Kentin değişimini ve gelişimini istemeyen kişilerle bir takım basının işbirliğine rağmen hayat kendi kurallarınca akıyor ve artık Mersin’de duyarlı, vicdan sahibi, kentini düşünen insanlar artıyor.
Bunca zengin dinamiklere sahip Mersin’de bir avuç rantçıya pabuç bırakılmayacak.
Her türlü saldırıya rağmen de bu kentin aydınlık geleceği için mücadele edilecek, bu kente zarar veren insanlar sonunda bu kentin önünden çekilecekler.
Bu kişiler kentin utanç tarihinin çöplüğünde yok olup gidecekler.
* * *
Geçtiğimiz yılların bir basın bayramında iki gazetecinin sözleri hep hatırımdadır.
Bir gazeteci:
-Sırf silah ruhsatı almak için gazete sahibi olmak isteyenler var;
-Emekli çalıştırıp maaş ve sigortadan yırtmayı hesap eden gazete patronları var;
-Bugüne kadar bir tane köşe yazmamış kişiler var;
-İçimizde sahtekar diyebileceğimiz insanlar var;
Sonra da saygınlık bekleyeceğiz…
Diğer bir gazeteci:
-Tüccar gazeteciler türüyor.
-Asıl işi gazetecilik olmayan işverenler, basın sektöründe söz sahibi oluyor sizde onların tetikçisi gibi hareket etmek durumunda kalıyorsunuz. Karşı çıkarsanız işsiz kalıyorsunuz.
* * *
Evet; artık her yönden Mersin basınının yerlerde sürünen durumunu masaya yatırma zamanı geldi. Mesleğin yeniden ayağa kalkması, genç gazetecilere sevgi ve saygı vaat eden bir alan olarak yeniden inşâ edilmesi gerekiyor.
Mersin’in çok eski yıllardaki gazeteciliğini incelersek; sosyal medyanın, internet gazeteciliğinin, yerel tv. lerin olmadığı o günlerde gazeteler çok önemliydi. Okunur ve önemsenirdi.
Belediye Başkanları yerel gazetecileri çok önemserler her sabah ilk iş gazeteler özellikle Belediyeler tarafından okunur incelenirdi.
Belediye Başkanları aleyhlerinde bir haber çıksın istemezlerdi. Bunun için çok sayıda gazeteciyi Belediye bünyesinde çalıştırırlar, bir çok gazeteciyi de Belediye imkanlarından yararlandırırlardı.
Çok uzağa gitmeden Macit Özcan dönemine bakarsak, kadrolu olarak tam 70 kişi Belediye Basın Biriminde çalışıyordu.
Ayrıca bazı medya patronlarına çay bahçeleri, oto parklar, otogarda yazıhaneler verilmişti.
Bu dönemde bunlarla yetinmeyen, para hırsı içine girmiş bazı gazeteciler ise daha o günlerden şantaj yapmaya başlamışlardı. Canları sıkılan bir kişi, menfaat sağlayamadıkları kişiler ya da bazı siyasetçiler üzerine yalan haber yayımlarlar, onlardan bu haberleri kaldırmaları için de bir beklentide (!) olurlardı.
Özellikle Macit Özcan tüm basını gayet iyi idare etti.
Önceki seçim döneminde de neredeyse tüm basın nasıl olsa CHP ve Macit Özcan kazanacak diye onları destekledi.
Macit Özcan ve ondan önceki Okan Merzeci ve Kaya Mutlu dönemlerinde rahatlık içerisinde olan gazeteciler, maalesef gazetecilik yapmadılar. İki sütun yazıda onlarca dil yanlışı ve insana tiksinti veren bir övgüler!
Doğru dürüst haber yapan, köşe yazısı yazan gazeteciler yetişmedi.
Bugün ülke çapında isim yapmış, Mersin’de yetişmiş bir gazetecinin olmaması çok acıdır.
Nihayet beklenmeyen şekilde MHP ve Burhanettin Kocamaz seçimi kazanmıştır.
Bu kez yerel yönetim ve merkezi yönetim kendi taraflarında değildir.
Yıllarca MHP karşıtı yazan basın birden bire Burhanettin Kocamaz tarafına geçemedi. Yeni Belediyeden beklenti içine girdiler ve bir süre beklediler.
Fakat beklentileri olmadı. Üstelik 70 Belediye basın çalışanının 51 i işten çıkarıldı.
Basın bölümünde çalışan sayısı 19’a düşürüldü.
Demek ki 19 kişi ile bu iş yapılabiliyormuş. 51 kişi yıllarca bu kentin parasını boşa almış.
Tabii diğer menfaat sağlanan medya patronlarını da unutmayalım.
Bu kolay kazanç sonuç olarak kolaycılığa gidilmesini sağlamış.
Kendilerini yetiştirmemişler. Gazetecilik yapmamışlar.
Bugün tüm gazeteleri incelediğiniz zaman sayısız imla hatası bulursunuz, Türkçeyi dahi doğru kullanamayan gazeteciler.
Bugün Mersin’de günlük gazetelerin dağıtımını incelersek 95 noktaya dağıtıldığını görürüz. Hatta bir gazete 55 noktaya dağıtılmaktadır. Bayide ise yok denecek kadar az satılmaktadır. Yani milyonluk bir şehirde yerel günlük bir gazeteyi okuyan toplamda 100 kişi bile yok.
Ne kadar acı bir durum.
Devam edecek
HARUN ARSLAN