Harun Arslan
Köşe Yazarı
Harun Arslan
 

Kıbrıs’tan Niğde’ye – Volparioso’dan Durban’a

Mersin’i yönetenler ve turizm konusunda yetki verilenler uzun yıllar bu kenti yararsız yurtdışı gezilerle, yeni “kardeş şehirler” arayışı ve “kardeş şehir” ziyaretleri ile avuttular. Şili Volpariso gibi hiç bir anlamı olmayan kentlerle “kardeş şehir” ilişkisi kuruldu. Durban gibi uzak Afrika ülkelerine gidildi. Oysa işin gerisinde ucuz bir hesap yatıyordu: Her yeni kardeş şehir yeni bir gezi imkanı idi! Buralara halkın parası ile kalabalık masraflı geziler yapıldı. Yetmedi; Daha da ileri gidilerek Mersin’de çok anlamsız hatta gülünç “Uluslararası Kardeş Şehirler Turizm Zirvesi”(!) adı altında bir etkinlik düzenlendi. 14 milyon turist ağırlayan komşu il Antalya’dan daha fazla tarihi ve doğal zenginliğe sahip olmasına rağmen, turizmin adının bile anılmadığı, ancak 20 bin turistin geldiği Mersin’de böyle tumturaklı adlarla bir etkinliğe neden gerek görülmüştü? MTSO tarafından, gerçekte 20 bin olan turist sayısı, her nasılsa 536 bin olarak telaffuz edilmiş ve yetkililer yanıltılmıştı! ( Herhalde komşu illerden ve Kıbrıs’tan gelenleri de “Turist” saymışlar). Buna inanan Büyükşehir Belediyesi de bu sayının iki yıl içerisinde 2.5 milyona (!)çıkarılacağı vaadinde bulunmuştu. Zirvede 50 Belediye ve 200 katılımcı bulunacak ve Mersin dünyaya tanıtılacaktı. Peki ne oldu? Maalesef yalnızca birkaç önemsiz Avrupa ülkesi ile bir miktar Türkî Cumhuriyeti katıldı. ” Kardeş Şehirler Zirvesi”ni icat edenler olayı daha da abartarak Belediye Başkanı’nı da Dünya Kardeş Şehirler Başkanı (?)seçtirdiler.   Onlarca anlamsız, yararsız “Kardeş Şehir” macera ve gezileri anlatabiliriz. Japonya, Tataristan, Başkurdistan, Amerika, Ukrayna, Güney Afrika, Litvanya, Moğolistan… kardeş şehir gezilerini sayfalarca yazabiliriz. Bedava yeme içme ve yurtdışı geziler yapma imkanı veren, insaf ve akıl dışı harcamalara kılıf uydurmak dışında, ne anlamı var “Kardeş Şehir” saçmalığının? Tüm bu geziler ve kardeş şehir ilişkileri maalesef Mersin’e hiç bir yarar sağlamadı; sağlaması mümkün değildi?   Geçmişin bu acı, sorumlularının hatalarını kabul etmediği ve birçok kent dinamiğinin de her zamanki gibi seyirci kaldığı bu dönemi kısaca hatırlayarak bugüne geçelim.   Uzun yıllar yazdığımız yazılar ve mücadelemiz sonunda en azından MTSO bu gezilerden vaz geçti, Belediyeler de işin dozunu azalttı. Yıllarca hep en azından iç turizmimizi geliştirmemiz gerektiği fikrini yazdım durdum. Yıllarca denizaşırı ülkelere yapılan geziler nedeniyle, yurt içi potansiyel unutuldu. 2016 yılındaki bir olay beni çok etkilemişti ve o günlerde “ Sonunda Mersin İçin İç  Turizm” başlıklı bir köşe yazısı yazmıştım. Konu, Niğde Belediye Başkanı’nın kentimizde “Niğde Çevre İllerle Bütünleşiyor” konulu bir basın toplantısı yapmasıydı. Çok etkileyici ve akılcı bir sunum olduğunu söylemeliyim. Niğde’yi çevre illerde tanıtmayı ve komşu illerle işbirliği yapmayı hedefliyorlardı. Tüm toplantılar bitince de katılanları Niğde’ye davet ettiler; Niğde’yi yerinde tanıtmaya çalışacaklardı. Bununla ilgili birçok kitapçık ve broşür de katılanlara dağıtıldı.   Ben de Mersin ile ilgili defalarca yazdım: Mersin’i önce Mersin’de, sonra Türkiye’de tanıtalım. Bunu başardıktan sonra yurt dışı tanıtımlara başlayabiliriz.   Niğde Belediye’sinin o güne kadar  2 yurt dışı fuara katıldığını ve yalnızca 2 kardeş şehirleri olduğunu öğrendik. Bu bir kaç düzine kardeş şehre sahip Mersin’in yanında inanması güçtü!   Mersin Şili’nin Valparioso kentinden kardeş şehir olmaya ve Mersin’i tanıtmaya başlamıştı. Niğde ise önce civar illerden başlıyor. Sizce hangisi daha mantıklı ? Hangisi iyi niyetli bir girişim ?   Geçtiğimiz hafta benzer, bana göre oldukça önemli ve anlamlı bir olayı daha yaşadık. Yenişehir Belediye Başkanı Abdullah Özyiğit Kıbrıs’a giderek İskele Belediyesi ile Kardeş Şehir görüşmelerinde bulundu. Bu da son derece değerli ve olumlu bir girişimdi. Niğde’nin öncelikle  en yakın illere dönük turizm çalışması başlattığı gibi, bizim de yıllarca ihmal ettiğimiz en yakınımızdaki Kıbrıs’la bir kardeş şehir ilişkisi  başlatmamız, yıllarca boşa geçen anlamsız Kardeş Şehir çabalarından sonra olumlu bir adımdı.     Yine Kıbrıs ziyaretinin hemen arkasından Yenişehir Belediyesi Mersin’den Kıbrıs’a bir yüzme etkinliği düzenledi. Bu da ilklerdendi ve önemliydi.  “KKTC’ye yapılan haksızlık karşısında bir duruş sergiledik” diyen Abdullah Özyiğit’in  Mersin’den Türkiye’nin  Kıbrıs politikasını da destekleyerek değerli bir ulusal katkı verdiğini, siyaset üstü bir örnek olduğunu söylemeliyiz. Kıbrıs’a uygulanan ekonomik ve sportif ambargonun Mersin’den aşılmaya çalışılması girişimi, yıllardır geç kalınmış bir çıkıştı. Düşünen ve gerçekleştirenleri tarih hayırla anacaktır. *                      *                      * Boşa harcanan  bunca zaman ve çabadan sonra, yeni bir dönemin başlayacağına ve Mersin’in bir turizm kenti olabileceğine inancımı koruyorum. Bugüne kadar yapılanların yanlış olduğu kabul edilerek tümüyle yeni bir sayfa açılmalıdır. Turizm gibi çok ciddi bir kültürel ve ekonomik sektörün, son derece kişisel ve kirli hesaplarla istismar edildiği uzun yıllar geride kalmalıdır. Somut ve gerçekçi hedefler belirlenmeli, Mersin ve Mersinli için en uygun adımlar atılmalıdır. Kaldı ki bu sektör bir yanıyla da ulusal imajı etkilemenin en pratik yoludur. Mersin’den Kıbrıs’a doğru uzatılan bu kardeş eli, elbette ekonomik sonuçlar verecektir; ama bunun çok ötesinde ulusal politikamız açısından kıymetli bir sayfa açılmıştır. Kıbrıs’la ilgili bugüne kadar araştırılmayan yeni imkanlar, işbirlikleri, fırsatlar araştırılıp kentimiz ve Kıbrıs yararına öneriler yapılabilir. Yakın gelecekte de, mutlaka göreceğimiz siyasi çözüm sonrasında  Kıbrıs’ın değişebilecek konumundan dolayı, en yakın il Mersin için çok daha zengin fırsatlar doğabilir. “Kardeş Şehir” diye bir kavram üzerinden adım atılacaksa, bu ilk örnek bundan sonrası için de akılda tutulmalıdır.   HARUN ARSLAN....4 Eylül 2019                  
Ekleme Tarihi: 04 Eylül 2019 - Çarşamba

Kıbrıs’tan Niğde’ye – Volparioso’dan Durban’a

Mersin’i yönetenler ve turizm konusunda yetki verilenler uzun yıllar bu kenti yararsız yurtdışı gezilerle, yeni “kardeş şehirler” arayışı ve “kardeş şehir” ziyaretleri ile avuttular.

Şili Volpariso gibi hiç bir anlamı olmayan kentlerle “kardeş şehir” ilişkisi kuruldu. Durban gibi uzak Afrika ülkelerine gidildi.

Oysa işin gerisinde ucuz bir hesap yatıyordu: Her yeni kardeş şehir yeni bir gezi imkanı idi!

Buralara halkın parası ile kalabalık masraflı geziler yapıldı.

Yetmedi;

Daha da ileri gidilerek Mersin’de çok anlamsız hatta gülünç “Uluslararası Kardeş Şehirler Turizm Zirvesi”(!) adı altında bir etkinlik düzenlendi.

14 milyon turist ağırlayan komşu il Antalya’dan daha fazla tarihi ve doğal zenginliğe sahip olmasına rağmen, turizmin adının bile anılmadığı, ancak 20 bin turistin geldiği Mersin’de böyle tumturaklı adlarla bir etkinliğe neden gerek görülmüştü?

MTSO tarafından, gerçekte 20 bin olan turist sayısı, her nasılsa 536 bin olarak telaffuz edilmiş ve yetkililer yanıltılmıştı! ( Herhalde komşu illerden ve Kıbrıs’tan gelenleri de “Turist” saymışlar).

Buna inanan Büyükşehir Belediyesi de bu sayının iki yıl içerisinde 2.5 milyona (!)çıkarılacağı vaadinde bulunmuştu.

Zirvede 50 Belediye ve 200 katılımcı bulunacak ve Mersin dünyaya tanıtılacaktı.

Peki ne oldu?

Maalesef yalnızca birkaç önemsiz Avrupa ülkesi ile bir miktar Türkî Cumhuriyeti katıldı.

Kardeş Şehirler Zirvesi”ni icat edenler olayı daha da abartarak Belediye Başkanı’nı da Dünya Kardeş Şehirler Başkanı (?)seçtirdiler.

 

Onlarca anlamsız, yararsız “Kardeş Şehir” macera ve gezileri anlatabiliriz.

Japonya, Tataristan, Başkurdistan, Amerika, Ukrayna, Güney Afrika, Litvanya, Moğolistan… kardeş şehir gezilerini sayfalarca yazabiliriz.

Bedava yeme içme ve yurtdışı geziler yapma imkanı veren, insaf ve akıl dışı harcamalara kılıf uydurmak dışında, ne anlamı var “Kardeş Şehir” saçmalığının?

Tüm bu geziler ve kardeş şehir ilişkileri maalesef Mersin’e hiç bir yarar sağlamadı; sağlaması mümkün değildi?

 

Geçmişin bu acı, sorumlularının hatalarını kabul etmediği ve birçok kent dinamiğinin de her zamanki gibi seyirci kaldığı bu dönemi kısaca hatırlayarak bugüne geçelim.

 

Uzun yıllar yazdığımız yazılar ve mücadelemiz sonunda en azından MTSO bu gezilerden vaz geçti, Belediyeler de işin dozunu azalttı.

Yıllarca hep en azından iç turizmimizi geliştirmemiz gerektiği fikrini yazdım durdum.

Yıllarca denizaşırı ülkelere yapılan geziler nedeniyle, yurt içi potansiyel unutuldu.

2016 yılındaki bir olay beni çok etkilemişti ve o günlerde “ Sonunda Mersin İçin İç  Turizm” başlıklı bir köşe yazısı yazmıştım.

Konu, Niğde Belediye Başkanı’nın kentimizde “Niğde Çevre İllerle Bütünleşiyor” konulu bir basın toplantısı yapmasıydı.

Çok etkileyici ve akılcı bir sunum olduğunu söylemeliyim.

Niğde’yi çevre illerde tanıtmayı ve komşu illerle işbirliği yapmayı hedefliyorlardı. Tüm toplantılar bitince de katılanları Niğde’ye davet ettiler; Niğde’yi yerinde tanıtmaya çalışacaklardı.

Bununla ilgili birçok kitapçık ve broşür de katılanlara dağıtıldı.

 

Ben de Mersin ile ilgili defalarca yazdım: Mersin’i önce Mersin’de, sonra Türkiye’de tanıtalım. Bunu başardıktan sonra yurt dışı tanıtımlara başlayabiliriz.

 

Niğde Belediye’sinin o güne kadar  2 yurt dışı fuara katıldığını ve yalnızca 2 kardeş şehirleri olduğunu öğrendik.

Bu bir kaç düzine kardeş şehre sahip Mersin’in yanında inanması güçtü!

 

Mersin Şili’nin Valparioso kentinden kardeş şehir olmaya ve Mersin’i tanıtmaya başlamıştı.

Niğde ise önce civar illerden başlıyor.

Sizce hangisi daha mantıklı ? Hangisi iyi niyetli bir girişim ?

 

Geçtiğimiz hafta benzer, bana göre oldukça önemli ve anlamlı bir olayı daha yaşadık. Yenişehir Belediye Başkanı Abdullah Özyiğit Kıbrıs’a giderek İskele Belediyesi ile Kardeş Şehir görüşmelerinde bulundu.

Bu da son derece değerli ve olumlu bir girişimdi. Niğde’nin öncelikle  en yakın illere dönük turizm çalışması başlattığı gibi, bizim de yıllarca ihmal ettiğimiz en yakınımızdaki Kıbrıs’la bir kardeş şehir ilişkisi  başlatmamız, yıllarca boşa geçen anlamsız Kardeş Şehir çabalarından sonra olumlu bir adımdı.

 

 

Yine Kıbrıs ziyaretinin hemen arkasından Yenişehir Belediyesi Mersin’den Kıbrıs’a bir yüzme etkinliği düzenledi.

Bu da ilklerdendi ve önemliydi. 

“KKTC’ye yapılan haksızlık karşısında bir duruş sergiledik” diyen Abdullah Özyiğit’in  Mersin’den Türkiye’nin  Kıbrıs politikasını da destekleyerek değerli bir ulusal katkı verdiğini, siyaset üstü bir örnek olduğunu söylemeliyiz.

Kıbrıs’a uygulanan ekonomik ve sportif ambargonun Mersin’den aşılmaya çalışılması girişimi, yıllardır geç kalınmış bir çıkıştı.

Düşünen ve gerçekleştirenleri tarih hayırla anacaktır.

*                      *                      *

Boşa harcanan  bunca zaman ve çabadan sonra, yeni bir dönemin başlayacağına ve Mersin’in bir turizm kenti olabileceğine inancımı koruyorum.

Bugüne kadar yapılanların yanlış olduğu kabul edilerek tümüyle yeni bir sayfa açılmalıdır.

Turizm gibi çok ciddi bir kültürel ve ekonomik sektörün, son derece kişisel ve kirli hesaplarla istismar edildiği uzun yıllar geride kalmalıdır.

Somut ve gerçekçi hedefler belirlenmeli, Mersin ve Mersinli için en uygun adımlar atılmalıdır. Kaldı ki bu sektör bir yanıyla da ulusal imajı etkilemenin en pratik yoludur.

Mersin’den Kıbrıs’a doğru uzatılan bu kardeş eli, elbette ekonomik sonuçlar verecektir; ama bunun çok ötesinde ulusal politikamız açısından kıymetli bir sayfa açılmıştır.

Kıbrıs’la ilgili bugüne kadar araştırılmayan yeni imkanlar, işbirlikleri, fırsatlar araştırılıp kentimiz ve Kıbrıs yararına öneriler yapılabilir.

Yakın gelecekte de, mutlaka göreceğimiz siyasi çözüm sonrasında  Kıbrıs’ın değişebilecek konumundan dolayı, en yakın il Mersin için çok daha zengin fırsatlar doğabilir.

“Kardeş Şehir” diye bir kavram üzerinden adım atılacaksa, bu ilk örnek bundan sonrası için de akılda tutulmalıdır.

 

HARUN ARSLAN....4 Eylül 2019

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.