'Propagandayla zehirlenmedikleri sürece; kitleler asla savaş düşkünü değildir'
Savaş dendiğinde hemen herkes sıcak savaş anlar. Oysa savaşlar dünya sahnesinden hiç silinmemiştir. İnsan sürekli savaş halindedir. Silahlı savaşlar dışında da savaş hep sürer…Ama günümüzde artık bir sıcak dünya savaşının beklentisi içindedir insanlık. Adı oldukça ürkütücü olan 3. dünya savaşı. 3. dünya savaşı, kitle imha silahlarının kullanıldığı topyekün bir savaşı ifade eder ki korkunçluğu da zaten buradan gelir. Bunda ünlü fizikçi Albert Einstein’in “ 3. dünya savaşında hangi silahların kullanılacağını bilmiyorum ama 4. dünya savaşında taş ve sopalar olacağını biliyorum” sözleri 3. dünya savaşının yıkıcı etkisini anlatması bakımından çok çarpıcıdır.
Atom bombasını geliştirilmesinde rol alan Einstein, nükleer silahların ne kadar tehlikeli olduğunun gayet farkındaydı. Bir başka görüşe göre de dünyada eğer 3. dünya savaşı çıkmamışsa bunda nükleer silahların caydırıcı etkisi vardır. Bir taraftan dünyayı birkaç kez yıkıma götürecek güçte atom silahları, diğer taraftan onların varlığı ile önlenen büyük bir savaş. Bu aynı zamanda çok yaman bir çelişkiye de işaret ediyor.
Dünyada sular iyice ısındı. Birçok insan 3.dünya savaşının çıkmasının an meselesi olduğuna inanıyor. Askeri ve siyasi alandaki mevzilenmeler hız kazanmış durumda. Kapitalizm krizlerden çıkmak için hep irili ufaklı savaşları kullanmıştır. Bugün dünya yine büyük bir kriz içindedir. Kimse kaybedeceği bir savaşa girmek istemez. Savaşların nerelere uzanacağını da kimse kestirmez. Fakat bir dünya savaşı başka bir şey. Öyle ki kimsenin karlı çıkamayacağı bir süreçtir, bu seferki dünya savaşı. Çünkü bu kez nükleer silahlar devrededir.
Belki savaşa tam girişmeden ‘küçük gövde gösterileri ve blöflerle’ istediğimi alırım düşüncesi de vardır askeri çevrelerde. Ve belki bu düşünce bugüne değin iyi de işlemiştir. Fakat ilanihaye yürüyeceğinin garantisini vermek mümkün değildir. 1. dünya savaşı örneğin aslında hiç kimse istemedi ama birbirlerini kışkırtarak adım adım savaşa girildi.
Acaba Hitler bir dünya savaşı istemiş miydi? Stalin ile Polonya paylaşıldıktan sonra durmak niyetindeydi. İngiltere ve Fransa’nın savaşa gireceğini beklemiyordu belki de. Büyük savaşlar başlamadan evvel hep beklenmedik durumlar gelişir. Önemsiz küçük kıvılcımlar, büyük yıkımlara neden olur.
Günümüzde ihtiyatlı bir iyimserlik var. Yeni nesil silahların yıkıcı etkisi ve bugüne değin caydırıcı rolü ‘3.dünya savaşına asla müsaade edilmez’ fikrini güçlendirmektedir ama nereye kadar? Ya bir şeyler kontrol dışına çıkarsa veya istenmedik, hesap edilemeyen durumlar gelişirse, ihmal, kötü niyet veya terör saldırısı gibi öngörülemeyen olaylar çıkarsa, bölgesel küçük çaplı savaşlar yayılırsa? Bunlar belki de bugüne değin çıkmaz denilen dünya savaşının fitilini ateşlemeye yetecektir.
Dünya sanki büyük bir savaş öncesi stresi yaşıyor. Pahalılık, borçlanma, kuraklık, işsizlik, gelir adaletsizliği, terör saldırıları, çevre felaketleri, tedarik zincirindeki kopmalar, kıtlık gibi can yakıcı etkiler, üst üste ve nerede duracağı kestirilemeyen bir sürece doğru ilerliyor. Gerginlik sokaktaki vatandaştan, en tepedeki yöneticilere, askeri –sivil idarecilere kadar kendini iyice belli ediyor. Sanki savaşsız bir çıkış yolu günden güne zayıflıyor. ‘Ne olacaksa bir an evvele olsun bitsin’ duygusu hakim hale geliyor.
Kimilerine göreyse dünya savaşı çoktan başladı. Onlar diyor ki “ savaş çıkacak diye beklemeyin zira zaten savaşın ortasındayız”. Topraklarınız, şirketleriniz, fabrikalarınız yabancıların eline geçtiğinde savaşı kaybettiniz demektir. Borçlanmayla geleceğinizi ipotek altına verdiyseniz kaybedilmiş bir savaş içindesiniz. Satın almalar ile ülkeler dahi elden çıkıyor. Fakat gözü dönmüş oburlara bu kadarı da yetmiyor. Daha büyük iştahla daha fazlasını istiyorlar. Dünya hakimiyetini sıcak savaşsız kazanmanın imkansız olduğunu iddia ediyor kimileri de. Hoş, savaşla tükenmiş bir dünyanın hakimi olsanız ne yazar.