzüntülerimi, gülümsemelerimin
Hayal kırıklıklarımı
Kahkahalarımın, arasına sakladım
‘İyiyim’ dedim soranlara
‘Bir şeyim yok, her şey yolunda’
Kimseler bilmedi yorgunluğumu
Kızgınlığımı, dargınlığımı
Kırgınlığımı, kimseler görmedi
Dedim ya ‘iyiyim her şey yolunda.’