Seçim çalışmaları iki cephede farklı bir şekilde sürüyor: *Mersin’in yapısını doğru okuyanlar; *ve hâlâ Mersin’i yanlış  okuyanlar… Özetle açmaya çalışalım:   CHP’nin özellikle sahil kesimini doğru okuduğunu, kırsal kesimi ise doğru okuyamadığını görüyoruz. MHP de ise bunun tam tersi: Kırsal kesim doğru okunuyor, sahil kesimi okunamıyor. Yani genelde her iki parti de kendi taraftarlarına kendilerini anlatıyorlar. Bununla ilgili kısa seçim çalışmalarına ve yaşananlara bir göz atalım.   Vahap Seçer, sahil yolunda sabah sporu yapıyor. Sabah sporu yapan yüzlerce kişi kendisini görüyor, onlarla sohbet ediyor, bir tv programı canlı yayın yapıyor. Mersin yapısına uygun bir çalışma.   Ayfer Yılmaz Marina’da bir restoranda gençlerle söyleşide bulunuyor. “Gençler Davetlimsiniz; Mersin için Önerilerinizi, Hayallerinizi ve Projelerinizi dinleyeceğim” şeklinde bir davet yazısı yayımlıyor. Bu da alışık olmadığımız, ama aslında Mersin’in yapısına uygun bir çalışma…   Yenişehir Adayı Abdullah Özyiğit, Forum alışveriş merkezinde dolaşıyor, hemşerileri ile sohbet ediyor. Yine Abdullah Özyiğit’in enstrüman çalan oğlu babası için seçim şarkısı besteliyor. Sanatçı bir ailenin olması çok değerli. (İlginçtir; kısa bir süre önce bir grupta Abdullah Özyiğit’in oğluyla birlikte müzik yapmıştık.)   Lütfi Elvan çok etkili bir seçim çalışması sürdürüyor. Her yerde ilgi ve saygı ile karşılanıyor. Çanakkale Şehitleri programından çıkışta ODTÜ mezunu, ciddi ekonomi bilgisi olan bir vatandaş önünü keserek kendisine ekonomide bazı aykırı görüşlerini söyledi. Lütfi Elvan yoğun programına ve arkasında bekleyen kalabalık ekibine rağmen, sabırla o vatandaşla konuyu uzun bir süre tartıştı ve sonunda onu iknâ etti.     Hamit Tuna’nın projelerini tanıttığı programa katıldım. İki buçuk saat uzun uzun projelerini anlattı. Genelde MHP taraftarlarının doldurduğu 5 yıldızlı bir otelin salonunda yapılan toplantı sonunda, salonun üçte birinin boşaldığını gördük. Çok fazla projeden benim de kafam karıştı; çoğunu hatırlayamıyorum. Ama Cirit Takımı kurma projesi aklımda kaldı!   Hamit Tuna’nın proje kitabı 140 sayfa ve 33 cm uzunluğunda. Vahap Seçer’in proje kitabı ise 68 sayfa ve 24 cm uzunluğunda. Ayfer Yılmaz’ın proje kitabını henüz göremedik.   Bu proje Kitapları da başlı başına bir mizah konusu olabilir. Nasıl mı? Son 20 yıldır, arşivimde bulunan bütün proje kitaplarını incelersek: Macit Özcan’ın 1999 seçiminde proje broşürü yalnızca 4 sayfa idi. CHP adayı Macit Özcan’ın 2014 seçimindeki proje kitabı 120 sayfa. MHP adayı Burhanettin Kocamaz’ın 2014 proje kitabı 135 sayfa.   Önemli olan, gerçekçi ve uygulanabilir projeler ortaya koymak değil mi? 1999 CHP Adayı Macit Özcan’ın projelerinin bir kaçını hatırlayalım; Deniz Otobüsü – Havaalanı – Hafif Raylı Sistem – Helikopter Pisti – Belediye Radyosu – Semt Kütüphaneleri – Derelerin Islahı – Yeni İmar Planı  vs. 15 yılda bu ve benzeri birçok projenin gerçekleşmediğini görüyoruz.   Yani proje kitaplarının kalınlığı, proje sayısının çokluğu önemli değil. Ayağı yere basan, gerçekleşebilir projeler olmalı. Oysa her aday, o anda aklına gelebilen, ya da yakın çevresi tarafından kulağa hoş gelen, hiçbir fizibilitesi olmayan konuları alt alta sıralıyor. Sonuçta da bu kentte yoksulluğu, fakirliği ortadan kaldıracak, kentin ekonomisini canlandıracak, istihdam sağlayacak ve kentin sahip olduğu zenginliklerin farkına varıp yararlanılmasını sağlayacak projelere ihtiyaç var. Tabii henüz göremediğim vizyon projeleri de. Yabancı internet sitelerinden kopya resimlerle alınan projelerle gülünç duruma düşülüyor. *                     *                     * İçel Sanat Kulübü kentimizde siyasilerin de önemsediği, değerli bir geçmişi ve işlevi olan bir sanat ve kültür kurumudur. Büyükşehir adayı Vahap Seçer, Yenişehir adayı Abdullah Özyiğit’le beraber kulübe ilk ziyareti yaptı. Verimli bir toplantı oldu. İkinci ziyareti Büyükşehir adayı Hamit Tuna ile Akdeniz adayı Mustafa Gültak’ın yapacağı belirtildiği halde Mustafa Gültak katılmadı. Bu, soru işaretleri yarattı.   Bugün tüm Büyükşehir ve merkez ilçe adayları arasında Mersin’in sorunlarını ve çözümlerini en iyi bilen aday Mustafa Gültak’tır. İl Başkanlığı yapmış, Mersin’in bir çok sorununu çözmüş ve kente ciddi katkıda bulunmuş bir siyasetçidir. Kentin yaşamının, ticaretinin, ekonomisinin kalbi Akdeniz’de tüm kente büyük katkı sağlayabilecek bir adaydır.   Her zaman Büyükşehir ve merkez ilçelerin farklı siyasi partilerden olmasının Mersin için bir zenginlik olduğunu düşündüm. Bugüne kadar diğer tüm siyasi partiler Büyükşehir ve merkez ilçeleri kazanmasına rağmen, Ak Parti ne Büyükşehri ne de herhangi bir ilçeyi kazanabilmiştir. Mersin bunun eksikliğini son 15 yıldır ciddi olarak hissetti; hissediyor. Bu ilginç olgunun kendisi özellikle bir siyasi analiz konusu. Neredeyse 20 yıla yakındır ülkenin içerde ve dışarda bütün kaderini etkileyen yatırımlarla ve kararlarla  varlığını sürdüren bir politik çizgi, Mersin’e de onca büyük yatırımlar yapmasına rağmen, yerel seçimleri fazla ciddiye almıyor; çok güçlü bir adayla seçime girmeyi ısrarla istemiyor. Nitekim bu seçimlerde de Cumhur İttifakı’nın dengesi doğrultusunda  pazarlık konusu olmaktan öteye gitmedi. Aynı mantık, diğer adaylar için de işletilebilir. Neredeyse Mersin için hizmete en lâyık aday değil de, parti içi dengelere ve belki de seçim sonrası kurultay hesaplarına en uygun aday arayışı öne çıktı. Peki Mersin? On yıllardır bu kentte ihmal edilen temel yatırımlar? Çevre Büyükşehirlere kıyasla obez bir kasaba görüntüsü içindeki Mersin’in tıkanma noktasındaki dertleri? Seçim kitapçıklarında unutulmaya terk edilmiş sayısız vaatler? Bunca kirletilmiş bir siyaset ortamında hâlâ koruyabileceğimiz değerlerimiz elbette var; ama umut ve güven? Her şeye rağmen ve bu koşullarda, Ülke ve Mersin için hayırlar dilemekten öte ne yapılabilir…     HARUN ARSLAN