Yine, az sayıda da olsa “Mersin’de güzel şeyler oluyor” diye başlayan yazılarımdan birini, benden kaynaklanmayan bir gecikmeyle yazıyorum.
Kentteki kültür ve sanat olayları ile yakından ilgilenmeme, ayrıca bu alanda 30 yıldır yayımda olan bir derginin çıkarılmasına öncülük etmiş ve uzun zaman yayın yönetmenliğini yapmış olmama rağmen, Mersin’de tiyatro konusunda yeterince bilgim olmamıştı.
Bir kaç yıl önce Kongre Merkezi’nde bir oyunu izlemiştim.
Bu ilk deneyimdeki izlenimlerim, başka bir oyun daha izleme hevesimi kırmıştı.
Aradan uzun bir süre geçtikten sonra, tesadüfen bir tanıdıktan Kongre Merkezi’nde bir tiyatro oyunu olduğunu öğendim ve birlikte gitmem teklif edildi. Biraz da isteksizce kabul ettim.
Şu anda mükemmel çalışan Büyükşehir Belediyesi Basın Birimi tarafından Belediye bünyesinde yapılan tüm etkinliklerden ve faaliyetlerden en iyi şekilde haberdar oluyoruz.
Ama bu tiyatro oyunundan haberdar olamadık! Sosyal medyadan da bilgi dağılımı yoktu.
Duyduğuma göre bilbordlarda görülmüş; ama ben tesadüf etmedim.
Gerçekten çok başarılı bir oyundu ve etkilenmiştim.
Bir önceki yazımda da vurguladığım gibi, Mersin Büyükşehir Belediyesi, kültür ve sanatta kasaba anlayışından kent anlayışına geçmekte olduğunu, bu tiyatro oyunuyla da kanıtlıyordu.
Bu arada, İstanbul başta olmak üzere ülkemiz genelinde tiyatronun çağını tamamladığı, bu nedenle hızla seyirci kaybettiği yazılıp konuşulurken, özellikle son beş yılda bu yana tiyatronun adeta yeniden doğuşuna, her yaştan geniş bir izleyiciyle buluştuğuna, nitekim büyük kentlerimizde onlarca tiyatronun kapalı gişe oynadığına tanık oluyoruz.
Mersin’e de gelerek izleyiciyle buluşan, yoğun ilgi gören büyük oyunlar ve oyuncular peş peşe sahne alıyor.
Bu bağlamda Mersin’de, Büyükşehir bünyesinde bir tiyatronun varlığı, hele de başarılı sahneleme yoluyla izleyicilerle yoğun şekilde buluşması çok sevindirici idi.
* * *
Bununla ilgili bir köşe yazısı yazmalıydım.
Aynı akşam yazmaya başladım.
Fakat oyunla ilgili, oyuncularla ilgili neredeyse hiç bir bilgi bulamadım.
Basın biriminin oyunla ilgili haber yapmasını bekledim; yapılmadı.
Belediyenin ilgili birimi ile irtibat kurarak bilgi istedim; gelmedi.
Belki de bu ısrarla bilgi alma çabalarım ve yeterli duyuru yapılmadığı yönünde bazı yetkililerle konuşmam üzerine, nihayet bugün, yani oyundan tam 11 gün sonra haberi yayımlandı.
Umarım bu, teknik bir sıkıntıdır ve tiyatroya verilen önemle ilgili değildir.
* * *
Oyunun adı “Dördüncü Ay” dı. Konusu töre cinayetiydi.
Eğitici bir yönü de vardı; kadına yönelik şiddete ve töre cinayetlerinin yarattığı trajediye dikkat çekiyordu.
Oyunun geçtiği yer: İsveç.
Bu oyunun Büyükşehir bünyesinde Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı’na bağlı “Şehir Tiyatroları”nca yeni sezonda konan üçüncü oyun olduğunu öğreniyoruz.
Oyunu yöneten Gökhan Şimşek.
Oynayan sanatçılar Güvenç Gümüş ve Gülhatun Kutlay.
Sahneleme, sahne trafiği, diyalog akışı, drama düzeni ve reji kusursuzdu.
Oyuncular çok başarılıydı.
Bu oyun Şubat sonuna kadar her Cuma saat 19.30’da Kongre Merkezi’nde ücretsiz olarak sahnelenecek.
Belki ben de bir özeleştiri yapmalıyım: Bu kadar zaman bu ölçüde başarılı bir tiyatro etkinliğinden habersizdim. Bunda kişisel kusurum yanında, duyuru yetersizliği de rol oynamıştır.
Umarım bundan sonra daha iyi bir iletişim ve duyuru ağı sağlanır.
Günümüzde böylesi iletileri için müthiş imkânlar var; basına duyurulur, sosyal medyada da görülebilir vb…
Şehir Tiyatroları sanatçılarını ve tüm emeği geçenleri kutluyorum.
HARUN ARSLAN.......05 Şubat 2020