Bekir Zorba
Köşe Yazarı
Bekir Zorba
 

Yörtürk

“ Kendi halkından korkan kimseye oy vermeyin!” Başkan Dündar’ın Türk Milletine tavsiyesi.      Mersin denince akla hemen tantuni, cezerye, narenciye gelse de burası bir Yörük Türkmen merkezidir. Midesine düşkün olmayanların(!) yiyeceklerden önce akıllarına pekala Yörük Türkmenler de gelebilir. Buradaki güçlü Yörük Türkmen varlığı, merkezi Ankara’da bulunan Yörük Türkmen Vakfı’nın kuruluş fikrinin doğmasına neden olmuş. Böylece Mersin Ankara’daki merkezin şubeleştiği ilk şehir olma unvanını elde etmiş.    Yörük; ege, Antalya ve Mersin bölgelerinde hayvancılıkla uğraşan konar göçer Türkmenlere verilen addır. Fakat yoğun şehirleşme ve uygulanan bazı bilinçli politikalar bu kültürün hızla sonlanmasına sebebiyet vermektedir. Yeni nesiller ancak birtakım etkinliklerle kendi kültür varlıklarını anımsamakla yetinmekteler.    Mersin Şube Başkanı Hasan Dündar; “ Yörüğüz Türk’ün özüyüz” sözüyle başlıyor söyleşimize. Camişerif mahallesindeki tarihi dernek binasındayız. Bina vakfın kendi malı. Altında bir de aşevi bulunmakta. Hasan Dündar yabancı sözcükleri ayıklamakta ısrarcı. Festival yerine şenlik, lokanta yerine aşevi, Toroslar yerine Bolkar denmesini istiyor. Toros dağı isminin Ermenice’den geçtiğini birçok insan bilmiyor. Şubenin on bin üyesi bulunuyor. Mersin ilindeki bir milyona yakın Yörük Türkmen bulunduğuna göre, üye sayısının daha da yukarılarda olması bekleniyor.    Bütünşehir yasası Yörükleri olumsuz etkilemiş, şehre 25 km çapındaki alana hayvanların, hayvancılığın sokulmaması ağır darbe vurmuş. Madem ki büyükşehir, bütünşehir yasasından yararlanarak fazla bütçe alıyor bu bütçenin, dağdaki insanlara daha fazla yansıması yayla ve köy yollarının iyileştirilmesi gerekiyor. Hayvanlar olmaz ise ormanlar da olmaz. Bizlere keçilerin ormana zarar verdiği öğretildi hep… Oysa başkan bunun böyle olmadığını, keçilerin kuru otları yiyerek yangınları önlediği, diğer otları da toprağa karıştırarak ormanı gübrelediğini söylüyor. Yörük, hayvanları aracılığıyla doğadaki otları yayarak, et, süt, peynir, gübre, yün, kıl gibi yararlı temel ürünler üreterek, ekonomiye ve insan sağlığına doğal biçimde katkı sunmaktadır.    Dündar; “ Yörüklük küresel güçler tarafından bitirilmeye çalışıyor. Türk, kıl çadırda devlet kurar. Batı bizim bu yeteneğimizi iyi bilir. Yörük bağımsızlığına düşkündür. Dünya gıda devleri bizim keçilerimizle uğraştı. Yerli koyunlarımızla, ineklerimizle, tohumlarımızla uğraştı…Şu anda bunda başarılı olduklarını görüyoruz. İthalatçı ülke konumuna düştük. Yem, saman, kurbanlıklar bile ithal. Et neden elli lira? Et yemek aşırı sişmanlığı önler, beyni besler” diyerek içini döküyor.    Yörüklere sahip çıkmak sadece şenlik düzenlemekle, Yörük güzeli seçmekle bitmiyor elbette. Onların yaşam alanları ve kültürleri korunmalı. Mersin; Yörük Türkmen varlığı bakımından stratejik bir yerdir ve dünya devletlerinin burada bir hesabı vardır. Mersin ili Türkiye’nin beşinci büyük ili ama şehircilik ve belediye hizmetleri bakımından durum hiç de öyle değil.    Başkan Hasan Dündar, dağdaki insanlarla sürekli iletişim içinde, hareket halinde. O bir nevi uzlaştırıcı görevi de üstlenmiş. Sorunlara yerinde müdahale ediyor, bürokrasi ve halk arasında arabuluculuk yapıyor. “Kız kaçıranı da hayvanı çalınanı da beni arıyor. Çünkü ben de aynı kültürdenim. Onları iyi anlarım. Şehre göç, üretimi bitiriyor. Bununla birlikte kültürümüz de bitiyor. Üreten bir toplumdan hızla tüketen bir topluma doğru gidiyoruz” diyor.    Kırk dereceye varan aşırı nemli bir ortamda uzun süre sohbet ediyoruz. Biz yayla çocuklarını, Çukurova’nın sarı sıcağı bir kat daha zorluyor. Bir sonraki söyleşimizi yaylada yapmak dileğiyle vedalaşıyoruz.
Ekleme Tarihi: 23 Ağustos 2017 - Çarşamba

Yörtürk

“ Kendi halkından korkan kimseye oy vermeyin!” Başkan Dündar’ın Türk Milletine tavsiyesi.

 

   Mersin denince akla hemen tantuni, cezerye, narenciye gelse de burası bir Yörük Türkmen merkezidir. Midesine düşkün olmayanların(!) yiyeceklerden önce akıllarına pekala Yörük Türkmenler de gelebilir. Buradaki güçlü Yörük Türkmen varlığı, merkezi Ankara’da bulunan Yörük Türkmen Vakfı’nın kuruluş fikrinin doğmasına neden olmuş. Böylece Mersin Ankara’daki merkezin şubeleştiği ilk şehir olma unvanını elde etmiş.

   Yörük; ege, Antalya ve Mersin bölgelerinde hayvancılıkla uğraşan konar göçer Türkmenlere verilen addır. Fakat yoğun şehirleşme ve uygulanan bazı bilinçli politikalar bu kültürün hızla sonlanmasına sebebiyet vermektedir. Yeni nesiller ancak birtakım etkinliklerle kendi kültür varlıklarını anımsamakla yetinmekteler.

   Mersin Şube Başkanı Hasan Dündar; “ Yörüğüz Türk’ün özüyüz” sözüyle başlıyor söyleşimize. Camişerif mahallesindeki tarihi dernek binasındayız. Bina vakfın kendi malı. Altında bir de aşevi bulunmakta. Hasan Dündar yabancı sözcükleri ayıklamakta ısrarcı. Festival yerine şenlik, lokanta yerine aşevi, Toroslar yerine Bolkar denmesini istiyor. Toros dağı isminin Ermenice’den geçtiğini birçok insan bilmiyor. Şubenin on bin üyesi bulunuyor. Mersin ilindeki bir milyona yakın Yörük Türkmen bulunduğuna göre, üye sayısının daha da yukarılarda olması bekleniyor.

   Bütünşehir yasası Yörükleri olumsuz etkilemiş, şehre 25 km çapındaki alana hayvanların, hayvancılığın sokulmaması ağır darbe vurmuş. Madem ki büyükşehir, bütünşehir yasasından yararlanarak fazla bütçe alıyor bu bütçenin, dağdaki insanlara daha fazla yansıması yayla ve köy yollarının iyileştirilmesi gerekiyor. Hayvanlar olmaz ise ormanlar da olmaz. Bizlere keçilerin ormana zarar verdiği öğretildi hep… Oysa başkan bunun böyle olmadığını, keçilerin kuru otları yiyerek yangınları önlediği, diğer otları da toprağa karıştırarak ormanı gübrelediğini söylüyor. Yörük, hayvanları aracılığıyla doğadaki otları yayarak, et, süt, peynir, gübre, yün, kıl gibi yararlı temel ürünler üreterek, ekonomiye ve insan sağlığına doğal biçimde katkı sunmaktadır.

   Dündar; “ Yörüklük küresel güçler tarafından bitirilmeye çalışıyor. Türk, kıl çadırda devlet kurar. Batı bizim bu yeteneğimizi iyi bilir. Yörük bağımsızlığına düşkündür. Dünya gıda devleri bizim keçilerimizle uğraştı. Yerli koyunlarımızla, ineklerimizle, tohumlarımızla uğraştı…Şu anda bunda başarılı olduklarını görüyoruz. İthalatçı ülke konumuna düştük. Yem, saman, kurbanlıklar bile ithal. Et neden elli lira? Et yemek aşırı sişmanlığı önler, beyni besler” diyerek içini döküyor.

   Yörüklere sahip çıkmak sadece şenlik düzenlemekle, Yörük güzeli seçmekle bitmiyor elbette. Onların yaşam alanları ve kültürleri korunmalı. Mersin; Yörük Türkmen varlığı bakımından stratejik bir yerdir ve dünya devletlerinin burada bir hesabı vardır. Mersin ili Türkiye’nin beşinci büyük ili ama şehircilik ve belediye hizmetleri bakımından durum hiç de öyle değil.

   Başkan Hasan Dündar, dağdaki insanlarla sürekli iletişim içinde, hareket halinde. O bir nevi uzlaştırıcı görevi de üstlenmiş. Sorunlara yerinde müdahale ediyor, bürokrasi ve halk arasında arabuluculuk yapıyor. “Kız kaçıranı da hayvanı çalınanı da beni arıyor. Çünkü ben de aynı kültürdenim. Onları iyi anlarım. Şehre göç, üretimi bitiriyor. Bununla birlikte kültürümüz de bitiyor. Üreten bir toplumdan hızla tüketen bir topluma doğru gidiyoruz” diyor.

   Kırk dereceye varan aşırı nemli bir ortamda uzun süre sohbet ediyoruz. Biz yayla çocuklarını, Çukurova’nın sarı sıcağı bir kat daha zorluyor. Bir sonraki söyleşimizi yaylada yapmak dileğiyle vedalaşıyoruz.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.