“ Kim olduğunu, nereden geldiğini, geçmişini bileceksin ki herkes seni tanımış olsun” H. Bayram Arslantaş
İnsan doğup büyüdüğü topluma göre şekillenir. Toplumsallaşma ailede başlar ve halka giderek genişler. Kültür, toplumları şekillendiren önemli faktörlerdendir. Kültürün ana omurgasını da gelenekler oluşturur. Karşımda gücünü, o geleneklerden alan Hacı Bayram Arslantaş duruyor. Hani derler ya ‘buram buram memleket kokuyor’ Hacı Bayram bey memleket kokan, memleket kültürü almış sevecen, yardımsever, misafirperver bir insan.
Söz gelenekten açılmışken, önemli saydığım Türk geleneklerini şöyle sıralayabilirim. Dini yaşayış, dilin yapısı, sanat anlayışı ve belki de en önemlisi devletsiz kalmama geleneği… Bizi biz yapan ana unsurlardandır. Saydığım tüm vasıfları Hacı Bayram Arslantaş’ın kimliğinde fazlasıyla bulmak mümkündür.
MEŞYAD üyesi H.Bayram Arslantaş 1954 yılında Sivas- Kangal’da doğdu. 1983 yılında TC. Ziraat Bankası Sivas- Çetinkaya şubesinde göreve başladı. Arslantaş sırasıyla; Armutlu, Gemlik, Ovacık, Darende, Yeşilyurt, Arıcak ilçelerinde görev yaptı. Son olarak da Tunceli- Pülümür şube müdürlüğünden 2013’te emekliye ayrıldı ve Mersin’de ikamet etmeye başladı. O, TC. Ziraat Bankası çalışanı olmaktan her zaman onur duydu. Bankanın isminin başındaki TC’nin kaldırılmasına çok üzüldü. Bugün özellikle banka isminin başına, Türkiye Cumhuriyeti konulmasında ısrarcı oldu.
Her yazının şekillenmesinde bir ilham kaynağı mutlaka vardır. Biz ona yazının itici gücü diyoruz. Bu yazının ilham kaynağı da geleneklerine sımsıkı bağlı bir aile babasıdır. Arslantaş ile sohbet ederken beynimde hep aynı soru dönüp durdu… ‘Hayat eğrisinde yakaladığı başarıda, büyük önem atfettiği ailesinin etkisi nedir?’ Sorumu hemen bir atasözüyle cevaplıyor. ‘Ağaç dalı ile budağı ile gürler.’ İstiklal gazisi dedesinden, TCDD depocusu babasından, orman ürünleri işletmesinin başındaki oğlundan, torunlarından bahsediyor. Resimlerini gösteriyor tek tek… Arslantaş mutlu bir evlilik kurmuş. İkisi kız üç çocuk sahibi. Çocuklarının hepsi fakülte bitirmiş meslek sahibi olmuş.
Yazan-çizen edebiyata meyilli her insan gibi o da eğitimin önemine işaret ediyor. ‘Herkes okuyacak’ sözünü kendisine şiar edinmiş. “ Okumanın neticesinde bilmek var. Bilen kişi güven verir. Okuyanın, bilenin dostluğuna doyum olmaz” demektedir. Edebiyata küçük yaşlardan bu yana ilgi duyan Arslantaş; Anadolu Üniversitesi İşletme mezunu ancak o lisede edebiyat bölümünde okuduğundan, şiir yazmanın temellerini o dönemde pekiştirmiş. Ayrıca şairlikle ilgili şu sözü ekliyor: “ Serde Sivaslılık var. Toprağına çivi çaksan ozan, şair fışkırır.” Bu konuda haksız sayılmaz Hacı Bayram bey. Çünkü Sivas ilimizin bu alandaki ünü herkesçe bilinmektedir.
Sivas dendiğinde, Hacı Bayram beyin hayatında çok önemli yer kaplayan Sivas- Çetinkaya’dan bahsetmemek olmaz. Çocukluğunun geçtiği ve memuriyete adım attığı yerdir orası. Çetinkaya beldesi, Kangal’a bağlı TCDD işletmesinde önemli bir istasyondur. Batı’yı ve İstanbul’u, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’ya bağlayan ayraç istasyondur. 1934 yılında kurulmuştur. Babası orada demiryolları görevlisiydi. Orada ilk ve orta öğrenimini tamamladı. Futbola yine orada başladı. Yetenekli bir futbolcuydu. Lakin ailesi futbolda devam etmesini istemedi.
Arslantaş; Çetinkaya beldesini merkeze oturtan bir anı-tanıtım kitabı üzerinde çalışıyor. Ülke içindeki ve yurt dışındaki Çetinkayalılar’dan harıl harıl kitabı için resim, belge, yazı topluyor. Bir yıl içerisinde, Çetinkaya çalışmasına ilaveten biri şiir, bir tane de roman üç kitap birden çıkarmayı planlıyor.
Memleket ve insan sevdalısı yazarımız, kendisine yararlı olan eleştiriyi, kendisine ihanet eden övgüye yeğleyecek kadar bilgedir. O, Anadolu’yu Anadolu insanını şu sözlerle anlatıyor: “ Otuz beş sene terör bölgelerinde, en ücra yerlerde çalıştım. Halkla hep iç içe bulundum, onlarla kucaklaştım. Eğer yanlış politikalar, çıkarcılar olmazsa, Türkiye’yi kimse tutamaz! Anadolu her şeyi bilen, görendir. Anadolu insanını hafife almayınız!.”
Edebiyat dolu, sağlıklı, huzurlu günler diliyorum yazarımıza…