15 Aralık Salı; Mersin’de artan covid -19 salgını, hastaneleri dolduran hastalar, yoğun bakımda yatanlar, kapanan işyerleri, işlerini kaybedenler, korku içerisinde evlerinde bekleyenler ve tüm bunlara ek olarak, Mersin’in bir çok yerinde sel felaketi, zarar gören tarım alanları, seralar ve zarar veren bir fırtına…
Tam bir ay önce yazdığım “PANDEMİ SÜRECİ” de bir “SAVAŞ HÂLİ”dir…” başlıklı köşe yazımda, adeta bir savaş hali yaşadığımızı ve daha fazla önlem almamız gerektiğini belirtmiştim.
Tüm bu inanılmaz zor dönemde, aynı gün yapılan Mersin Büyükşehir Belediyesi Meclis Toplantısı…
Canlı yayında izliyorum; üzülerek, sinirlenerek ve bundan önceki Büyükşehir Meclis Toplantısını hayretle izledikten sonra Mersin için ümidimi daha da kaybediyorum.
Şimdi yeni oluşturulan, özelikle Büyükşehir Belediyesi ve Akdeniz Belediyesi taraftarı basının, bir grubu tamamen Cumhur İttifakını diğer bir grubu da Millet İttifakını destekleyecek ve sonuna kadar haklı bulacaktır.
Basının “eleştirel katkı sunma, objektif haber verme” gibi etik sorumlulukları uzun yıllardır kimsenin umurunda olmadığı için, basının kendisi de işini unutup “taraftar olmanın gereğini” yapmaktan öteye gitmiyor.
Her toplum layık olduğunu yaşar!
Ben mi ? Uzun yıllardır kentle ilgilenen, Belediyelerin işleyişlerini yakından takip eden, eleştirel vicdanla okura notlar ileten bir kişi olarak, Meclis Toplantısı’nda gündeme gelen 3 konu üzerinde görüşlerimi yazacağım.
1- Büyükşehir Belediye Başkanı ,antlaşmaları olan sendika ile çalışmayacağını, ona ihtiyacı olmadığını söylüyor!
Bu sendikaya da ciddi bir para ödeniyor. Belediyenin, kentin, ülkenin bu sıkıntılı döneminde bu sendika ile çalışmaya devam etmek ve halkın en çok ihtiyacı olan bir dönemde bu paranın verilmesi son derece haksız, adaletsiz ve vicdanları sızlatıcıdır.
2- Mersin Barosu ile yapılacak işbirliği, çok anlamlı bir konu olsa da ben konu üzerinde durmuyorum. Daha önce de Baro Başkanının hukuk dışında da, hemen akla gelen her konuda fikir söylediğini, önerilerde bulunduğunu biliyoruz.
Maalesef bunlar genelde siyasi içerikli oluyor. Mersin’de Baro Başkanlarının Milletvekili olmaları sanki bir gelenek haline geldi. Bu geleneğin devamı olma anlam ve hedefi izlenimi veren çalışmalar maalesef güven sağlamıyor. Kendi meslek sorunları etrafında yapıcı, faydalı çalışmalar yapmak yerine, sıradan bir taşra politikacısı diliyle ortalarda dolaşmanın pek saygın bir tutum olduğu söylenemez; ama dedim ya, kafada ( neye yarayacaksa ? ) milletvekili olma hevesi ve hesabı var…
3- Büyükşehir Belediyesi’nin borçlanma talebi reddedildi. Başkan yapacakları harcamaları, projelerini uzun uzun anlattı. Bunlar arasında salgından dolayı etkilenen, çok zor durumda kalan Mersin halkı içinde neler yapılabileceği detaylı belirtilmeliydi.
Öncelikli olarak nerelerde tasarruf yaptıklarını ve yapacaklarını anlatmalıydı.
Şu anda bile çok fazla israf edilen, gereksiz masraf yapılan konuları biliyoruz. Mersin’in ve ülkenin bu zor durumu düşünülerek borçlanma yetkisi daha dikkatli, hassas, adilane ve vicdani bir düşünüşle ve Belediyenin yaptığı ve yapacağı tasarruflar da daha net belirtilerek karar verilmesi gerekir.
Sonuç olarak : Özellikle bu zor dönemde, tüm grupların ve meclis üyelerinin en çok bugün Mersin yararına birlik içerisinde olmaları gerekir.
Gelecekte kente zarar verecek kararlar hiç bir zaman unutulmayacaktır; buna yol açan karar alıcılar sorumlu olacaktır ve onların hizmet hanesine kötü not olarak yazılacaktır.