Büyükşehir Belediyesi tarafından “Basın Çalıştayı” yapıldı.
Bu, Mersin’de tarihinde bir ilkti.
Her şey çok güzel hazırlanmıştı. Giriş salonunda eski gazete ve dergi sayfaları, basın mensuplarının kullandıkları eski dönem daktilolar, fotoğraf makinaları sergilenmişti.
Çalıştayı gösteren panoda resim çektiriyorsunuz ve sergilenen materyalleri seyrederek, eski yazıları okuyarak çok iyi hazırlanmış Çalıştayın yapılacağı salona iniyorsunuz.
Sizi girişte yeni Basın Daire Başkanı karşılıyor, vizyonunu, titizliğini ve doğru anlayışını kısa zamanda yansıttığı başarılı çalışmalarının, Çalıştayı da etkilediğini hissediyorsunuz.
Gelenler küçük gruplar halinde masalara dağıtılmış.
Çalıştay başlıyor.
Basın mensupları sorunlarını anlatıyor: İlan fiyatları, bayram mesajı bedellerinin arttırılması… ve basın mensuplarına daha fazla maddi destek verilmesi.
Sonuçta sorunun neredeyse tamamını maddi beklentiler kaplıyordu.
Belediyeden beklentiler, öneriler, yapılması gerekenler; bunların hepsi konuşuldu.
* * *
Bir an Mersin’deki gazeteleri düşündüm: Dağıtımı toplamda 100 adeti bulmayan günlük gazeteler!
Nereyse hiç gönüllü abone sağlayamayan gazeteler…
Ve bir kaç dakika içinde okunan gazeteler…
Fakat ben kendime şu soruyu sormadan edemedim: Peki gazeteler üzerlerine düşeni yapıyorlar mı ?
O zaman belki de basının kendisi bir Çalıştay yapmalı! Adı da
Basın Nasıl Olmalı?
Ya da
Biz neyi yanlış yapıyoruz?
veya
Biz Nasıl Düzeliriz?
olabilir.
Basın da kendini düzene sokmak için bu fırsatı değerlendirebilir.
* * *
Mersin’de Gazeteciliğin Yakın Dönem K-ayıp Tarihi… ne bakıyorum ve şu başlıkları düşünüyorum.
*Bir Bilgi Gazetesi niçin yaratılamadı?
*Habercilikten Şantajcılığa nasıl sapıldı?
*Reklam haberler için bahşiş usulü ve ötesi…
*Belediye kapılarında maaşlı gazetecilik!
*Bayram gazeteciliği !
*Belediye haberleri karşılığında teşekkür parası!
*Mersin’den ulusal basına yükselen gazeteci niçin çıkmaz?
*Reklamdan komisyon karşılığı gazetecilik!,
*Fotoğraf çekip sosyal medyaya koyma gazeteciliği…
*Bir sahife yazıyı hatasız bir Türkçeyle yazamayan bölge gazetecileri!
* 2 Milyonluk Mersin’de hâlâ 30 bin nüfuslu Mersin gazeteciliği…
*Okumayan, yabancı dil bilmeyen, donanımsız muhterisler…
*Dedikodu haberciliğini gazetecilik sananlar…
Bildiğiniz üzere, ulusal gazetelerin bölge ekleri Anadolu’da yerel gazetelerin bir kısım gelirlerinin azalmasına sebep olmuş, aslî görevleri olan habercilik ve kamuoyu oluşturma konusunda işlevsiz kalmış, reklâm ve ilân alma imkânlarını büyük ölçüde yitirmiştir.
Bu olumsuz süreç, kimi yerel gazeteleri tehdit ve şantaj içeren kirli bir yola sürüklemiş ve bu üslupla bazı çevrelerden ekonomik fayda bekler hale düşürmüştür.
Yasanın kıyılarında gezinerek, bazen de bilinçsizce yasalar çiğnenerek, kişiler hakkında asılsız haberler, yorumlar yapılmakta, algı operasyonlarıyla ve saygınlığı zedeleyici sıfatlarla kişilik haklarına tecavüz edilmektedir.
Uzun zaman Mersin’in konuları ile derinden ilgilenince sonunda, her türlü zenginliğe sahip bu kentin neden gelişmediğinin temel sebeplerini buluyorsunuz.
Kentin köşe noktalarına oturmuş, koltuklarına yapışmış, yalnızca bu kentin rantından yararlanmak isteyen kent dinamikleri, küçük bir grup olmalarına rağmen tüm kentin yönetimini ellerinde bulunduruyorlar. Kentin gelişimini ve özellikle değişimini engelleyip aynı düzenin sürmesini sağlıyorlar.
Bu kişiler bir takım yerel basınla da işbirliği içerisine girmişler, ortak çıkarları oluşmuş. Onlar da bu kişilerin savunuculuğunu yapıyorlar.
devam edecek
HARUNARSLAN