10 yıldır Çukurova Havalimanı ile ilgili bütün açılışlara, incelemelere katıldım. Bu konuda çok sayıda yazı yazdım. Hep Mersin’in gelişmesinde birinci önceliğin Havalimanı olduğunda ısrar ettim; tüm proje, yatırım ve hizmetlerden önce Havalimanı’nın olması gerektiğini vurguladım.   Türkiye’nin bazı ilçelerinde dahi havaalanı varken, Mersin gibi önemli bir Büyükşehirde havalimanı olmamasını kabullenmek zor; Liman, Serbest Bölge, gelişkin bir hizmet ve sanayi sektörü, üniversite ve bir de sağlık ve turizm  sektörüne yapılan iddialı yatırımlar dikkate alındığında bunun akla yakın bir açıklaması bulunmuyor. Modern kent hayatı için de bir ihtiyaç olan havalimanının eksikliği, Mersin için sanki hiç sorun değilmiş gibi bir kayıtsızlık var Herhalde başka bir ilde bu kadar uzun bir zamanda başlanıp yarım kalan bir havalimanı projesi olsa, kentin tüm Oda ve STK Başkanları, siyasi temsilcileri, kent dinamikleri toplu halde Bakanlığa giderler ve toplu olarak taleplerini iletirler, ısrar ederler, baskı uygularlar. Maalesef kentimizde ne böyle bir birlik- beraberlik anlayışı, ne de bir kent lobisi var. *                     *                     * Geçmiş tarihimizi hatırlayalım: Havalimanı yapılmasına uğraşmak, bu konuda merkezî idareye baskı uygulamak yerine, projeye itiraz eden kent dinamiklerini ibretle izledik! Havalimanının ilk ilan edildiği gün hemen üç itiraz geldi: Bir Belediye Başkanı, bir oda başkanı ve ekonomi ile ilgili bir STK Başkanı karşı çıktı. Daha da ileri gidilerek, başka bir Oda Başkanı da projenin iptali için Danıştay’a dava açtı! Yetmedi; turizmle ilgili bir kent dinamiği her ihale alınışında, firmanın bunu yapamayacağı konusunda haberi el altından yayarak baştan itibaren olumsuz bir algı yaratılmasını sağladı. Özetle Mersin kent dinamikleri, büyük ölçüde politik hesaplara dayalı bir dar görüşle, Havalimanına şiddetle karşı çıkan Adana lobisine içerden destek verdiler. Merkezî idare de kendi önceliklerine göre çeşitli yatırım programlarını hızlandırdı ya da yavaşlattı. Son zamanda yalnızca bir Mersin Milletvekilinin, gecikme konusunda soru önergeleri verdiğini biliyoruz.   Daha önce de çok kez yazdığım gibi, Mersin maalesef kentin köşe noktalarını tutmuş yalnızca kendi rantlarını düşünen bir grubun insafına terk edilmiş. Onlar Havalimanını, limanın genişlemesini, yeni serbest bölgeler ve organize sanayi bölgeleri kurulmasını, lojistik merkez açılmasını istemezler! Yeni yatırımlarla kentin gelişmesi ile pastaya yeni ortaklar gelecek ve onların kurulu düzenleri bundan etkilenecektir.   Son olarak Ulaştırma Bakanı’nın da katıldığı Havalimanı incelemesinde bulunmadım. Şimdi, iki yıl içerisinde tamamlanacağı söyleniyor.   Limanın, Otoyolun, Demiryolunun kesiştiği, Türkiye’nin Ortadoğu ve Afrika’ya açılan kapısı, dünyanın en stratejik noktalarından birinde bulunan Mersin maalesef bu zenginliklerden ve fırsatlarda yararlandırılmamıştır.   Havalimanı için 10 yıldır çekilen eziyet, verilen sözler, kırılan ümitler, kentin ekonomisinde yarattığı katma değer kaybı ve nedenini bilemediğimiz gecikme hepimizi yordu; günahtır, yazıktır. Bu konuyu sahiplenen,  kente kazandıracağı sayısız faydaya inanan, bunun için gerekli adımları atabilecek bir tek Mersinli irade yok mudur? Turizmden ticarete, sağlıktan sanayiye, eğitimden lojistiğe bu kentin hayatını kökten etkileyecek bir ihtiyaç konusundaki bu ölüm sessizliği anlaşılır gibi değil! İnsanlar gibi kentler de, son tahlilde hak ettikleri bir hayatı mı yaşar yoksa…   HARUN ARSLAN......21 Temmuz 2020