Harun Arslan
Köşe Yazarı
Harun Arslan
 

Mersin’de Büyük Bir –Küçük- Dernek: “Turab”

Mersin’de iki bin civarında dernek var; bunların çoğu fonksiyonsuz, yararsız, yalnızca tabela dernekleridir. Öte yandan çok önemli, değerli, kente ve ülkeye fayda sağlayabilecek dernekler de var; bunların en başında da tartışmasız TURAB gelir: Türk Arap İşadamları Derneği…  Üstelik bu dernek yalnızca Mersin’e özgü yerel bir dernek değil; merkezi Mersin olan, ancak bazı büyük illerde de şubesi bulunan bir büyük dernektir. TURAB, 7 Türk Cumhuriyeti ve 22 Arap ülkesi arasında kardeşlik ve dostluk ilişkilerinin ekonomik ve ticari bağlamda gelişmesini ve uluslararası platformlarda ticari ve ekonomik anlamda dayanışmasını ve ortak çıkarlarını desteklemeyi temel misyon edinmiş bir sivil toplum örgütüdür.   Bu kadar önemli bir dernek olan TURAB’ın gücünü bugüne kadar tam olarak gösterdiğini ve yapabileceğini bütünüyle yaptığını söyleyemeyiz. Bu büyük ve güçlü sivil toplum örgütünün başarılı olmasını beklemek, herhalde Mersinliler olarak bizlerin hakkıdır.   Uzun yıllar hem turizm hem de ticari açıdan Arap ülkeleri ile ilişkilerde geç kalınmıştır. Arap ülkelerinin Mersin’den önce farkına varan G.Antep, Antakya, Adana, Maraş gibi iller; öngörülü Ticaret ve Sanayi Odaları ve Üniversitelerinin gayretleriyle önemli bir yol aldılar.  Biz ise Mersin olarak ancak doğal seyrinde, kendi kendine oluşan yapılarla bu büyük pastadan küçük bir pay alabildik. *               *                     * Belirsiz bir uzak gelecekteki Avrupa Birliği’nden daha önemli olan, hemen önümüzdeki Ortadoğu ve Arap komşularımızı çok daha önceden fark etmeliydik. Mersin her zaman için Ortadoğu’nun Avrupa’ya açılan kapısıdır ve  merkezi olmaya hazırdır.   Savaştan önce  sıkça yaptığım Suriye ve Lübnan gezilerimde, özellikle Halep’te çok sayıda kendileri ya da ataları Türkiye’den göç etmiş kişiyle tanıştım. Bunların çoğu iyi eğitimli işadamı ya da sanatkar, Türkiye’yi de özlemle anan insanlardı. TURAB, bunların Mersin’e gelmelerini sağlayarak, hem barış iklimine bir katkı  sağlanması, hem de  eski Mersin’in çok renkli günlerine dönmesi ve kentin değerinin artması yolunda  bir katkı verilebilirdi.   Ülkelerin kritik dönemlerinde TURAB gibi oluşumlar kendilerini gösterebilir; Hassas konularda ülkelerine katkı verebilirler, vermelidirler. *               *         * Devletimizin, Ordumuzun, güvenlik güçlerimizin ve Dışişleri Bakanlığımızın pandemi döneminin ağır şartları altında yürüttükleri siyaset tarzına ülke içinden destek vermek üzere her konuda dikkatli, hızlı ve etkin olmak, kişisel ve kurumsal düzeyde bir ulusal görevdir.   Genelde eleştiri özürlü bir milletiz; eleştirilmeyi sevmeyiz, eleştirenlerden hoşlanmayız. Ya övülmeliyiz; ya da kusurlarımız, hatalarımız, yanlışlarımız ve eksiklerimizle ilgili sessiz kalınmasını isteriz. Oysa özeleştiri başta olmak üzere nesnel ve bütünlüklü eleştiri, hem kişisel gelişimimizde hem de toplumsal kararlarımızda çok değerlidir. Bu bağlamda, bütünüyle yapıcı bir yaklaşımla not etmek isterim: Maalesef TURAB’ın bu güne kadar önemli bir başarısını, kente ve ülkeye katkısını göremediğimi yazılarımda sıkça belirttim; kendilerine çeşitli proje önerilerinde bulundum; bazı fikirler verdim. Peki sonuçta ne oldu dersiniz?   TURAB ile iletişimim kesildi! Uzun süredir bu dernekten herhangi bir bilgi alamıyorum;  bir etkinlik yaparlarsa ondan da haberdar olmuyorum; ancak  basında rastladıklarım var…   TURAB bölgemizin ve ülkemizin ticareti açısından yapabilecekleri önemli katkılar yanında,  Ortadoğu ve mültecilerle ilgili sorunlarda da kıymetli çalışmalar yapabilirdi.   Mersin’de çok sayıda Suriyeli bizlerle birlikte yaşıyor; bu misafirlerimizin her düzeyde kişisel ve toplumsal sorunları var; özellikle ekonomiye dönük olarak belli sıkıntıları olması beklenir. Dolayısıyla, bu insanlarla ilgili en fazla kaygı duyması ve ilgilenmesi gereken, adı  üzerinde Türk Arap İşadamları Derneği olması gerekmez mi? Suriyeli misafirlerimizin hem gıda alanında hem de elişleri ve imalatta yapabilecekleri onlarca proje var. Bunları defalarca TURAB’ a anlatmamıza rağmen, yine üzülerek söylüyorum, hiç bir girişimde bulunulmadı! Yine başka STK’ların da, TURAB’ la, dolayısıyla Suriyelilerle ilgili projeler konusunda işbirliği girişimlerinin karşılıksız kaldığını öğreniyorum. Bu konuda,  önceki Büyükşehir Belediye Başkanı ile görüşmemde, Suriyelilerle işbirliği içerisinde yapılacak bir imalat tesisleri için yer ve mâli destek sözü almama ve bunu TURAB Başkanı’na bildirmeme rağmen bu konuda da hiç bir girişimde bulunmadılar. *                     *                     * Benim TURAB’da dikkatimi çeken önemli ve takdir edici bir konu, benzer bir çok oda ve STK’da yıllardır başkanlar değişmezken, TURAB’da bugüne kadar koltuğa yapışan, yerini bırakmak istemeyen, yalnızca gelecek seçimi nasıl kazanırım, yerimi nasıl korurum? diye düşünen başkanlar olmadı. Her yeni başkan yeni bir hevesle, kendince bir şeyler yapmaya çalıştı. TURAB’ ın yaptığı bir çok yararlı girişim var; özellikle Arap ülkeleri Büyükelçilerini Mersin’de toplanması ve fuar çalışmaları gibi önemli çalışmalarını elbette göz ardı  edemeyiz. Ben, gücüne ve işlevine değer verdiğim yapıda, hizmetlerin yetersiz olduğunu ve gücü ile orantılı çok daha büyük işler yapabileceklerini dostça belirtiyorum.   Mersin’de de kişiler, kurumsal yapılar ve özellikle STK’lar olarak eleştiriye açık bir özgüvenle çalışırlarsa, hem kendileri için daha iyi dersler çıkarır, hem de kentimiz için daha başarılı işler yaparlar.   Şimdi TURAB’ın yeni bir Başkanı var ve bizler yeni bir ümitle bu önemli sivil toplum örgütünün Mersin’e ve ülkemize çok daha ileri, vizyoner katkılarını bekliyoruz. İstişareye, önerilere değer veren; eleştiriye açık bir anlayışla bu kıymetli derneğimiz her yönüyle bu beklentimize karşılık verebilir. Cumhuriyet tarihimizin en dinamik dış politikasının izlendiği, ülkemizin ekonomik bakımdan çevre ülkeler ve tüm bölge için merkezî bir konuma geldiği bu çok özel tarihsel süreçte, TURAB gibi özel bir yapıya büyük alan açılmıştır. Kentimiz ve ulusumuz için sayısız faydalar vaat eden bu alanda, sıradan bir dernek olmanın ötesine geçmelidir. Zihinsel konumları bakımından bu vizyonu kavramış çok sayıda üyesiyle TURAB’ın önümüzdeki süreçte çok daha etkin hizmetler yapacağına inanıyor, başarılar diliyorum.   HARUN ARSLAN.....11 Nisan 2021
Ekleme Tarihi: 17 Nisan 2021 - Cumartesi

Mersin’de Büyük Bir –Küçük- Dernek: “Turab”

Mersin’de iki bin civarında dernek var; bunların çoğu fonksiyonsuz, yararsız, yalnızca tabela dernekleridir. Öte yandan çok önemli, değerli, kente ve ülkeye fayda sağlayabilecek dernekler de var; bunların en başında da tartışmasız TURAB gelir: Türk Arap İşadamları Derneği… 

Üstelik bu dernek yalnızca Mersin’e özgü yerel bir dernek değil; merkezi Mersin olan, ancak bazı büyük illerde de şubesi bulunan bir büyük dernektir.

TURAB, 7 Türk Cumhuriyeti ve 22 Arap ülkesi arasında kardeşlik ve dostluk ilişkilerinin ekonomik ve ticari bağlamda gelişmesini ve uluslararası platformlarda ticari ve ekonomik anlamda dayanışmasını ve ortak çıkarlarını desteklemeyi temel misyon edinmiş bir sivil toplum örgütüdür.

 

Bu kadar önemli bir dernek olan TURAB’ın gücünü bugüne kadar tam olarak gösterdiğini ve yapabileceğini bütünüyle yaptığını söyleyemeyiz. Bu büyük ve güçlü sivil toplum örgütünün başarılı olmasını beklemek, herhalde Mersinliler olarak bizlerin hakkıdır.

 

Uzun yıllar hem turizm hem de ticari açıdan Arap ülkeleri ile ilişkilerde geç kalınmıştır.

Arap ülkelerinin Mersin’den önce farkına varan G.Antep, Antakya, Adana, Maraş gibi iller; öngörülü Ticaret ve Sanayi Odaları ve Üniversitelerinin gayretleriyle önemli bir yol aldılar.  Biz ise Mersin olarak ancak doğal seyrinde, kendi kendine oluşan yapılarla bu büyük pastadan küçük bir pay alabildik.

*               *                     *

Belirsiz bir uzak gelecekteki Avrupa Birliği’nden daha önemli olan, hemen önümüzdeki Ortadoğu ve Arap komşularımızı çok daha önceden fark etmeliydik. Mersin her zaman için Ortadoğu’nun Avrupa’ya açılan kapısıdır ve  merkezi olmaya hazırdır.

 

Savaştan önce  sıkça yaptığım Suriye ve Lübnan gezilerimde, özellikle Halep’te çok sayıda kendileri ya da ataları Türkiye’den göç etmiş kişiyle tanıştım. Bunların çoğu iyi eğitimli işadamı ya da sanatkar, Türkiye’yi de özlemle anan insanlardı. TURAB, bunların Mersin’e gelmelerini sağlayarak, hem barış iklimine bir katkı  sağlanması, hem de  eski Mersin’in çok renkli günlerine dönmesi ve kentin değerinin artması yolunda  bir katkı verilebilirdi.

 

Ülkelerin kritik dönemlerinde TURAB gibi oluşumlar kendilerini gösterebilir; Hassas konularda ülkelerine katkı verebilirler, vermelidirler.

*               *         *

Devletimizin, Ordumuzun, güvenlik güçlerimizin ve Dışişleri Bakanlığımızın pandemi döneminin ağır şartları altında yürüttükleri siyaset tarzına ülke içinden destek vermek üzere her konuda dikkatli, hızlı ve etkin olmak, kişisel ve kurumsal düzeyde bir ulusal görevdir.

 

Genelde eleştiri özürlü bir milletiz; eleştirilmeyi sevmeyiz, eleştirenlerden hoşlanmayız. Ya övülmeliyiz; ya da kusurlarımız, hatalarımız, yanlışlarımız ve eksiklerimizle ilgili sessiz kalınmasını isteriz.

Oysa özeleştiri başta olmak üzere nesnel ve bütünlüklü eleştiri, hem kişisel gelişimimizde hem de toplumsal kararlarımızda çok değerlidir.

Bu bağlamda, bütünüyle yapıcı bir yaklaşımla not etmek isterim: Maalesef TURAB’ın bu güne kadar önemli bir başarısını, kente ve ülkeye katkısını göremediğimi yazılarımda sıkça belirttim; kendilerine çeşitli proje önerilerinde bulundum; bazı fikirler verdim.

Peki sonuçta ne oldu dersiniz?  

TURAB ile iletişimim kesildi! Uzun süredir bu dernekten herhangi bir bilgi alamıyorum;  bir etkinlik yaparlarsa ondan da haberdar olmuyorum; ancak  basında rastladıklarım var…

 

TURAB bölgemizin ve ülkemizin ticareti açısından yapabilecekleri önemli katkılar yanında,  Ortadoğu ve mültecilerle ilgili sorunlarda da kıymetli çalışmalar yapabilirdi.  

Mersin’de çok sayıda Suriyeli bizlerle birlikte yaşıyor; bu misafirlerimizin her düzeyde kişisel ve toplumsal sorunları var; özellikle ekonomiye dönük olarak belli sıkıntıları olması beklenir.

Dolayısıyla, bu insanlarla ilgili en fazla kaygı duyması ve ilgilenmesi gereken, adı  üzerinde Türk Arap İşadamları Derneği olması gerekmez mi?

Suriyeli misafirlerimizin hem gıda alanında hem de elişleri ve imalatta yapabilecekleri onlarca proje var.

Bunları defalarca TURAB’ a anlatmamıza rağmen, yine üzülerek söylüyorum, hiç bir girişimde bulunulmadı!

Yine başka STK’ların da, TURAB’ la, dolayısıyla Suriyelilerle ilgili projeler konusunda işbirliği girişimlerinin karşılıksız kaldığını öğreniyorum.

Bu konuda,  önceki Büyükşehir Belediye Başkanı ile görüşmemde, Suriyelilerle işbirliği içerisinde yapılacak bir imalat tesisleri için yer ve mâli destek sözü almama ve bunu TURAB Başkanı’na bildirmeme rağmen bu konuda da hiç bir girişimde bulunmadılar.

*                     *                     *

Benim TURAB’da dikkatimi çeken önemli ve takdir edici bir konu, benzer bir çok oda ve STK’da yıllardır başkanlar değişmezken, TURAB’da bugüne kadar koltuğa yapışan, yerini bırakmak istemeyen, yalnızca gelecek seçimi nasıl kazanırım, yerimi nasıl korurum? diye düşünen başkanlar olmadı.

Her yeni başkan yeni bir hevesle, kendince bir şeyler yapmaya çalıştı.

TURAB’ ın yaptığı bir çok yararlı girişim var; özellikle Arap ülkeleri Büyükelçilerini Mersin’de toplanması ve fuar çalışmaları gibi önemli çalışmalarını elbette göz ardı  edemeyiz.

Ben, gücüne ve işlevine değer verdiğim yapıda, hizmetlerin yetersiz olduğunu ve gücü ile orantılı çok daha büyük işler yapabileceklerini dostça belirtiyorum.

 

Mersin’de de kişiler, kurumsal yapılar ve özellikle STK’lar olarak eleştiriye açık bir özgüvenle çalışırlarsa, hem kendileri için daha iyi dersler çıkarır, hem de kentimiz için daha başarılı işler yaparlar.

 

Şimdi TURAB’ın yeni bir Başkanı var ve bizler yeni bir ümitle bu önemli sivil toplum örgütünün Mersin’e ve ülkemize çok daha ileri, vizyoner katkılarını bekliyoruz.

İstişareye, önerilere değer veren; eleştiriye açık bir anlayışla bu kıymetli derneğimiz her yönüyle bu beklentimize karşılık verebilir. Cumhuriyet tarihimizin en dinamik dış politikasının izlendiği, ülkemizin ekonomik bakımdan çevre ülkeler ve tüm bölge için merkezî bir konuma geldiği bu çok özel tarihsel süreçte, TURAB gibi özel bir yapıya büyük alan açılmıştır. Kentimiz ve ulusumuz için sayısız faydalar vaat eden bu alanda, sıradan bir dernek olmanın ötesine geçmelidir. Zihinsel konumları bakımından bu vizyonu kavramış çok sayıda üyesiyle TURAB’ın önümüzdeki süreçte çok daha etkin hizmetler yapacağına inanıyor, başarılar diliyorum.

 

HARUN ARSLAN.....11 Nisan 2021

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.