Her yıl olduğu gibi bu yıl da “Narenciye Festivali” Kapanış Toplantısı yapıldı.
Festival bütün ayrıntıları ile anlatıldı; tüm hesaplar en ince detayları ile açıklandı.
Bütçenin önemli bir miktarının Ticaret Borsası tarafından karşılanmasına ve Ticaret Borsası Başkanı’nın organizasyonun başında olmasına rağmen, diğer katılımcıların ödedikleri miktarlar açıklandı; ilgililer, basın ve bütünüyle kamuoyu bilgi sahibi oldu.
Her yıl yazdığım köşe yazılarında bu festivalin ne kadar başarılı olduğunu vurgularım. Bu bakımdan, yazdıklarımı tekrar etmeyeceğim.
Yalnız şu kadarını belirtmeliyim: Bir süre ara verilmiş olmasına rağmen, festivale 550 bin kişi katıldı. Yalnız Mersin’den değil, civar illerden de çok sayıda katılım oldu. Yalnızca bu katılım sayısı bile, festivalin başarısını anlatmakta yeterlidir.
Ulusal basında da uzun zaman ve etkin bir imaj üzerinden Mersin’in adı geçti, kentimizin tanınırlığı arttı.
* * *
Her yıl, kapanış toplantısından sonraki yazımda, Narenciye Festivali’nin kentteki diğer festival ve etkinliklere örnek olması gerektiğini belirtirim.
Maalesef bugüne kadar örnek alınamadı.
Bu bağlamda, yapılan festivallerin ve diğer etkinliklerin amaca ulaşmadaki başarısı yanında, asıl olarak kamu bütçesinden yapılan harcamalarla ilgili olarak açık ve tutarlı bir bilgi verilmesi gerektiğini ısrarla vurguladım.
Kısaca açayım:
Kentin Valisi’nin himayesinde, Büyükşehir ve İlçe Belediyeleri’nin sponsorluğunda, yani halkın parası ile yapılan etkinliklerin bilgisini almak, hesaplarını ayrıntılarıyla görmek, amaca dönük olarak ne kadar başarılı olduğunu ve kente olan katkısını tartışmak herhalde her Mersinlinin hakkıdır.
Aslında bu hesabı festivalin bütçesini sağlayanların sorması gerekir.
Bu konudaki açıklık ve diyalog, kentteki sponsorluk duygusuna da bir güven sağlar; özellikle doğrudan kamu bütçesiyle desteklenen festival harcamalarına da bir disiplin ve ciddiyet kazandırır.
Bunun kişilerle ya da kurumlarla hiçbir ilgisi yoktur; kendi özel bütçesiyle kim ne yaparsa yapsın, bütçesini nasıl kullanırsa kullansın, ama kamu bütçesine sırtını dayanarak yapılan her harcama için açık ve ayrıntılı hesap verilmeli ve yapılan işlerin amaca ulaşmadaki başarısı konuşulmalıdır. Hiçbir kişi, kurum ve etkinlik dokunulmaz, konuşulmaz ve tartışılmaz değildir.
Umarım Narenciye Festivali’ndeki başarının ötesinde, bütçe ve harcamalarla ilgili açık ve ayrıntılı bilgi sunumu diğer festivaller ve etkinlikler için örnek olur. Kentin, kamunun çok büyük bütçe katkısıyla yapılan festival ve etkinlikler masaya yatırılır; faydası ve zararı ortaya konulur.
Önce faydalı ise, yani öngörülen amaca ulaşılıyor ve kentte en geniş katılım sağlanıyorsa devam edilir; ama değilse, üstelik kente ve halkın parasına zarar veriyorsa kaldırılır ya da faydalı olabilmesi için yeni bir yol aranır, etkinliğin kamuya yük olmadan kendi bütçesini oluşturması için çaba gösterilir.
Sonuç olarak: İlgili kamusal yapılar böylesi etkinliklerin halkın parasını aktarmaya değer olduğunu ciddi şekilde müzakere etmelidir, bilet satışı ve aktif katılımlarla ilgili doğru bilgiye ulaşmalıdır ve bütçe kullanımıyla ilgili açık, ayrıntılı bilgi istemelidir.
Kamu parası, yani Mersin’deki her hemşerinin daha iyi bir hayatı olsun diye ayrılan para kimsenin vicdanına emanet edilmemelidir.
Özellikle belediyeler, böylesi etkinliklere yapılan her kuruş destek için derin sorumluluk duymalıdır.
Ben yine her yıl yazılarımda bu konuyu gündeme getireceğim, soruları yineleyeceğim; bu konuda Narenciye Festivali gibi başarılı bir etkinliğin özellikle bütçe kullanımıyla ilgili açık, dürüst ve etik davranışını örnek olarak vurgulayacağım.
Neye yaradığını, ya da yaramadığını ise birlikte izleyeceğiz.
HARUN ARSLAN......06 Şubat 2020