Seher yeli çık dağlara
Güneş topla benim için
Livaneli’nin 1999 yılında çıkan ‘Unutulmayanlar’ albümünde yer almıştı. ‘Güneş topla benim için’ başlıklı şarkı. Güneş toplamak, ne kadar ferahlık veren, umut vaat eden bir söz. Dağı, taşı, denizleri, ovaları güneş olan Türkiye’den bahsediyoruz. Çık dışarı topla güneşini tüm dertlere derman olsun. Isın onunla, yemek pişir, banyo yap, aydınlan!...Keşke öyle olsaydı ama ne yazık ki tam öyle değil.
Hani, su için derler ya ‘su akar Türk bakar’ diye. Bu enerji pahalılığında, el yakan faturalar devrinde. ‘Güneş çıkar Türk bakar’ demek geçiyor içimden. Her tarafı güneş dolu bir ülkede yaşıyoruz. Güneşi bol, ender ülkelerden biriyiz ama onu yeterince değerlendiremiyoruz. Güneş, en büyük enerji kaynağımızdır. Yer yüzeyine düşen bir saatlik güneş ışını, dünyanın bir yıllık toplam enerji ihtiyacını karşılayacak büyüklüktedir.
Örneğin Almanya, bize göre güneş fakiri olmasına rağmen, güneş enerjisinden bizden daha fazla yararlanmaktadır. Güneş paneli üretim teknolojisinde de Almanya ilklerin sahibidir. Türkiye bu enerji darboğazını ancak güneş enerjisini devreye soktukça aşabilir. Türkiye bu konuda planlı, programlı gitmelidir. Hızla güneş enerji santrallerinin (GES) kurulumuna gidilmelidir. GES’ler aynı zamanda güneş toplayan tarlalardır.
Güneş enerji santralleri derken, santrali ithal ürünlerle kurarsanız olmaz. Özellikle yüksek verimli güneş panelleri üretmekte yarar var. Şahıslara da ev, site ayarında güneş enerji sistemleri kurdurmak gerekir. Devlet, başka ülkelerde olduğu gibi üretim fazlası enerjiye alım garantisi vermelidir ki vatandaş hem kendi enerjisini üretsin hem de teşvik amaçlı gelir elde etme şansı yakalasın.
Ülkemiz, yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım teşvikleri vermektedir. Türkiye’nin 2021-2026 döneminde bu alanda, Avrupa’da 5. dünya genelinde 12. sıraya oturması beklenmektedir. Her bir güneş paneli 50 ağaç kadar, karbon emisyonunu azaltıyor. Bugünkü yazımda sizlere beni hayli umutlandıran örnek bir girişimcilikten söz etmek istiyorum.
Muş ilimizde üç girişimci 20 dönümlük araziye güneş enerji santrali kurdu. Santralde üretilen elektrik, Korkut ilçesinin elektrik ihtiyacının dörtte birini karşılıyor. Çiftçilikle uğraşan üç kafadar, tarıma elverişsiz 20 dönümlük araziye kendi imkanlarıyla 7.5 milyon liraya 3 bin adet panelden oluşan santral kurarak ekonomiye katkı sağladı. Girişimciler, yatırımlarını genişleterek başka boş arazilere de paneller yerleştirerek, ilçe elektriğinin yarısını üretmek istiyor.
Haber oldukça umut verici. İç ısıtan türden. Haberin önemi küçük yatırımcıların da çevreci enerji üretiminin farkına varmış olmasında. Tabii bu, küçük ölçeklerde ev ve site çapında üretimlere de örnek teşkil etmektedir. Orta ölçekli bu GES yatırımından sonra şimdide bu yılın Aralık ayında hizmete girecek olan Avrupa’nın en büyük GES yatırımından bahsedeceğim.
Konya Karapınar’da kurulan santral, iki milyon kişinin elektriğini sağlayacak. GES’i kuran şirket, geleceğin güneş enerjisinde yattığına inanarak, 1991 yılında güneş enerji sektörüne yatırım yaptı. İşe önce panel üretimiyle başlayarak doğru bir adım attı. Şirket, dünya standartlarında ileri teknoloji güneş panelleri üretiyor. Şirket, panellerin üretimini yüzde 85 yerlilik oranıyla yapıyor. Çalışan mühendislerin de yüzde 95’i Türklerden oluşuyor. Fabrika, ar-ge merkezinde de 100 Türk bilim insanı görev yapmaktadır. Şirket kendi ürettiği panellerle tarıma elverişsiz bir alanda -20 milyon metre kareye- 3.5 milyon adet panel kullanarak üretime başlamış bulunmakla beraber, GES tamamıyla Aralık ayında, Avrupa’nın en büyüğü olarak faaliyete geçecektir.
Şirketin yenilenebilir enerji alanındaki diğer bir hedefi de Türkiye’de yüzde 65 yerlilik oranıyla rüzgar enerji türbinleri üretmektir. Halihazırda rüzgar türbini üretimi bulunmayan Türkiye, böylelikle bir eşik daha atlamış olacaktır.
Hayatın kaynağı güneşten iç ısıtan bilgiler bunlar. Şimdi şarkıyı yeniden ve neşeyle bir kez daha dinleme zamanı: “Seher yeli çık dağlara- Güneş topla benim için- Haber ilet dört diyara canım- Güneş topla benim için- Umutların arasından- Kirpiklerin karasından- Döşte bıçak yarasından canım- Güneş topla benim için….”