Dünyada birçok kentte, kent içindeki köprülere önem verilmiştir.
Süslenmiş, ışıklandırılmış, boyanmış hatta bazen heykeller konmuştur.
Kentin tanıtımında bu köprüleri broşürlerde, kartpostallarda görürüz.
Dünyada bununla ilgili sayısız örnek verebiliriz.
Ülkemizde de yalnız Eskişehir’deki köprülere bakmak yeterlidir; her biri adeta bir sanat eseri şekline sokulmuştur.
Şimdi de Mersin’e bir bakalım:
Kentin ortasından geçen yalnızca bir tane akarsuyumuz var; Müftü Deresi.
Müftü Deresi’nin üzerinde yalnızca 3 köprü var. Bunlardan da yalnızca ikisi kent merkezine yakın ve daha çok görülebilir konumda.
Aslında ben de köprüler konusunu hiç düşünmemiştim. Tesadüfen birçok STK içinde çalışmalar yapan, kentimize duyarlılığı olan Turhan Haşimoğlu dostumla yaptığım bir sohbette köprüler konusundan söz etti.
Konuyu yakından incelemişler, hatta önerileri de var.
Mezitli Deresi üzerinde sahilde ki Babil Asma Köprüsü’nü hatırladım.
Mezitli Belediye Başkanı önerimi dikkate almış ve köprü ışıklandırılıp süslenmişti.
Şimdi akşamları Mezitli’ye ayrı bir güzellik katıyor.
Bazı yerel hizmetler çok küçük harcamalarla kente güzellik verir, hemşerilerimizin de bundan mutlu olmaları sağlanabilir.
Pekala yukarı da sözünü ettiğim dostumun ilgili olduğu bir STK ile Kent Konseyi işbirliği yapar ve Belediyemizin desteği ile en azında kent merkezinde kalan iki köprümüz kentimize kazandırılan bir güzellik olarak değerlendirilebilir.
Böylesi dokunuşlar, hemşerilerin estetik duyarlıklarının gelişiminde büyük yarar sağlar. Kaba teknolojinin, yoğun trafiğin ve dizginlenemeyen gürültünün yanında, tanıtım levhaları ve bilbordlar yüzünden adeta tam bir görsel karmaşa arzeden kentsel görüntü birazcık olsun onarılmış olur.
HARUN ARSLAN....28. 02. 2022