Hepimiz için yoğun ve yorucu bu seçim süreci sürecinde, üstelik de gündelik hayatın rutinlerini zora sokan şiddetli yağışlı bir günde, Mersinli müzikseverler unutulmaz bir konser izledi. Bu çok özel sanat gecesini bizlere armağan eden ise, sayısız benzer hizmetleriyle Mersin’de hayatı daha değerli kılan AKOB idi.    Avusturya Kültür Ofisi- İstanbul ve Akdeniz Opera Bale Kulübü (AKOB)  işbirliği ile Avusturyalı dört çellist kadından oluşan Extracello, geçtiğimiz hafta kentimizde bir konser verdi.   Viyana’dan gelen dört çellist, Rönesans, Klasik, Barok, Caz, Pop/Rock müzik alanlarından uyarladıkları, besteledikleri, sipariş verdikleri müzik ve gösteriyi klasikten moderne doğaçlamalarla ustaca, ama hiç alışık olmadığımız  eğlenceli bir tarzda  sundular. Bilindiği üzere, keman ailesinin  tenor üyesi olan çello ( viyolonsel) 16. Yüzyılın başlarında kullanılmaya başlanır ve solo çello için ilk eserler de 1675’te yayımlanır. Başlangıçta, uzun yıllar boyu kadınlar tarafından çalınması uygun görülmeyen(!) bu enstrüman, bugün özellikle kadın sanatçıların icralarıyla özel bir konum kazanmıştır. Hem solo çalgı olarak hem de eşlikte başarılı olması yanında, oda müziği topluluklarının  ve yaylılar topluluğunun vazgeçilmez üyesidir.   Exstracello’daki dört kadın çellist, bu çalgıya bambaşka bir boyut kazandırmışlar; doğaçlama ya da beste icralarında cesur hamlelerle tiz ve özellikle bas sesler yelpazesinde neşeli ya da dramatik tınılarla yüklü, artistik müzik cümleleri  kuruyorlar. Çellonun sıcak ve geniş tutkulu sesine, insana dair sayısız duyuşlar ekliyorlar. Konsere gelme imkânı bulamayan ilgili okurların, mutlaka internet üzerinden bu icraları dinlemesini öneriyorum. Grubun bugüne kadar birçok ülkede konserler verdiğini ve birçok festivale katıldığını da not edelim. Mersin’de verdikleri konser de, olumsuz hava koşullarına inat, kalabalık bir izleyici tarafından büyük beğeni ile izlendi. *                     *                     * Avusturya Kültür Ofisi konserler, sergiler, tiyatrolar, kitap tanıtımları, okumalar, sempozyumlardan oluşan zengin bir kültür ve sanat programını İstanbullulara sunmaktadır; bu yanıyla da  İstanbul’un önemli bir kültür kurumu haline gelmiştir.                                                                                                                               Buraya kadar her şey olağan görülse de, gözden kaçırmamamız gereken çok önemli bir ayrıntı var: Aynı konser daha önce İstanbul’da düzenlendi ve yalnızca Mersin’de tekrarlandı. Mersinliler de belki  bir kez yaşayacakları çok önemli bir müzik etkinliğini izlemiş oldular. İstanbul’dan sonra bu etkinliğin yalnızca Mersin’de yapılmış olması, Mersinliler için bir şanstır. Elbette bu şansın gerisinde yoğun bir emek, beceri, kıymetli ilişkilerle sağlanabilecek imkânlar ve tecrübe vardır. Böylesi bir donanımı kurumsal bir kimlik halinde ayağa kaldıran AKOB’u ve değerli hemşerimiz, Mersin’in çok özel sanat ve kültür insanı Fazıl Tütüner’i anmak bir borçtur. Dolayısıyla, bu konserin Mersin’e gelmesini sağlayan, çok başarılı bit düzen içinde izlenmesini sağlayan Akdeniz Opera ve Bale Derneği’ne ve Avusturya Fahri Konsolosu Fazıl Tütüner’e teşekkür ederim. *                     *                     * Fazıl Tütüner’in gayretleri sayesinde, İstanbul Avusturya Kültür Ofisi’nin Mersin’de yaptığı birçok etkinlikten bazılarını hatırlayalım:   *Avusturyalı yazar Ödon von Horvat’ın açıklayıcı metinler içeren fotoğraf sergisi; *üç Avusturyalı kadın ressamın sergisi; *Viyana Üniversitesi Korosu Mersin konseri.   Avusturya Kültür Ofisi’nin AKOB ile işbirliği 10 yılı aşmaktadır. Son on yılda AKOB ile işbirliğinde Mersin’e birçok Avusturyalı müzik grubunun veya solist sanatçının gelmesine imkân sağlanmıştır.                                                                                                                                         Mersin uluslararası Müzik Festivali’ne Avusturyalı müzik toplulukları göndermiştir. Ayrıca  bu konser için Avusturya Büyükelçisi ve Avusturya Kültür Ofisi müdürü Mersin’e gelmişler; böylece hem kentimizi tanımış hem de kentimizin yöneticileri ile tanışma ve işbirliği yapma fırsatı bulmuşlardır.                                      *                     *                     *                                                                                                                                      AKOB konserler, konferanslar, yarışmalar, kurslar, ustalık sınıfları düzenlemektedir; dergiler, kitaplar yayımlamaktadır. Yurtiçine ve dışına açılmaya, özellikle Viyana ile Mersin’in sanat, kültür ilişkilerini geliştirmeye çalışmaktadır. Mersin Üniversitesi Devlet Konservatuvarı mezunu bazı gençler eğitimlerini Viyana’da sürdürmektedir. Müzik topluluklarında çalmaktadır. Mersin Operası’ndan ve konservatuvarından bazı sanatçılar Viyana Operalarında roller üstlenmişlerdir.   Herhalde yaşadığı kente gerçek katkı vermek, hemşerilerin hayatına iyilikle dokunmak da bu olsa gerek. Sanat ve kültürle başlayan bu adımlar zaten bir başına çok yüksek değerlerdir; ama aynı zamanda kentin turizmine ve ekonomisine de gelecekte katkı verecektir. Artık çağımızda kent imajları ve değerleri, doğrudan o kentin sanatsal dinamikleriyle tanımlanıyor. Bir kentte yaşayanların moral ve estetik kapasitelerini geliştiren biricik şey sanattır; o kente gelen konuklara anlamlı gelen ve onları kentin ruhuyla buluşturan evrensel dil sanattır. Mersin bu açıdan geleneği olan bir kenttir ve bu geleneğin mirasçıları olan değerli hemşerilerimizle Mersin bir sanat kenti olmak üzere eksiklerini tamamlayarak kendini inşâ ediyor. Bu bağlamda; bir kültür ve sanat derneğinin ve bir fahri konsolosun yaşadıkları kent için neler yapabileceğini de AKOB ve kıymetli Fazıl Tütüner bizlere anlatmaktadır; kendilerine hep teşekkür borcumuz olacaktır.   Bizlere düşen de bu örnekleri çoğaltmak, çabalara destek olmak, imkân sağlamak ve Sanat Kenti Mersin için daha çok çalışmaktır.   HARUNN ARSLAN