Anamur Muz Festivali hem adıyla ve anlamıyla, hem de Anamur için sosyo-ekonomik ve kültürel önemi açısından doğru ve yerinde bir festival. 13 yıldır da başarıyla yapılıyor. Birçok yörede, sırf “şenlik olsun” diye sebze ve meyve adına yapılan anlamsız festivallerden biri değil… Muz meyvesinin hemen çağrıştırdığı bir coğrafyadır “Anamur”; dünyada benzeri olmayan kokulu ve benekli Anamur Muzu. Şimdilerde ise Anamur İlçemizde bu üretim,  çok daha  modern ve  çağdaş ölçüde profesyonel yöntemlere sürdürülüyor;  artık muzu seralarda daha büyük bir verimle üretiyorlar. Türkiye’de yaklaşık 300 bin ton muzun 200 bin tonu Anamur’da üretiliyor. Festival dolayısıyla Anamur’da bulunan Büyükşehir Belediyesi yetkilileri de muz üretiminin arttırılması için ortak çalışmalar yapılacağını belirtiyor.   *                     *                     *   Anamur Muz Festivali birçok farklı yan etkinlikle de zenginleştirilmiş. Satranç Turnuvası, Basketbol Turnuvası, Yüzme Yarışması, Engelliler Dart Yarışması, Kano Yarışması, Tenis Turnuvası, Masa Tenisi Turnuvası, Sörf Yarışması, Plaj Voleybolu gibi konularda yarışmalar, turnuvalar düzenleniyor, maçlar yapılıyor. Konukların ve Anamurlu hemşerilerin tümünün ilgisini çekecek, katılımlarını sağlayacak ölçüde yaygın bir etkinlik takvimi var. Bu yanıyla da istenilen amaca ulaşılıyor; ortaya konulan bütçe ve emek misliyle karşılık buluyor. Ayrıca, etkinlikler kapsamında Azerbaycan, KKTC, Ankara, Malatya, Anamur halk dansları ekiplerinin gösterilerini izledik. İki akşamda Ali Kınık ve Serkan Kaya birer konser verdiler. Kalabalık halk geniş alana sığmadı. Neredeyse tüm Anamur ve çevresi buradaydı. Festivaller bu şekilde tüm halkın katılımını ve ilgisini sağlarsa önemli ve değerlidir. Birçok stant da kurulmuştu. Özellikle yöresel yiyecekler ve çeşitli kuruluşların stantları festivale ayrı bir renk vermişti. Bazı ulusal gazete temsilcilerinin de katıldığını gördük. Onlarda yazılarında Anamur’u anlattılar. Sonuç olarak hem kentin insanlarının eğlendiği, hem de Anamur’un tanıtımına katkı sağlayan ve böylece amacına ulaşmış başarılı bir “Festival” olduğunu söylemeliyiz.   *                     *                     *   Belediye Başkanı ile sohbet etme fırsatım da oldu. Haklı sevinci, mutluluğu ve başarısı gözlerinden okunuyordu. Halkında samimi ilgisine ve aralarındaki olumlu konuşmalara  şahit oldum; yerel yönetimlerde başarının her türlü politik sınırı, değeri aşarak hemşerilerde samimi karşılık bulacağını hep söyleriz; Anamur bu yanıyla örnek bir yapı oluşturmuş. Bu vizyoner yönetim anlayışının önümüzdeki hizmet döneminde Anamur’a çok şey katacağına inanıyorum.   Festivalden sonra uzun yıllar gitmediğim “Anemurium Antik Kent”ine gittim. Antik Kent, gördüğüm son haliyle, eskiye doğru son 40 yıl içinde biraz zarar görmüş olsa da yerli yerinde duruyordu. 40 yıl önceki hayalim geldi aklıma… 250 dönümlük bir alanın içindeki arazimin iki dönümüne bin yataklı bir tesis yapılsaydı, hem bölgenin hem de ülkenin ekonomisine katkı verirdi. Anamur şimdi bambaşka bir durumda olurdu. O günkü projemizde Antik Kentin korunması öncelikliydi. Bu zaman zarfında zarar gören birçok eser de korunmuş olurdu. Ama işte, vizyon dediğimiz, modern yönetim anlayışı dediğimiz olgu budur; belediyeler gündelik sıradan işlerle oyalanıyorlar, yörenin kaderini değiştirecek köklü çalışmalardan uzak duruyorlar, özellikle hemen politik getirisi olmayan büyük projeleri dinlemiyorlar bile… İşte güzelim Anamur da, belki onlarca yılını böyle kaybetti! Şimdi güçlü donanımı, deneyimi ve vizyonuyla tanıdığımız bir Belediye Başkanının bu gecikmeyi hızla telafi edeceğini gösteren bir tablo var karşımızda; dilerim her şey yolunda gider ve sevgili Anamur ve değerli Anamurlu hemşeriler hak ettikleri çok daha iyi bir hayata kavuşurlar.   *                     *                     *   Geçtiğimiz haftalarda yaptığım Antakya gezisini hatırladım Anamur’da... Oradaki bir dostumuz sayesinde yakın zamanda bitecek olan Antakya Müze Oteli gezme fırsatım olmuştu. Temelinde Anadolu’nun en büyük mozaiklerinin ve birçok eski eserin çıktığı otelin inşaatına, özel izin verilmişti. Tabanı özel bir camekanla kaplanmış ve buradan eserleri ve mozaikleri seyredebiliyorsunuz. Yüzlerce yıl önce yaşanan bir kentin üzerinde olmak ve yaşamak çok farklı bir duygudur… Eski eserlerimizi koruyarak ve onları yok olmasını seyretmeden değerlendirmek çok daha insanîdir, akılcıdır.   devam edecek