Bu Pazar Kıbrıs’ta Cumhurbaşkanlığı seçimi için 2. Tur yapılacak. Doğu Akdeniz’deki zengin hidrokarbon yatakları üzerinden yükselen uluslararası gerilim sonrasında, Kıbrıs’ın jeo-stratejik önemi çok daha artmıştır.
Öte yandan ve asıl olarak, Kıbrıs’ta yaşayan Türklerin güvenliği ve gelişimi konusunda trajik bir tarihe sahibiz. Garantör ülke Türkiye’nin Kıbrıs’taki her gelişmeye verdiği hayati değer bu nedenle yerindedir; korunmalıdır.
Kıbrıs’taki Cumhurbaşkanlığı seçimi ise, Ada’nın konumu ve Türk halkının geleceği açısından hiç olmadığı ölçüde keskin tartışmalara konu olmaktadır. Mersin’in Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine olan yakınlığı ise, meselenin politik, stratejik ve sosyo-ekonomik açıdan Mersin’imizi doğrudan ilgilendirdiği açıktır.
* * *
Kıbrıs, açık havalarda dağlarını çıplak gözle görebildiğimiz, geçtiğimiz hafta yapılan yüzme etkinliğine ait “Kulacım kadar uzaktasın” sloganında olduğu gibi, hemen karşımızda, kulacımız kadar bize yakın bir ada…
Ve biz Mersin olarak, ne yazık ki ekonomik ve sosyal yönden Kıbrıs’la yeterli iletişimde bulunamamışız.
“Kıbrıs Barış Harekâtı”ndan sonra neredeyse yarım asır geçmiş; şimdilerde Kıbrıs’ın ve Mersin’in yeni bazı yöneticileri bunun farkına varmaya başladılar.
Özellikle Yenişehir Belediye Başkanı’nın Kıbrıs ziyaretlerini ve Mersin -Kıbrıs arasında düzenlediği yüzme etkinliklerini biliyoruz.
Silifke Belediyesi, Kıbrıs Başbakanı Sn. Ersin Tatar’ın danışmanının talebi üzerine, bakımsız ve terk edilmiş halde bulunan “Kıbrıs Şehitliği”nin bazı bakım çalışmalarını yaptı.
Yine Büyükşehir Belediyesi’nden talep edilen Kıbrıs Anıtları ve Şehitlik’le ilgili çalışmaların da, Belediyenin bürokratik anlayış ve yapısını yenerek gerçekleşeceğini ümit ediyorum.
Kıbrıs tarımını ve bunun sonucunda da ekonomisini geliştirecek Anamur’dan verilen su projesi, ortak gelecek açısından çok önemli bir adımdır.
Önümüzdeki dönemde Kıbrıs – Mersin arasında bir tarım çalışması ve işbirliği olabilecektir.
Yine önümüzdeki dönemde Ersin Tatar’ın öngörüsü ile Maraş bölgesinin turizme açılması; KKTC yanında, yıllardır turizm ekonomisi yönünden hak ettiği yerde olmayan, turizmi geri bıraktırılan Mersin için de ciddi bir ümit olabilir.
Cumhurbaşkanı adayı ve Kıbrıs Başbakanı Sn.Ersin Tatar özellikle son iki yıl içerisinde bir kaç kez Mersin’i ziyaret ettiler; kendilerinin Mersin’e duyduğu ilgi ve sempati biliniyor.
En güçlü aday olarak girdiği 2. Tur sonrasında Cumhurbaşkanı seçilirse, Türkiye ile ve dolayısıyla Mersin ile olan güçlü bağlar çok daha gelişecektir.
Kıbrıs’ta neredeyse yarım asırdır süren bir çözümsüzlük yaşanıyor; yıllardır ülkemiz dış politikasında ve Batı Avrupa ve Ortak Pazar ile ilişkilerimizde kangren bir sorundur Kıbrıs.
Bütün bir sıcak politik gündem ötesinde, Kıbrıs Türklerinin var olma mücadelesi söz konusudur.
Sn. Ersin Tatar, izlediği siyaset tarzıyla, tezleriyle, dünyayı kavrayışıyla ve Türkiye ile olan tartışılmaz kader birliğine yaptığı vurguyla bu kader seçiminde yerini almıştır; ilk turda en yüksek oyu alarak da halkın takdirini kazanmıştır.
* * *
İlginçtir; bu güne kadar ihmal edilen Kıbrıs- Mersin ilişkisi, aslında yüzlerce yıl önce farklı bir şekilde yine vardı: Kıbrıs Kralları sıcak adadan yazları Silifke’ye, Uzuncaburç’a geliyorlar, yaz sıcağını burada geçiriyorlardı.
Yani Uzuncaburç bir nevi Kıbrıs’ın yaylasıydı.
Bir yakınlığı bugün de görüyoruz: Erdemli Avgadı yaylasında, neredeyse 500 hane Kıbrıs’tan gelip yazı burada geçiriyor…
Sonuç olarak; nihayet hem Kıbrıs’taki kördüğümün çözümü için, hem Türkiye’nin Doğu Akdeniz ve Ege’de elinin güçlenmesi için, hem de Mersin ile her yönden ilişkilerin gelişmesi açısından Sn.Ersin Tatar’ın 2.Turdaki başarısı, Kıbrıs Türk Halkı için olduğu kadar, ülkemizle kalıcı ve gelişkin kader ortaklığının sürmesi için bir keskin dönemeç olacaktır.
Mersin’e “Bir Kulaç Kadar Yakın” Yavru Vatan’ımızda Dünyayı ve dış politik koşulları doğru kavramış, Türkiye ile ilişkilere büyük anlam ve değer veren, dolayısıyla Kıbrıs’ın geleceğinin netleşeceği önümüzdeki birkaç yılda toplumuna önderlik edecek Sn. Ersin Tatar’ın Cumhurbaşkanı olarak hizmete devamı sağlanmalıdır.
HARUN ARSLAN....14 Ekim 2020