Kentlere göre salgın oranları açıklandı ve maalesef Mersin Türkiye ortalamasının çok üzerinde… Yani Mersin, kendi sağlığını koruma, dolayısıyla ülkeyi ve dünyayı kasıp kavuran pandemiye karşı akla ve vicdana dayalı mücadele konusunda sınıfta kaldı!
Bu utandırıcı durumu yaratan kişi, kurum ve kuruluşlara aferin!
Bunca uyarılar, sayısız yazılar maalesef yeterli olmadı.
Şimdi kuralları çiğneyen arsızların ve sorumsuzların hayatımıza yüklediği zararı, tüm kent halkı çekecek!
Nasıl mı?
*İşletmeler başka illerden daha geç açılacak;
*İşlerini kaybedenler kısa zamanda işlerine başlayamayacak;
*Sokağa çıkma kısıtlamaları sürecek;
*Eğitimdeki, yani çocuklarımızın hayatındaki telafi edilemez kısıtlar uzayacak…
Sonuçta herkes sıkıntılardan payını alacak, yaşamımızda bu kısıtlamalı dönem devam edecektir.
* * *
Maske takma ve sosyal mesafeye uyma kurallarını gereğince yerine getirmeyen insanlarımız bu tablodan sorumlu olsa da, asıl sorumlunun görevlerini tam yapmayan, salgını umursamayan kent dinamikleri olduğu gerçeği ortadadır.
Hiç lâfı dolandırmayalım; kentimize de, kendimize de dürüst olalım:
Belediyemiz hâlâ eğlence, estetik çalışma ve etkinlikler yarışında! Adeta bu kentte ölümcül bir salgın yokmuş gibi, bir pembe âlemin içerisinde.
Gariptir, son dönemde yalnızca Belediye faaliyetlerini öven haberler yapan, reklam yazıları yazan yeni tür bir yazıcı grubu ortaya çıktı; bunlarda Belediyeye tek bir eleştiri ya da salgınla ilgili hiç bir uyarı, yorum yok!
Galeri açılışları, sergiler, açık havada da olsa ürün satışına dönük stant sergileri sürüyor.
Uyardığımızda , “gerekli önlemler alınması şartıyla” bu tür etkinliklerin serbest olduğu söyleniyor…da, o önlemleri niye göremiyoruz? Ya da Mersin, yüksek salgın sayısı bakımından ülkedeki ilk on kent içinde iken, bu çalışmalar çok mu elzemdir? Sadece kentimizdeki doktor ölümleri bile, ülkede acı bir dikkatle izlenirken, böylesi bir vurdumduymazlık nedendir?
Var mı akla, vicdana ve sorumluluk duygusuna dayalı bir cevap!
İnsanların dikkatsizce toplanmalarına yol açan belediye etkinliklerine övgü yarışındaki yazıcıların, tek bir cümleyle de olsa meselenin bu yanına dokunmaları hiç mi gerekmiyor?
* * *
Ne üzücüdür ki, her dönem kent ekonomisine katkı verecek, istihdam sağlayacak yatırımlara karşı çıkan Kent Konseyi, bu dönemde de aynı “istemezük!” tavrını sürdürüyor; ama salgınla ilgili hiç bir çalışmaları, uyarıları, bilgilendirmeleri olmadı! Ha; “biz öyle acil sağlık, salgın gibi basit işlere karışmayız; ülke çapında politik derinliği de olan meselelere atlarız! Bunun kente, hemşerilere maliyeti de bizi ilgilendirmez” diyorsanız, böyle devam ediniz.
Her konuda görüş bildiren, kendilerini göstermeye ve öne çıkmaya çalışan
STK’lar da bu hassas dönemde adeta kayboldular.
Mersin STK’larının genelde yerel yönetim ve kent konseyinin doğrultusunda hareket ettiklerini, yani doğrudan siyasete müdahil olmaya heves ettiklerini artık ezberledik!
Sonuçta : Belediye, Kent Konseyi ve STK’lar yani kentin önemli çoğunluğunu sağlayan kent dinamikleri adeta Mersin’in alışılagelmiş merkeze muhalif yapısını, dolayısıyla kentin gündelik hayatını iyileştirecek konulardan ziyade, Mersin’e hiçbir katkısı olmasa da, politik gerilimi yükseltecek gereksiz çıkışlarını sürdürdüler.
Pandemi sürecinde daha net gördük ki, aslında yıllardır yaşadığımız ve sürekli sözünü ettiğimiz kent dinamiklerinin olumsuz yapısında bir değişiklik yok.
Bitirilemeyen, engellenen, yavaşlatılan, tepki gösterilmeyen ve geciken Mersin yatırımları ve projeleri gibi, sağlıkla ve yaşamla ilgili salgın sınavında da Mersin kent dinamikleri sınıfta kalmıştır!
Kişiler, kurum ve kuruluşlar, iş yeri sahipleri ve esnaflar olarak sorumlu davranan, devletin kısıtlamalarına saygılı insanlarımıza karşı ayıp ediyoruz.
Bu kentte hastalıktan ölen her bir hemşerimizden hepimiz sorumluyuz; Mersin salgın rakamlarındaki bu utandırıcı tablo, her bir Mersinlinin, hepimizin ayıbıdır!
Bu zengin coğrafyada her konuda geri kaldığımız, geciktiğimiz gibi; salgın kısıtlamalarında normalleşmede de gecikeceğiz; hayatımızdaki bu karanlık dönem bu kentte uzayacak gibi gözüküyor.
Lütfen, her türlü düşüncenin, hesabın, siyasetin üzerindeki bu pandemi döneminde “her birimiz, herkesin hayatından da sorumlu olduğumuzu” unutmayalım. Büyük sıkıntılar yaşayan esnafımızın, özellikle de yeme-içme sektöründen geçimini sağlayan hemşerilerimizin acısını büyütmeyelim. Devletimizin gururlandırıcı bir başarıyla sürdürdüğü süreç, aşı çalışmalarıyla da bir olumlu sonuca doğru ilerlerken, Mersinliler olarak biraz daha özenli olalım; normalleşmeye geçişte daha fazla gecikmeyelim.
HARUN ARSLAN....21 Şubat 2021