Adayların proje kitaplarını incelediğinizde, aslında anlamı büyük bazı ipuçlarını ve kimi ayrıntıları fark edebilirsiniz.
Vahap Seçer proje kitabında 5 adet kendi resmini koymasına karşılık, Hamit Tuna tam 13 adet resmini koymuş
Vahap Seçer’in tüm resimleri kravatsız takım elbiseli.
Hamit Tuna genelde kravatlı takım elbiseli.
Bir resimde bisiklete binip kask takarak sporculuğunu, bir diğer resimde köylü kasketi takarak köylülüğünü, kravat takarak da kentliliğini ifade etmek istiyor.
Elbette adayları yönlendiren danışmanların da etkili olduğu bu imaj çalışmaları, bir yönüyle de adayın kişiliğine ve vizyonuna dair ipuçları veriyor.
İçel Sanat Kulübü’nü, iki büyükşehir adayından sonra son olarak Ayfer Yılmaz ziyaret etti. O da kültür ve sanat konusunda fikirlerini söyledi.
Sonuçta konunun temeline inen ve ikna edici adayın Ayfer Yılmaz olduğunu söylemeliyim. Kültür ve Sanatı pop sanatçı getirmekten ibaret sanan ve kasaba tipi şenlikler yapan, kenti sanat adı altında gülünç objelerle süsleyen anlayışla arasındaki büyük farkı gördük.
Mersin gibi bir kültür-sanat dinamiği ve geleneği güçlü kentte, büyükşehir belediye yönetimine talip olan adayların çok daha hazırlıklı, donanımlı olmaları ve en azından güçlü bir danışmanla çalışmaları gerekir. Ama işte, eyyamcı ve genel yuvarlak cümlelerle idare etmekle yetinen adaylarla bu kadar…
Ayfer Yılmaz’ın bu alandaki donanımının ve yaklaşımının altını çizmek istedim
Başka illerin Büyükşehir adaylarını dinlediğimde beni en çok etkileyen İzmir’in Ak Parti ve CHP Adayı oldu. İkisinin de ses getirecek, kentin kalkınmasına katkı verecek vizyoner projeleri var.
Maalesef Mersin’in hizmet açığını kapatacak Belediye hizmetleri konusunda ikna edici ya da bu kentin sahip olduğu önemli zenginliklere ve özelliklere göre projeler göremedik.
Geçtiğimiz yerel seçimde G.Antep Belediye Başkanı Asım Güzelbey’in davetlisi olarak G.Antep’te bulunmuştum. Tüm gün yaptığı hizmetleri ve projelerini anlattı ve yerinde gösterdi. Gerçekten hayran kalmıştım.
Danışmanları ile tanıştık. Her biri değerli, bilgili vizyon sahibi, dünyayı tanıyan kişilerdi, birçok proje onların çalışması sonucunda ortaya çıkmıştı. En önemli danışmanı da Mersinliydi.
Maalesef Mersin’de bugüne kadar vizyoner bir proje hayata geçirilemedi.
Özellikle Çamlıbel’i kurtaracak, Cumhuriyet alanını genişletecek, Yumuktepe’yi dünyaca ünlü bir açık hava müzesi haline getirecek ve kent içinde bir doğal plaj oluşturacak önerilerimiz, o zaman görevdeki Belediye Başkanları tarafından karşılık bulmadı.
Umarım bu tür öneriler bundan sonra görev yapacak Başkanlar tarafından değerlendirilir.
Son 20 yıldır yapılan yerel seçim çalışmalarında, 2004 DSP Adayı Adil Aktay’ın yaptığı çok etkileyici bir seçim çalışmasını hatırlıyorum.
Adil Aktay 2004 yılında 2014 yılının Mersin’ini anlatan hayali bir gazete çıkarıyor ve 20 yıl sonra neler olabileceğini anlatıyor. Başlığına da “Hayaldir diyen kenara çekilsin” diye iddialı bir slogan koyuyor. Hayal olmasına rağmen sahip olduğu zenginliklerle gerçekleşebilecek projelerdi.
Maalesef 20 yıl içerisinde Adil Aktay’ın hayal ettiklerinin hiç birinin gerçekleşmediğini üstelik kentin daha da geri gitmiş olduğunu görüyoruz.
Kaldı ki, bu kentin kaderine 3 dönem hükmetmiş bir belediye başkanının seçim çalışmalarında vaat ettiği projelerle dolu kitabını kimse önüne koyup hesap sormadı! Kitaplar benim arşivimde duruyor; ama o aday her seçim döneminde yeni bir kitapla ortaya çıktı ve seçildi!
Yani; sorun biraz da kente hizmeti ve inandırıcılığı değil de soyut siyasi inançları temel alan hazır kıta seçmenler sorunudur ve bu bağlamda, her kent hak ettiği kişilerce yönetilir!
Şimdi önümüze getirilen üç değerli aday arasında zor bir seçim yapacağız.
DP Adayı Ayfer Yılmaz Bakanlık yapmış, devleti tanıyan, bölgemizin sorunlarını yakından bilen bir siyasetçi. Söylemleri ile uzun zaman önce Bakanlık yapmasına rağmen ülke ve bölge ile her konudan yakından ilgili olduğunu gördük. Mersin’in sahip olduğu zenginliklerin ve bunların nasıl değerlendirilebileceğinin ana temel anlayışının farkında.
CHP Adayı Vahap Seçer ekonomiyi ve siyaseti iyi bilen bir siyasetçi. Ticari hayatında gösterdiği başarıyı kentin kalkınmasında, istihdamın artmasında ve yoksulluğun ortadan kalkmasında göstererek Mersin’i geliştirmeyi vaat ediyor. Özellikle barışçı, herkese yaklaşan bir dil kullanması ve Mersin yararına iktidar partisi ile de her türlü yaklaşımda bulunacağını belirtmesi önemli.
MHP Adayı Hamit Tuna bölgede sevilen sempatik bir siyasetçi. Herkesin düğününe, taziyesine katılır. Zamanının önemli bir kısmını bu tür insani ilişkilere harcar.
Toroslarda yaptığı çalışmaları daha da genişletecek Mersin’i süslü, çiçekli, led ışıklı, Peri Bacası, Truva Atı, Dinozor gibi değişik figürlerle ilginç, şirin bir kent haline getirecektir.
Türlü hesaplar, denge arayışları, ittifaklar ve dramatik kumpaslar sonrasında bu 3 değerli isim arasında seçim yapacağız.
Bu adayların gerçek liyakatlerine, donanımlarına, inandırıcı ve güven verici imajlarına mı oy vereceğiz, yani Mersin’e hizmeti mi dert edineceğiz; yoksa bindirilmiş kıta kafasıyla politik hesaplara dönük oy kullanıp Mersin’in bir 5 yıl daha sürüklenmesine mi neden olacağız?
Biliyorum; bu noktaya geliş sürecimizdedir asıl sorun!
Keşke en başından itibaren, her parti doğrudan Mersin’e hizmet öncelikli bir aday arayışına girseydi… Ama olmadı işte; her parti kendi ajandasına göre bir hesaba oturdu; parti içi gelecek hesapları, seçim sonrası rant kaygıları, ittifak gereği yapılan pazarlıklar… derken sahne bu hale geldi!
Emeği geçenler, kirli dolap çevirenler, ittifak pazarlıklarında rant kovalayanlar; hepsi tamam da… yukarda değindiğim üzere, her kent kendi kaderine layıktır ve hak ettiğince yönetilir! Meselenin bu can acıtıcı hakikatini kimse unutmasın!
Her şeye karşın hayırlısı diyelim; 3 değerli adayımızdan hak eden ve en layık olan seçilsin.
Seçim sonrasında da elbette yapıcı öneri ve eleştirilerimizle Mersin’imize ve hemşerilerimize faydalı olmaya çalışacağız.
HARUN ARSLAN