‘Mutluluk aramakla bulunacak bir şey değildir; onu inşa etmek gerekir’ Cüceloğlu
Geçen yıl kaybettiğimiz prof. Doğan Cüceloğlu, Silifkeli olması hasebiyle Mersinliler tarafından yakından tanınır. 1938 senesinde dünyaya gelen Cüceloğlu, 11çocuklu ailenin son çocuğuydu. 10 yaşında annesini kaybetti. Annesizliğin verdiği türlü güçlüklerle boğuştu. Okumak ve başarılı olmak onun için sıkıntılardan kaçmak, sığınacak başka limanlar aramak demekti. Ancak o dönemler Silifke’de ortaokul sonrası gidilecek okul bulunmamaktaydı. Cüceloğlu çareyi subay olan ağabeyinin yanına gitmekte buldu. Ankara ve Kırklareli’nde okudu ve liseyi Kırklareli’nde bitirdi.
Öğretmenlerinin de teşvikiyle İstanbul Üniversitesi psikoloji bölümünden mezun oldu. ABD’de Illinois Üniversitesinde doktora yaptı. Psikolog akademisyendi. Kişisel gelişim kitapları, videoları ve tv programları ile ünlenmiştir. Onlarca kitaba imza atmıştır. Onun ‘İnsan ve Davranışı’ adlı kitabı bende olumlu izlenimler bırakmıştır. ‘İçimizdeki Çocuk’- ‘Savaşçı’- İnsan İnsana’- ‘Var mısın’ adlı kitapları en çok bilinen eserleridir.
Doğan Cüceloğlu sempatik, babacan tavırlı, samimiyetini karşıdakine aktarabilen, mesleğinde zirve yapmış bir doktordu. Tv programları ilgi görüyordu. Kendine mahsus yöreselliğe kaçan şivesi onu hayli sempatik kılıyordu. Sorunları halkın anlayacağı sadelikte aktarması, izleyici kitlesini ve tanınırlığını epey arttırmıştır.
Eserlerinin kitleler üzerinde bıraktığı olumlu etki için oğlu Timur Cüceloğlu; “ Babamın mirası kitapları ve fikirleridir. Bu fikirler okuyucularına, meslektaşlarına, çocuklarına ve gelecek nesillere neşeli ve öğretici biçimde yansıyacaktır” demiştir. Zira o sürekli pozitif ve neşeliydi. Bunun nedeni sıkıntılı çocukluk yaşamında gizli olabilir mi?
Ölümünün birinci yılında eşi ve asistanları Doğan Cüceloğlu’nu anlattı. Hepsinin ortak kanısı, hocanın çok bilge bir insan olmasıdır. Sevenleri, onun girdiği her ortama ‘tılsım saçtığını’ belirtiyorlar. Uzun yıllar ABD’de yaşayan ve çalışan Cüceloğlu, 1996 yılında yurda döndü. Hacettepe ve Boğaziçi Üniversitelerinde çalıştı.
Yazılarımda yurtdışı deneyiminin önemine çok vurgu yaparım. Zira yurtdışı deneyimi, insanların ufkunu açar ve geldikleri ülkelerle alakalı daha nesnel değerlendirmeler yapar insanlar. Tabii bu bilim insanlarında bi tık daha yüksektir. Bilim insanlarının eğitimleri gereği üst seviyede mukayese ve farkındalık geliştirdiklerini düşünüyorum. Bu bağlamda Oktay Sinanoğlu, Gazi Yaşargil ve Aziz Sancar gibi değerli isimleri anmamak olmaz.
Bilhassa bilim insanlarının içinden çıktıkları topluma borçlu olduklarını düşünüyorum. Yurtdışı deneyimlerini ülkelerindeki insanlara aktarmaları oldukça önemlidir. Orada gördükleri, öğrendikleri metotları burada uygulamaları ve öğrenciler yetiştirmeleri, Türkiye’nin gelişimi bakımından gereklidir. Batı’nın ulaştığı modern teknikleri, Türk toplumunun özellikleriyle kaynaştırarak sunmak birçok bilim insanımıza mahsus bir durumdur ki Doğan Cüceloğlu da benzer bir yol yürümüştür diye düşünüyorum.
1990 yıllarından itibaren Türk insanının duygu, düşünce ve davranışlarını bilimsel psikoloji kavramlarıyla inceleyen Türkçe kitaplar yayımlayan Cüceloğlu, bu alanda büyük bir boşluğu doldurmuştur. Kişisel gelişim konusunun öncüllerindendir. Psikolojiyi sevdiren, medyatikliği sayesinde ve iletişimi verimli kullanması nedeniyle ülke gündemine taşıyan isimdir.
Üniversite hayatı dışında, yıllarca seminerler, konferanslar ve atölye çalışmaları yürütmüştür. Hatırası, İstanbul Küçükçekmece Fen Lisesine adı verilerek yaşatılmak istenmiştir.