Mersin ile ilgili birçok olumsuz haber ve aksilikle karşılaşırsınız; üzülürsünüz. Ama yine de mücadele etmeye devam edersiniz.
Fakat bazen öyle bir haber okursunuz ki; sizi gerçekten yaralar.
Bir anda onca yıllık mücadelenin boşa gittiğini, çeyrek asırlık bir kent tarihinde yaşananlardan ders alınmadığını ibretle, canınız yanarak görürsünüz.
Kent Konseyleri 15 yıllık Özcan döneminde, 5 yıl da Kocamaz döneminde Mersin’e yapılacak birçok projeye karşı çıktılar.
Kimi zaman engellediler; kimi zaman geciktirdiler.
Maalesef; yine tüm bu ulusal yatırımlara karşı çıkan Heinrich Böll, Konrad Adenauer gibi Alman Vakıfları ve Greenpeace gibi örgütlerle ve yine Alman Yeşiller Partisi ile aynı çizgide oldular.
Mersin’in bugüne kadar gelişememesinin en önemli sebeplerinden biri de bu dar, sığ, siyaset ağırlıklı, mahalle baskısı altındaki Çevre(!) anlayışıdır.
Bu dönemde, Mersin kenti ile merkezî yönetim arasındaki bu zıtlaşma, kent yatırımları için de bir olumsuzluk yaratılmıştır.
Merkezi hükümetin Mersin’e hep olumsuz bakmasını, bazı yatırım tercihlerinde Mersin yerine başka illerin öne çıkmasına sebep olunmuştur.
Bu politik temelli güya çevreci militan itirazlar, Havalimanı, Balık çiftlikleri, Nükleer Santral, Tersane gibi büyük projeleri engellemiş ya da geciktirmiştir.
Ama son dönem de görülüyor ki, tüm bu projeler yavaş yavaş gerçekleşiyor.
Havalimanı yavaş da olsa ilerliyor.
Nükleer Santral inşaatı hızla devam ediyor,
Balık çiftliklerine izin verildi...
(Kent Konseyi son olarak da Atatürk ve Kurtuluş Savaşı ile ilgili tarihi ve milli değeri olan bir evi yemek müzesi yapma projesini gerçekleştiremedi.)
Geçmişte tüm bu yaşananlardan sonra şimdi Kent Konseyi “Güneş Kenti’ Mersin İçin, Güneş Enerjisi Çalışmaları Aralıksız ve Hızla Hayata Geçirilmeli” başlıklı bir bildiri yayımlıyor.
Gayet güzel, doğru bir çalışma.
Enerji tasarrufundan söz ediliyor. Enerji konusunda doğru, değerli bilgiler veriliyor.
Fakat maalesef yazının sonunda, nereden icabetti ise, talihsiz bir konu gündeme getiriliyor; Mersin’de yapımı süren “Nükleer Enerji”den vazgeçilmesi isteniyor.
Yani, yapımında önemli bir yol kat edilmiş, yapımı hızla süren, uluslararası antlaşmalarla teminat altına alınmış ülkemizdeki en büyük yatırımlardan olan bu projeden… vazgeçilmesi isteniyor!
Bunun anlamsızlığı, gereksizliği, etkisizliği bilinse de adeta popülist bir yaklaşımla, bu konuda da artık iyice ucuzlamış bir slogan ayarında karşı çıkılıp vazgeçilmesi isteniyor.
Bu tür sonuçsuz, işgüzar çıkışlar yalnızca kentimize zarar veriyor. Mersin’e gelecek yatırımları engelliyor.
Merkezi hükümetle yerel yönetim ( aslında tüm Mersin) arasında olumsuz bir durum oluşmasına sebep oluyor.
Yeni Büyükşehir Belediye Başkanı’nın kentin ekonomisine ve istihdama katkı verecek tüm yatırımları nasıl desteklediğini ve bu hizmetlerin Mersin’e gelmesini istediğini biliyoruz.
Ama maalesef bu tür gereksiz, yersiz çıkışlar onun da elini bağlayacak ve sonuçta tüm kent bundan zarar görecektir.
Kent Konseyleri, Belediye hizmetlerinde ve özellikle gündelik hayatı ilgilendiren pratik konularda yönetime zemin hazırlamak, onlara bilgi altyapısı sunmak, kentteki tecrübe birikimini aktarmakla yükümlüdür.
Ulusal anlamda politikleşmiş meseleler hakkında ahkâm kesmek, hele uluslararası lobilerin kirli hesaplarıyla ilgili yatırımlarda olumsuz sloganlarla sorun yaratmak Kent Konseylerinin işi midir?
Mevcut Büyükşehir Kent Konseyi, geçmiş üzücü tecrübelerden sonra hepimize ümit verdi; sakin, istişareye dayalı, militan politik dile bulaşmadan ve dolayısıyla kent yatırımlarına zarar vermeden bir icra dönemi yaşanacağına inandırdı.
Ama böylesi bir çıkışın anlamı nedir? Hâlâ o çığırtkan mahalle baskısının etkisi altında mıyız?
Olanca hızıyla ilerleyen, ulus ve kent ekonomisi açısından, özellikle de enerji ihtiyacı bağlamında çok hayatî bir çözüm sağlayacak olan, bu nedenle de uluslararası Batılı devletlerin kirli oyunlarına sahne olan Nükleer Enerji konusunda söyleyecek, katkı verecek ya da yapıcı anlamda eleştirilecek bir yan yok mudur? Yakın Belediyeler ve çevre halk tarafından bir istihdam imkânı olarak kabul edilen bir dev ulusal yatırımda bunca mesafe alındıktan sonra, bu “İSTEMEZÜK!”çü cümleyi duyuruya eklemek hangi aklın eseridir?
Kent Konseyi’nde, başta Konsey Başkanı olmak üzere hepimize ümit ve güven veren isimler, arkadaşlarımız; böylesi saçma ve artık aşılmış kirli politik hesapların dışına çıkarak, kentin acil çözüm bekleyen gündelik hizmetlerle ilgili bilgi ve öneri geliştirmelidir.
Umarım bu tür yanlış, zarar verici adımlar tekrarlanmaz; Kent Konseyleri Devlet ve Devletler arası netameli ve politik konular yerine kentle ilgilenirler.
HARUN ARSLAN....16 0cak 2020