Bekir Zorba
Köşe Yazarı
Bekir Zorba
 

Nüfus Meselesi

“ Bir milletin büyüklüğü nüfusunun çokluğuyla değil, akıllı ve fazilet sahibi insanlarının sayısı ile belli olur.” Viktor Hugo     Virüs salgınıyla alakalı yığınla spekülasyon dolaşmaktadır. Başta ekonomik nedenler ileri sürülmektedir. Ekonomi dendiğinde ise nüfus yoğunluğu ve artışı doğrudan ilintilidir konuyla. Salgının neden ve nasıl çıktığı hala bilinmezliğini korurken, salgının ortaya çıkmasının önemli nedenlerinden bir tanesinin nüfus artışını dizginlemek olduğu söylenmektedir. Bu sav, dünya nüfusunun hızlı şekilde artması, yeryüzündeki sınırlı kaynakların kontrolsüz biçimde tüketilmesi fikrine dayanır. Nüfus meselesi dünyayı meşgul eden konuların başında gelir.     20.yüzyılın ortalarına değin ülkeler, nüfus sayısının fazlalığını özellikle savunması bakımından güçlü olmak için gerekli bir faktör olarak görüyorlardı. Ancak zamanla nüfus sayısına nicelik- nitelik açısından yaklaşılmaya başladı. Bunda elbette makineleşmenin, teknolojik ilerlemenin de rolü vardır. Çünkü kol gücüne dayalı işlerin azalması, niteliksiz işgücüne de fazla ihtiyaç bırakmamıştır.     Nüfus meselesinde iki ana görüş karşı karşıyadır. ‘Her insanın yaşam hakkı kutsaldır’ diyenler ile ‘Hızlı nüfus artışı dünyayı yok oluşa sürüklemektedir’ diyenler çatışma halindedir. ‘Doğada yaratılan tüm canlılar bir denge üzerinde yaratılmıştır. Bu ilahi nizamın bir gereğidir’ düşüncesini savunanlar dünya nüfusunu sınırlamak, azaltmak isteyenlere karşıdır.     Tek dünya devleti hedefi de güden ve dünyadaki tüm gidişata müdahil olan küreselci elit kesim, dünya nüfusunun 2- 4 milyar arasında tutulmasını gündemde tutar. Küreselci zihniyetin bu görüşü sadece günümüzle sınırlı bir görüş değildir ve kökü ‘nüfus planlaması’ adı altında 1960’lı yıllara dayanmaktadır. O dönemler Dünya Bankası nüfus planlaması girişimlerine öcülük etmiş, finans kaynağı sağlamıştır. Afrika, Orta Doğu ve Balkan ülkelerini kapsayan bu proje, ülkemizde de 1990’lı yıllarla beraber bilinen, yaygın bir kampanyaya dönüşmüştür.     Küreselci zihniyet ısrarla dünya nüfusunu belli bir sayıda tutmak isterken, dünya kaynaklarının hakça paylaşımı ve ekolojik dengeler gözetilerek 30 milyar insana yetebileceği teorisi de kabul görmektedir. Ancak bilinmeli ki dünya nüfusu hiçbir zaman 20 -30 milyar gibi bir sayıya ulaşamayacaktır. Teknolojik ilerleme, kentleşme, kol gücüne dayalı çalışan ihtiyacının günden güne düşmesi, nüfus artışını kendiliğinden kontrol altında tutmaktadır.     Dediğimiz gibi dünya egemenleri nüfus artışıyla çok ilgilidirler. Hangi ülke ne kadar çoğaldı ne kadar azaldı bunların takibi altındadır. Dünya egemenleri Müslümanların sayılarıyla da  yakından ilgilenmekteler. Müslümanların sayılarının diğer dinlerin mensuplarına göre hızlı artması onları endişelendirmektedir. Bir hesaplamaya göre, dünya genelindeki Müslümanlar  2050 yılında Hristiyanların sayısını geçecek. Belki de doğum kontrol kampanyalarının altında yatan gizli gerçek budur.     Türkiye nüfus büyüklüğünde dünya sıralamasında 19. sırada bulunuyor. Türkiye’deki yerleşik vatandaşların sayısı 215 ülke arasında, 83 milyon 384 bin kişiyle 19.sırada. Bu sayı dünya nüfusunun yüzde 1.1’ine tekabül etmektedir. Tesadüf mü yoksa bilimsel bir gerçeği var mı bilmiyorum ama Türkiye ekonomik büyüklük bakımından da dünyada 19. sırada yer almaktadır. Yıllık ortalama 800 milyar dolar GSMH ile aynı dünya nüfusundan aldığı (yüzde1.1) pay oranında olduğu gibi, yıllık 70-75 trilyon dolarlık dünya ekonomisinden de yaklaşık benzer bir oran almaktadır.     Dünya nüfus sıralamasında Çin; 1 milyar 440 milyon kişiyle başı çekerken, ikinci sırada 1 milyar 380 milyon kişiyle Hindistan gelmektedir. Üçüncü sırada ise 331 milyon kişiyle ABD bulunmaktadır.     Sayılara bakınca nüfus ile ekonomik askeri güç arasında sanki bir bağ varmış gibi görünmektedir. Ancak bu tabii; ülkelere tek tek detaylı ve yakından bakıldığında her zaman böyle değildir.            
Ekleme Tarihi: 19 Temmuz 2021 - Pazartesi

Nüfus Meselesi

“ Bir milletin büyüklüğü nüfusunun çokluğuyla değil, akıllı ve fazilet sahibi insanlarının sayısı ile belli olur.” Viktor Hugo

 

  Virüs salgınıyla alakalı yığınla spekülasyon dolaşmaktadır. Başta ekonomik nedenler ileri sürülmektedir. Ekonomi dendiğinde ise nüfus yoğunluğu ve artışı doğrudan ilintilidir konuyla. Salgının neden ve nasıl çıktığı hala bilinmezliğini korurken, salgının ortaya çıkmasının önemli nedenlerinden bir tanesinin nüfus artışını dizginlemek olduğu söylenmektedir. Bu sav, dünya nüfusunun hızlı şekilde artması, yeryüzündeki sınırlı kaynakların kontrolsüz biçimde tüketilmesi fikrine dayanır. Nüfus meselesi dünyayı meşgul eden konuların başında gelir.

 

  20.yüzyılın ortalarına değin ülkeler, nüfus sayısının fazlalığını özellikle savunması bakımından güçlü olmak için gerekli bir faktör olarak görüyorlardı. Ancak zamanla nüfus sayısına nicelik- nitelik açısından yaklaşılmaya başladı. Bunda elbette makineleşmenin, teknolojik ilerlemenin de rolü vardır. Çünkü kol gücüne dayalı işlerin azalması, niteliksiz işgücüne de fazla ihtiyaç bırakmamıştır.

 

  Nüfus meselesinde iki ana görüş karşı karşıyadır. ‘Her insanın yaşam hakkı kutsaldır’ diyenler ile ‘Hızlı nüfus artışı dünyayı yok oluşa sürüklemektedir’ diyenler çatışma halindedir. ‘Doğada yaratılan tüm canlılar bir denge üzerinde yaratılmıştır. Bu ilahi nizamın bir gereğidir’ düşüncesini savunanlar dünya nüfusunu sınırlamak, azaltmak isteyenlere karşıdır.

 

  Tek dünya devleti hedefi de güden ve dünyadaki tüm gidişata müdahil olan küreselci elit kesim, dünya nüfusunun 2- 4 milyar arasında tutulmasını gündemde tutar. Küreselci zihniyetin bu görüşü sadece günümüzle sınırlı bir görüş değildir ve kökü ‘nüfus planlaması’ adı altında 1960’lı yıllara dayanmaktadır. O dönemler Dünya Bankası nüfus planlaması girişimlerine öcülük etmiş, finans kaynağı sağlamıştır. Afrika, Orta Doğu ve Balkan ülkelerini kapsayan bu proje, ülkemizde de 1990’lı yıllarla beraber bilinen, yaygın bir kampanyaya dönüşmüştür.

 

  Küreselci zihniyet ısrarla dünya nüfusunu belli bir sayıda tutmak isterken, dünya kaynaklarının hakça paylaşımı ve ekolojik dengeler gözetilerek 30 milyar insana yetebileceği teorisi de kabul görmektedir. Ancak bilinmeli ki dünya nüfusu hiçbir zaman 20 -30 milyar gibi bir sayıya ulaşamayacaktır. Teknolojik ilerleme, kentleşme, kol gücüne dayalı çalışan ihtiyacının günden güne düşmesi, nüfus artışını kendiliğinden kontrol altında tutmaktadır.

 

  Dediğimiz gibi dünya egemenleri nüfus artışıyla çok ilgilidirler. Hangi ülke ne kadar çoğaldı ne kadar azaldı bunların takibi altındadır. Dünya egemenleri Müslümanların sayılarıyla da  yakından ilgilenmekteler. Müslümanların sayılarının diğer dinlerin mensuplarına göre hızlı artması onları endişelendirmektedir. Bir hesaplamaya göre, dünya genelindeki Müslümanlar  2050 yılında Hristiyanların sayısını geçecek. Belki de doğum kontrol kampanyalarının altında yatan gizli gerçek budur.

 

  Türkiye nüfus büyüklüğünde dünya sıralamasında 19. sırada bulunuyor. Türkiye’deki yerleşik vatandaşların sayısı 215 ülke arasında, 83 milyon 384 bin kişiyle 19.sırada. Bu sayı dünya nüfusunun yüzde 1.1’ine tekabül etmektedir. Tesadüf mü yoksa bilimsel bir gerçeği var mı bilmiyorum ama Türkiye ekonomik büyüklük bakımından da dünyada 19. sırada yer almaktadır. Yıllık ortalama 800 milyar dolar GSMH ile aynı dünya nüfusundan aldığı (yüzde1.1) pay oranında olduğu gibi, yıllık 70-75 trilyon dolarlık dünya ekonomisinden de yaklaşık benzer bir oran almaktadır.

 

  Dünya nüfus sıralamasında Çin; 1 milyar 440 milyon kişiyle başı çekerken, ikinci sırada 1 milyar 380 milyon kişiyle Hindistan gelmektedir. Üçüncü sırada ise 331 milyon kişiyle ABD bulunmaktadır.

 

  Sayılara bakınca nüfus ile ekonomik askeri güç arasında sanki bir bağ varmış gibi görünmektedir. Ancak bu tabii; ülkelere tek tek detaylı ve yakından bakıldığında her zaman böyle değildir.            

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.