Mersin için anlamı iç içe 2 konudur “Deniz ve Kıbrıs”…
Açalım: Mersin Türkiye’nin en önemli limanlarından birine sahip deniz kıyısında bir kenttir; ülkemizin de Kıbrıs’a en yakın kenti.
Maalesef Mersin bu iki önemli fırsattan, yani hem denizden hem de Kıbrıs’tan yeterince yararlanamadı!
Birçok kez, en azından 1 Temmuz Denizcilik ve Kabotaj Bayramı’nın adına yakışır şekilde kutlanması gerektiğini yazsam da, her yıl daha az önemsenen bir şekilde beş on kişiyle kutlandı.
Bu kayıtsızlığın gerisinde, Mersin’in sahip olduğu büyük potansiyelin farkında olmayış yatar.
Mersin’i anlat deseler, herhalde ilk cümle “Deniz ve Liman Kenti” olurdu.
Bu Deniz ve Liman Kenti’ne biraz yakından bakınca, iç burkan şu gerçeklerle karşılaşırız:
*Denizle arası dolgu alanları ile kesilmiş,
*doğal sahilleri yok edilmiş,
*beton binalarla tüm sahili kapatılmış
*denizi kirletilmiş,
*deniz sporları gelişmemiş,
*denizcilik fakültesi, denizi olmayan kentlerden sonra daha yeni kurulmuş, *tersanesi ve gemi yapım atölyeleri olmayan,
* limanına turizmini destekleyecek kurvaziyer gemiler uğramayan,
*diğer Akdeniz ülkelerine başlayan feribot seferleri devam ettirilemeyen,
*deniz ürünlerinden ve balıktan ekonomik anlamda yararlanamayan,
*deniz kıyısına komik bir aquapark yapılan ve sonra da yıkılan
* deniz kenarlarına deniz varken havuzlar yapılan,
* ve en önemlisi limanın genişlemesine karşı çıkılan bir kent Mersin.
Üzücüdür ; bu yıl 1 Temmuz Denizcilik ve Kabotaj Bayramı daha da sessiz kutlandı.
Çok eski yıllarda yapılan daha görkemli kutlamaları, bazı yarış ve oyunları hatırlarım.
Ayrıca Mersin’de kurulu bir Deniz Ticaret Odası var.
Onların da eski yıllarda gemide yaptıkları bir etkinlik hafızalarımızda.
Maalesef her konuda olduğu gibi Mersin denizden de, tüm insanlarımızın ekonomisine katkı verecek, özellikle liman, ticaret, balıkçılık, tersane, gemi yapımı gibi konulardan da yararlanamamıştır.
* * *
Gelelim Kıbrıs’a…
Dağlarını çıplak gözle görebildiğimiz yakınlıkta bir ada ve her konuda karşılıklı işbirliği yapabileceği en yakın kent Mersin.
Maalesef bu imkân da kullanılamadı.
Bu yıl 20 Temmuz Kıbrıs kutlamaları da çok sönük bir şekilde geçti.
Eski yıllarda Mersinlilerle çok yakın ilişkiler kurmuş, sevilen ve halen irtibatta olduğumuz iki ” Kıbrıs Konsolosu”nu özlemle hatırlıyoruz. Döneminde onlardan dolayı bu anlamlı gün daha canlı kutlanırdı.
Her iki Konsolos da Mersin’deki tüm etkinliklere katılırdı, tüm kent dinamikleri ve basınla çok yakındılar; bu sayede birçok kent dinamiği Kıbrıs etkinliklerinde bulunurdu.
Şimdi yeni Konsolos bir yıldır görevde, fakat kentle ilgili eski Konsolosların sağladığı yakınlığı ve kentle buluşmayı henüz sağlayamadı.
Aslında özellikle son bir yıldır Kıbrıs ile ilgili olarak, eskiye kıyasla az da olsa bir ilginin ve bazı etkinliklerin olduğunu görüyoruz.
Özetle hatırlayalım:
*Yenişehir Belediye Başkanı Kıbrıs’ı ziyaret etti; Kıbrıs’a bir yüzme programı organize etti.
*Ayrıca Yenişehir Belediye Başkanının Mersin’de ilk kez yüzmenin içinde olduğu triatlon yarışları düzenlediğini ve bu şekilde en azından denizle ilgili bir farkındalık yarattığını unutmayalım.
*Yine eski Bakan Kürşat Tüzmen’in de katıldığı “Anamur’dan Kıbrıs’a” bir yüzme etkinliği yapıldı.
*Toros Üniversitesi’nin de Kıbrıs ile ilgili bazı sevindirici girişimleri var.
Silifke Ticaret ve Sanayi Odası heyeti KKTC Başbakanı Sn.Ersin Tatar’ı ziyaret etti. Kıbrıs ile ilişkileri geliştirmek istedikleri belirttiler.
*Kıbrıs Başbakanı Danışmanı Mudahar Akar Mersin’de kent yöneticilerini ziyaret etti; çeşitli temaslarda bulundu.
* Başbakan eski özel kalem müdürü ve şu anda Tarım Bakanlığına bağlı
Kıbrıs Meyve ve Sebze birliği Cypfruvex İşletmecilik Şirketinin Genel Müdürü Cemal Redif’in de sık sık Mersin’e geldiğini, özellikle narenciye konusunda bazı temaslarda bulunduğunu biliyoruz.
Kendisi ekonomik anlamda etkilidir ve Kıbrıs ekonomi ve siyasetine yön veren önemli kişilerden birisidir.
* * *
Başbakan Ersin Tatar’ın özellikle büyük bir Türkiye ve Toros Dağları sevgisini de biliyoruz. Daha öncede “Kıbrıs’tan Toroslara Bakan Başbakan” başlıklı bir yazı kaleme almıştım.
Özellikle Kıbrıs Başbakan’ının son zamanda Mersin’e verdiği önem ve Mersin’i ziyareti değerlidir.
KKTC Başbakanı Sn. Ersin Tatar’ın Toroslar’a, Mersin’e ve elbette Türkiye’ye olan derin sevgisi ve muhabbeti, bu anlamlı, kıymetli Mersin-Kıbrıs ilişkisine özel bir heyecan katacaktır.Kendilerinin Kıbrıs politikamız ve bunun uluslararası bağlamı konusunda özellikle yüksek uyumla çalıştığının altı çizilmelidir.
Kıbrıs Başbakanı Sn.Ersin Tatar’ın misyonu kıymetlidir; Cemal Redif gibi donanımlı ve sorumluluk duygusuna sahip insanların Mersin’deki ilişkileri, sık sık Mersin’e gelip temaslarda bulunan Başbakan Danışmanı Mudahar Akar’ın gayretleri, Yenişehir Belediye Başkanı’mızın Kıbrıs’la ilişkiye verdiği özel önem bu anlamda korunarak gelişmelidir.
Üzücüdür, yıllarca Mersin ve Kıbrıs karşılıklı özlemle iki yakadan birbirimizi seyretmişiz; ama seyretmekle kalmışız...
Aynı şekilde önümüzdeki denizi de yıllarca seyretmişiz.
Türkiye’nin hiç bir ilinin sahip olmadığı bir zenginliğe ve imkâna, yani hem denize hem de Kıbrıs’a sahip Mersin, umarım kentin özellikle yeni yerel yönetim vizyonu ile bu zenginliğin farkına varır. Özellikle Büyükşehir Belediyemizdeki gelişime, ilişkilere ve kent kalkınmasına dönük ciddi arayışlar,” Deniz ve Kıbrıs” odaklı bir hamleler zinciri başlatır.
Bunun için de işe, kutlamalarda farkındalık yaratılarak başlanır.
Mersin’in ve Mersinli hemşerilerin Deniz’le daha barışık yaşaması, iş insanlarımızın da bu kadar yakınımızdaki kardeş ülke, yavru vatan Kıbrıs’la daha verimli, üretken ilişkiler kurması beklenir.
Kaldı ki, şu anda Kıbrıs Başbakanı Sn. Ersin Tatar’ın ve onun yakın çalışma ekibinin kişiliklerinde Kıbrıs’ta Mersin’i çok seven, bu kente içten ilgi duyan, kentimizde dostluklar inşâ eden bir irade var.
Biz de kişisel ve kurumsal düzeyde bu sıcak ve kıymetli süreci geliştirelim; Türkiye ve Kıbrıs arasındaki kültürel, ekonomik, sosyal ilişkiler derinleştikçe bunun en doğrudan faydasını Mersin görecektir.
HARUN ARSLAN.....26 Temmuz 2020