Bekir Zorba
Köşe Yazarı
Bekir Zorba
 

Bor

  -Geçmedi borun pazarı…     Dönemsel gelişmeler insan psikolojisi üzerinde oldukça etkilidir. İnsanı baskı altında tutan davranışlar, bir takım gereksiz aşırılıklar, sanılar toplumu bunaltır. Toplum psikolojisi gergin politikalar altında olumsuz etkilenir. Beklenmedik refleksler verir ve çoğu zaman ‘istenilen istikamet’ dışında davranışlar sergileyebilir. İşte 31 Mart’ta tam böyle bir durum yaşanmış, seçmen farklı tercihlere yönelebileceğini gayet net göstermiştir. Tabii bunun bir de pahalılık ayağı vardır ki o da psikolojik ve siyasi etkilerden hiç geri kalmaz.   Her ne kadar iktidar sahipleri kabullenmek istemeseler de bir ekonomik kriz içerisindeyiz ve bunun nerede duracağı henüz belli değil. ‘Dünyada kendi kendine yetebilen yedi ülkeden biri’ diye övündüğümüz Türkiye; artık gıda ithalatçısı konumuna düşmüştür. Tarıma, hayvancılığa, madenciliğe yönelmek bir tercih olmaktan öte zorunluluk halini almıştır.   Bir kabine revizyonundan bahsedilmeye başlandı. Revizyon daha çok ekonomiyi ilgilendiren bakanlıklarda olacak. Hazine ve Maliye Bakanının yanı sıra Tarım ve Orman Bakanı da koltuğu terk edecekler arasında sayılıyor. Ekonomi her daim gündemde. Yılların ihmalkarlığına bir de olumsuz doğa olaylarını eklediğinizde, sonuç mutfakta yangındır.   Türkiye mutlaka güçlü yönlerini bilmeli, tanıyıp öne çıkarmalı. Başta tarım ve hayvancılık olmak üzere madenciliğini, turizmini, sanayisini verimli kullanmalı, katma değeri yüksek ürünlere yönelmeli, rekabet gücünü artırmalı. Geçen yıl yaşadığımız döviz şoku, kralın çıplak olduğunu gösterdi bizlere…   Türkiye yakın gelecekte kenevir bitkisi ve bor madeni ile önemli avantajlar kazanabilir. Gıdadan, kozmetiğe, yakıttan, inşaat malzemelerine… İki üründen yüzlerce yan ürün elde etmek mümkün. Geçen haftalarda kenevirden (bkz. Kenevir-inovatifhaber.com) bahsetmiştim. Anadolu’nun kadim bitkisi kullanım alanları yaygınlığıyla ülke ekonomisine yüz milyar dolarlık katkı sunabilecek potansiyele sahip. Yeter ki sahip çıkalım, değerini bilelim. Kenevir; Türkiye’de uyuşturucu etkisi bahanesiyle, Batı’nın da baskısıyla adeta bitme noktasına getirilmiş. Fakat yine aynı Batı bu mucizevi bitkiyi, iyice araştırıp, üretimini çoğaltarak ekonomisinin hizmetinde hazır tutmaktadır.   Geçen yüzyılın başındaki birinci dünya savaşı bir paylaşım savaşıydı ve petrol zengini Osmanlı toprakları birer birer kaybedildi. O dönemler petrolün önemini kavrayamayanlar, ancak yarım yüzyıl sonra nasıl büyük bir zenginliği kaçırdıklarının farkına, geç de olsa vardılar. Şimdi ülkemiz üzerine oynanan oyunlara baktıkça, ister istemez geleceğin madeni olarak addedilen bor için mi yapıldığı geliyor akla. Türkiye, dünya bor madeni rezervinin yüzde 73’ne sahip çünkü.   Bor madeninin mukavemet artırıcı ve alev geciktirici özellikleri yanında, kanser önleyici enerji taşıyıcı ve depolayıcı özellikleriyle 250 den fazla alanda kullanıldığı bilinmektedir. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı bordan katma değeri yüksek ürünler üretilmesi için çalışma başlattı. Ayrıca ‘Bor Araştırma Merkezi’ kurmak için de kollar sıvandı. Böyle stratejik bir maden için daha yeni yeni harekete geçmek üzücü. Fakat ‘geç olsun güç olmasın’ diyelim biz yine de…   Araştırdıkça borun yeni kullanım alanları çıkıyor ortaya. Alternatif yakıt konusunda önemli bir mesafe aşıldı ve bor temelli yerli yakıt sistemlerini üretme noktasında belli bir noktaya gelindi. Ayrıca tv reklamlarında da adını sıkça duymaya başladığımız çevre dostu bor çamaşır deterjanı da hayli ilgi görmekte. Bor alanında kalifiye eleman ihtiyacının karşılanması ve bu alandaki profesyonelliğin uluslararası standartlara çıkartılması için de öğrencilere burs verilerek, dünyanın çeşitli ülkelerine gönderilmektedir.   Geleceğin petrolü olmaya aday bor madeni, yüksek rezerv nedeniyle Türkiye’yi sıkıntılarından kurtarmaya adaydır. Yeter ki sahip çıkalım.              
Ekleme Tarihi: 22 Mayıs 2019 - Çarşamba

Bor

 

-Geçmedi borun pazarı…

 

  Dönemsel gelişmeler insan psikolojisi üzerinde oldukça etkilidir. İnsanı baskı altında tutan davranışlar, bir takım gereksiz aşırılıklar, sanılar toplumu bunaltır. Toplum psikolojisi gergin politikalar altında olumsuz etkilenir. Beklenmedik refleksler verir ve çoğu zaman ‘istenilen istikamet’ dışında davranışlar sergileyebilir. İşte 31 Mart’ta tam böyle bir durum yaşanmış, seçmen farklı tercihlere yönelebileceğini gayet net göstermiştir. Tabii bunun bir de pahalılık ayağı vardır ki o da psikolojik ve siyasi etkilerden hiç geri kalmaz.

  Her ne kadar iktidar sahipleri kabullenmek istemeseler de bir ekonomik kriz içerisindeyiz ve bunun nerede duracağı henüz belli değil. ‘Dünyada kendi kendine yetebilen yedi ülkeden biri’ diye övündüğümüz Türkiye; artık gıda ithalatçısı konumuna düşmüştür. Tarıma, hayvancılığa, madenciliğe yönelmek bir tercih olmaktan öte zorunluluk halini almıştır.

  Bir kabine revizyonundan bahsedilmeye başlandı. Revizyon daha çok ekonomiyi ilgilendiren bakanlıklarda olacak. Hazine ve Maliye Bakanının yanı sıra Tarım ve Orman Bakanı da koltuğu terk edecekler arasında sayılıyor. Ekonomi her daim gündemde. Yılların ihmalkarlığına bir de olumsuz doğa olaylarını eklediğinizde, sonuç mutfakta yangındır.

  Türkiye mutlaka güçlü yönlerini bilmeli, tanıyıp öne çıkarmalı. Başta tarım ve hayvancılık olmak üzere madenciliğini, turizmini, sanayisini verimli kullanmalı, katma değeri yüksek ürünlere yönelmeli, rekabet gücünü artırmalı. Geçen yıl yaşadığımız döviz şoku, kralın çıplak olduğunu gösterdi bizlere…

  Türkiye yakın gelecekte kenevir bitkisi ve bor madeni ile önemli avantajlar kazanabilir. Gıdadan, kozmetiğe, yakıttan, inşaat malzemelerine… İki üründen yüzlerce yan ürün elde etmek mümkün. Geçen haftalarda kenevirden (bkz. Kenevir-inovatifhaber.com) bahsetmiştim. Anadolu’nun kadim bitkisi kullanım alanları yaygınlığıyla ülke ekonomisine yüz milyar dolarlık katkı sunabilecek potansiyele sahip. Yeter ki sahip çıkalım, değerini bilelim. Kenevir; Türkiye’de uyuşturucu etkisi bahanesiyle, Batı’nın da baskısıyla adeta bitme noktasına getirilmiş. Fakat yine aynı Batı bu mucizevi bitkiyi, iyice araştırıp, üretimini çoğaltarak ekonomisinin hizmetinde hazır tutmaktadır.

  Geçen yüzyılın başındaki birinci dünya savaşı bir paylaşım savaşıydı ve petrol zengini Osmanlı toprakları birer birer kaybedildi. O dönemler petrolün önemini kavrayamayanlar, ancak yarım yüzyıl sonra nasıl büyük bir zenginliği kaçırdıklarının farkına, geç de olsa vardılar. Şimdi ülkemiz üzerine oynanan oyunlara baktıkça, ister istemez geleceğin madeni olarak addedilen bor için mi yapıldığı geliyor akla. Türkiye, dünya bor madeni rezervinin yüzde 73’ne sahip çünkü.

  Bor madeninin mukavemet artırıcı ve alev geciktirici özellikleri yanında, kanser önleyici enerji taşıyıcı ve depolayıcı özellikleriyle 250 den fazla alanda kullanıldığı bilinmektedir. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı bordan katma değeri yüksek ürünler üretilmesi için çalışma başlattı. Ayrıca ‘Bor Araştırma Merkezi’ kurmak için de kollar sıvandı. Böyle stratejik bir maden için daha yeni yeni harekete geçmek üzücü. Fakat ‘geç olsun güç olmasın’ diyelim biz yine de…

  Araştırdıkça borun yeni kullanım alanları çıkıyor ortaya. Alternatif yakıt konusunda önemli bir mesafe aşıldı ve bor temelli yerli yakıt sistemlerini üretme noktasında belli bir noktaya gelindi. Ayrıca tv reklamlarında da adını sıkça duymaya başladığımız çevre dostu bor çamaşır deterjanı da hayli ilgi görmekte. Bor alanında kalifiye eleman ihtiyacının karşılanması ve bu alandaki profesyonelliğin uluslararası standartlara çıkartılması için de öğrencilere burs verilerek, dünyanın çeşitli ülkelerine gönderilmektedir.

  Geleceğin petrolü olmaya aday bor madeni, yüksek rezerv nedeniyle Türkiye’yi sıkıntılarından kurtarmaya adaydır. Yeter ki sahip çıkalım.        

   

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.