Bekir Zorba
Köşe Yazarı
Bekir Zorba
 

Emekçi Yazar Süleyman Çelikcan

“Çalışacaksın, öğreneceksin, paylaşacaksın!” S. Çelikcan     Fikir ve siyaset insanı Süleyman Çelikcan’ın ana teması bağımsız vatandır. O, yıllardır fikirlerini yılmadan, usanmadan, sorumluluk içinde paylaşmaktan geri durmaz. Çelikcan; zaman zaman tekrara düşer. Buradaki amacı kendi deyimiyle; “okuyucunun hafızasına vurgularla derinlikli bir kavrayış kazandırıp, ufkunu açmaktır.” Çelikcan; okumak- yazmak kardeştir tespitinde bulunuyor. Kendini bildi bileli okuyan, çalışan, araştıran ve paylaşan biridir.   1954 yılında Tarsus’ta doğdu. İlkokulu, ortaokulu Tarsus’ta tamamladı. Sanat okulunu dışarıdan bitirdi. Makina teknikeri oldu. Dokuz yaşından bu yana çalışmaktadır. Simit satarak hayata atılan Süleyman Çelikcan; çalışmayı sevdiğini söylemektedir. Yoksa bunca eseri nasıl verirdi, siyasi ve sendikal mücadeleyi nasıl yürütürdü?   Askerlik ertesi 1974’te fabrikada iş yaşamına atıldı. Fabrikadaki sendikal mücadele dikkatini çekti. Sendika üyeliği öncesi, iş kanununu, sendika kanununu iyice araştırdı. Üyelik sonrası sendikanın şube yöneticiliğine seçildi. O dönemde de ‘sarı sendikacılık’ işçiden yana olan sendikacılık vardı. Kimi sendikalar sadece üye aidatlarına bakar, gerisine pek karışmazlardı. Sendikal faaliyetleri nedeniyle birçok kez işten atıldı.   “ Teknoloji gelişti, makinalaşma arttı. Bu, işçinin bedensel yükünü azalttı. Eskiden örgütlülük bilinci yüksekti. Dayanışma vardı. İnsan ilişkileri zayıflayınca örgütlülük geriledi. Sonuçta, sosyal haklar ve iş güvencesi bitme aşamasına geldi” diyerek süreci özetlemektedir.   Sendika hayatı ondaki sınıf mücadelesi bilincini geliştirdi. Siyasi, tarihi ve toplumsal  konularda derinlemesine bilgilenmeye başladı. Siyasi dergilere aboneydi. Geçtiği aşamalar onu, sol düşünceye götürdü. Ana gayesi tam bağımsız Türkiye idi. 1979’da Türkiye İşçi Köylü Partisi’ne katıldı. Aynı sene partinin Tarsus ilçe başkanı oldu. 12 Eylül rejimi tarafından yargılandı ama ceza almadan beraat etti.   İncirlik Amerikan üssü önünde 1975’ten 2018 yılına kadar, üssün kapatılması için tam yedi kez gösterilere katıldı. Defalarca gözaltına alındı. Şiddete maruz kaldı.   Süleyman Çelikcan; birçok insanda merak uyandıran sol düşünce ve Atatürkçülük ilişkisine şöyle bir açıklama getiriyor: “Atatürk ile solculuğu birleştiren temel felsefe, bağımsızlık ruhudur. İşte bu bağımsızcılık ve emperyalizme karşı duruş, bizim onu solda konumlandırmamıza vesiledir.”   12 dönemi uzun süre sosyalist-toplumcu bir partinin kurulma ve faaliyet koşulları oluşmadığından, siyasetin dışında kalmamak ve siyaseti takip etmek adına Sosyal Demokrat Halkçı Parti’de bulundu. Sosyalist Partisi’nin kurulması ile yeniden ‘yuvaya’ döndü. Mersin il yöneticiliği yaptı. Parti 1992’te kapatıldı ve bu kez İşçi Parti’si olarak yeniden açıldı. Siyasi yasakları kalkan Doğu Perinçek partiye genel başkan oldu. 1995-2003 arası İşçi Parti Mersin merkez ilçe başkanlığı görevini yürüttü. 2003’te İşçi Parti’sinin Mersin il başkanlığına seçildi ve bu görevde de iki yıl kaldı. Halen Vatan Partisi üyesidir.   İşçi Partisi’nin Vatan Parti’si adını almasını Çelikcan şu sözlerle açıklıyor: “ İşçi Parti’si adı itibarıyla dışarıdan, sadece işçilerle ve çalışanlarla alakalı zannediliyordu. Türkiye üzerindeki tehditler  artınca, bu tehditleri savuşturmak için ana görevimiz ülke bütünlüğü ve bağımsızlık oldu. Parti daha geniş kesimlere açılma ihtiyacı hissetti ve o ihtiyaca yönelik isim değişikliğine gitti.”     Çelikcan Atatürk sevgisinin nedenini, onun ilkelerinin ülke sorunlarını çözeceğine inanmasına bağlar. “1937’de Atatürk’ün anayasaya bizzat koydurduğu altı ok ilkeleri, Türkiye’nin sorunlarını dün de bugün de çözmeye namzettir. Dolayısıyla o ilkeleri savunan hangi parti varsa ben orada olurum.” Atatürk, cumhuriyet kurulmadan önce ‘Hakimiyeti Milliye’de bu düşünceleri, ilkeleri bir yazar olarak işlemiştir. Cumhuriyet kurulduktan sonra da bunları kitaplaştırmıştır. “Atatürk; sosyal demokrasinin Avrupa’da zirvede olduğu 1920-1925 yılları arasında Batı’yı ve sosyal demokrasiyi örnek aldığını belirtmemiş fakat devamlı suretle muasır medeniyetten söz etmiş. Muasır medeniyet illa Batı’da olmak zorunda değildir” demektedir.   Çelikcan, Atatürk’ün kurduğu cumhuriyet ilkelerinin yeniden hayata geçirilmesi idealini sürekli canlı tutup koruyor. O, bunu tüm özel ve sosyal hayatının merkezine koymuştur.   Süleyman Çelikcan; 2012’de ‘Bu Vatan Kimin’ adlı yazılarını derlediği bir kitap çıkartmıştır. İkinci kitabının hazırlıkları da sürmektedir. Çeşitli gazetelerde yüzlerce makalesi yayımlanmıştır. Yazılarına halen devam etmektedir. Yerel ve ulusal radyo ve tv’lerde programlara imza atmıştır. Birçok dernekte üyelikleri vardır. Kitle örgütlerinde konferanslar vermiştir. Arapça ve Almanca bilmektedir.     
Ekleme Tarihi: 12 Ekim 2020 - Pazartesi

Emekçi Yazar Süleyman Çelikcan

“Çalışacaksın, öğreneceksin, paylaşacaksın!” S. Çelikcan

 

  Fikir ve siyaset insanı Süleyman Çelikcan’ın ana teması bağımsız vatandır. O, yıllardır fikirlerini yılmadan, usanmadan, sorumluluk içinde paylaşmaktan geri durmaz. Çelikcan; zaman zaman tekrara düşer. Buradaki amacı kendi deyimiyle; “okuyucunun hafızasına vurgularla derinlikli bir kavrayış kazandırıp, ufkunu açmaktır.” Çelikcan; okumak- yazmak kardeştir tespitinde bulunuyor. Kendini bildi bileli okuyan, çalışan, araştıran ve paylaşan biridir.

  1954 yılında Tarsus’ta doğdu. İlkokulu, ortaokulu Tarsus’ta tamamladı. Sanat okulunu dışarıdan bitirdi. Makina teknikeri oldu. Dokuz yaşından bu yana çalışmaktadır. Simit satarak hayata atılan Süleyman Çelikcan; çalışmayı sevdiğini söylemektedir. Yoksa bunca eseri nasıl verirdi, siyasi ve sendikal mücadeleyi nasıl yürütürdü?

  Askerlik ertesi 1974’te fabrikada iş yaşamına atıldı. Fabrikadaki sendikal mücadele dikkatini çekti. Sendika üyeliği öncesi, iş kanununu, sendika kanununu iyice araştırdı. Üyelik sonrası sendikanın şube yöneticiliğine seçildi. O dönemde de ‘sarı sendikacılık’ işçiden yana olan sendikacılık vardı. Kimi sendikalar sadece üye aidatlarına bakar, gerisine pek karışmazlardı. Sendikal faaliyetleri nedeniyle birçok kez işten atıldı.

  “ Teknoloji gelişti, makinalaşma arttı. Bu, işçinin bedensel yükünü azalttı. Eskiden örgütlülük bilinci yüksekti. Dayanışma vardı. İnsan ilişkileri zayıflayınca örgütlülük geriledi. Sonuçta, sosyal haklar ve iş güvencesi bitme aşamasına geldi” diyerek süreci özetlemektedir.

  Sendika hayatı ondaki sınıf mücadelesi bilincini geliştirdi. Siyasi, tarihi ve toplumsal  konularda derinlemesine bilgilenmeye başladı. Siyasi dergilere aboneydi. Geçtiği aşamalar onu, sol düşünceye götürdü. Ana gayesi tam bağımsız Türkiye idi. 1979’da Türkiye İşçi Köylü Partisi’ne katıldı. Aynı sene partinin Tarsus ilçe başkanı oldu. 12 Eylül rejimi tarafından yargılandı ama ceza almadan beraat etti.

  İncirlik Amerikan üssü önünde 1975’ten 2018 yılına kadar, üssün kapatılması için tam yedi kez gösterilere katıldı. Defalarca gözaltına alındı. Şiddete maruz kaldı.

  Süleyman Çelikcan; birçok insanda merak uyandıran sol düşünce ve Atatürkçülük ilişkisine şöyle bir açıklama getiriyor: “Atatürk ile solculuğu birleştiren temel felsefe, bağımsızlık ruhudur. İşte bu bağımsızcılık ve emperyalizme karşı duruş, bizim onu solda konumlandırmamıza vesiledir.”

  12 dönemi uzun süre sosyalist-toplumcu bir partinin kurulma ve faaliyet koşulları oluşmadığından, siyasetin dışında kalmamak ve siyaseti takip etmek adına Sosyal Demokrat Halkçı Parti’de bulundu. Sosyalist Partisi’nin kurulması ile yeniden ‘yuvaya’ döndü. Mersin il yöneticiliği yaptı. Parti 1992’te kapatıldı ve bu kez İşçi Parti’si olarak yeniden açıldı. Siyasi yasakları kalkan Doğu Perinçek partiye genel başkan oldu. 1995-2003 arası İşçi Parti Mersin merkez ilçe başkanlığı görevini yürüttü. 2003’te İşçi Parti’sinin Mersin il başkanlığına seçildi ve bu görevde de iki yıl kaldı. Halen Vatan Partisi üyesidir.

  İşçi Partisi’nin Vatan Parti’si adını almasını Çelikcan şu sözlerle açıklıyor: “ İşçi Parti’si adı itibarıyla dışarıdan, sadece işçilerle ve çalışanlarla alakalı zannediliyordu. Türkiye üzerindeki tehditler  artınca, bu tehditleri savuşturmak için ana görevimiz ülke bütünlüğü ve bağımsızlık oldu. Parti daha geniş kesimlere açılma ihtiyacı hissetti ve o ihtiyaca yönelik isim değişikliğine gitti.”  

  Çelikcan Atatürk sevgisinin nedenini, onun ilkelerinin ülke sorunlarını çözeceğine inanmasına bağlar. “1937’de Atatürk’ün anayasaya bizzat koydurduğu altı ok ilkeleri, Türkiye’nin sorunlarını dün de bugün de çözmeye namzettir. Dolayısıyla o ilkeleri savunan hangi parti varsa ben orada olurum.” Atatürk, cumhuriyet kurulmadan önce ‘Hakimiyeti Milliye’de bu düşünceleri, ilkeleri bir yazar olarak işlemiştir. Cumhuriyet kurulduktan sonra da bunları kitaplaştırmıştır. “Atatürk; sosyal demokrasinin Avrupa’da zirvede olduğu 1920-1925 yılları arasında Batı’yı ve sosyal demokrasiyi örnek aldığını belirtmemiş fakat devamlı suretle muasır medeniyetten söz etmiş. Muasır medeniyet illa Batı’da olmak zorunda değildir” demektedir.

  Çelikcan, Atatürk’ün kurduğu cumhuriyet ilkelerinin yeniden hayata geçirilmesi idealini sürekli canlı tutup koruyor. O, bunu tüm özel ve sosyal hayatının merkezine koymuştur.

  Süleyman Çelikcan; 2012’de ‘Bu Vatan Kimin’ adlı yazılarını derlediği bir kitap çıkartmıştır. İkinci kitabının hazırlıkları da sürmektedir. Çeşitli gazetelerde yüzlerce makalesi yayımlanmıştır. Yazılarına halen devam etmektedir. Yerel ve ulusal radyo ve tv’lerde programlara imza atmıştır. Birçok dernekte üyelikleri vardır. Kitle örgütlerinde konferanslar vermiştir. Arapça ve Almanca bilmektedir.     

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.