Bekir Zorba
Köşe Yazarı
Bekir Zorba
 

Operasyon Sinyali

‘Uluslar arası arenada gübrene göre bostan ekersin’   Cumhurbaşkanı Erdoğan çarşamba günkü parti grup toplantısında Suriye’nin kuzeyine yönelik yeni bir operasyon sinyali verdi. Devletler, büyük çaplı ve topyekün bir savaşa girişmediklerinde bu türden müdahalelere, savaş yerine operasyon adını verirler ki Rusya da Ukrayna müdahalesine operasyon demektedir.   Türkiye öteden beri kendi sınır hattı boyunca 30 km’lik bir derinlikte ‘güvenlik şeridi’ oluşturmak istiyor. Ancak bu istek komşularımız(!) ABD ve Rusya tarafından bugüne değin kabul görmedi. Türkiye isteğini son Suriye operasyonu olan Barış Pınarı harekatıyla 2019 senesinde gerçekleştirmek istedi. Harekatta hedef, Ayn El Arap’tan Kamışlı’ya kadar uzanan kısmı kapsıyordu ancak ABD ve Rusya’nın baskıları sonucu istenilen aşamaya gelemeden, sadece belli yerler alınarak sonlandırıldı.   Son zamanlarda Suriye kuzeyinde bulunan Türk birliklerine yapılan saldırılar arttı. Şehitler verildi. Türkiye her seferinde uluslar arası camianın dikkatini bu saldırılara çekmek istediyse de hiçbir zaman yeterli destek bulamadı. Saldırıların yoğunlaştığı Tel Rıfat ve Münbiç bölgeleridir ve buralar Rusya’nın denetimindedir. Öyle anlaşılıyor ki operasyon öncelikle bu iki bölgeye yönelik olacaktır ve duruma göre ileri safhalarına bakılacaktır.   Türkiye oluşturacağı yeni güvenli bölgelere ülkede bulunan sığınmacıları yerleştirmeyi düşünüyor. Bu bağlamda Türkiye, ilk etapta 10 kasaba ve 140 köy oluşturarak, ülkemizdeki 1 milyon Suriyeliyi buralara getirmeyi planlıyor. Türkiye ağırlıkla İdlib ve diğer bölgelerde yapımına başlanan 100 bin adet briket evler projesini de yürütüyor. Bugüne değin 57 bin adetinin inşaatı tamamlanmış durumdadır.   Elbette bu türden projelerin gerçekleşmesi uluslar arası desteklerle daha hızlı ve ülkeye az maliyetli biçimde gerçekleşir. Ama gel gör ki bu alanda da Türkiye yalnızlığa mahkum edilmiş uluslar arası camiadan gereken destekleri alamamıştır. Türkiye bir taraftan ağır bir pahalılık ve ekonomik kriz altında bunalırken, diğer taraftan hem ülkedeki sığınmacıların giderleri, hem Suriye’deki harcamalarla ve şimdide yeni bir operasyonun maliyeti ile karşı karşıyadır.   Türk milleti son yılların en ağır ekonomik sıkıntılarını çekerken, Suriye meselesinin açtığı ilave ekonomik yükleri de sırtlanmak durumundadır ki bu durum çok tepki çekmektedir. Diğer taraftan Türkiye kendine tehlike gördüğü engelleri de her ne pahasına olursa olsun bertaraf etmek durumundadır. Türk milleti vatanını tehlike altında gördüğünde hiçbir fedakarlıktan kaçınmaz.     Eğer Suriye’ye yönelik yeni bir operasyon yapılacaksa, bu günlerde tam zamanıdır. Zira Rusya, elinde tuttuğu bazı bölgelerden çekilmek istemektedir. Rusya’nın planları arasında Suriye’den Ukrayna’ya asker kaydırmak da vardır. Hazır Rusya, Ukrayna ve diğer dertleriyle uğraşırken, Türkiye’nin olası harekatına çok karşı duramayacaktır. Öte yandan ABD ile de Finlandiya ve İsveç’in NATO üyelikleri nedeniyle pazarlıklar yapıldığını sanıyorum. NATO üyelikleri ve Ukrayna krizi dolayısıyla ABD, Türkiye’yi Suriye’de doğrudan karşısına almaktan çekinecektir.   Kaldı ki ülkeler arasında ebedi dostluklar, düşmanlıklar bulunmaz. Her ülke kendine en uygun zamanda gerekli adımları atmaktan çekinmez. Türkiye eğer böyle bir fırsat yakalamış ise bunu değerlendirmek, bazı pazarlıklar da yapmak durumundadır. Diploması sadece masabaşı görüşmelerle yapılmaz. Askeri güç kullanımı da bir diplomatik yöntemdir ve her ülke kendi menfaatine uygun adımlar atar.   Geçmişte yapılan hatalara çok fazla takılmadan, günümüz gerçekliğiyle yüzleşmek gerekiyor. Öyle anlaşılıyor ki Türkiye, Suriye’de konjonktürel imkanlardan yararlanarak, gücü nispetinde isteklerinin peşinden gidiyor.         
Ekleme Tarihi: 02 Haziran 2022 - Perşembe

Operasyon Sinyali

‘Uluslar arası arenada gübrene göre bostan ekersin’

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan çarşamba günkü parti grup toplantısında Suriye’nin kuzeyine yönelik yeni bir operasyon sinyali verdi. Devletler, büyük çaplı ve topyekün bir savaşa girişmediklerinde bu türden müdahalelere, savaş yerine operasyon adını verirler ki Rusya da Ukrayna müdahalesine operasyon demektedir.

  Türkiye öteden beri kendi sınır hattı boyunca 30 km’lik bir derinlikte ‘güvenlik şeridi’ oluşturmak istiyor. Ancak bu istek komşularımız(!) ABD ve Rusya tarafından bugüne değin kabul görmedi. Türkiye isteğini son Suriye operasyonu olan Barış Pınarı harekatıyla 2019 senesinde gerçekleştirmek istedi. Harekatta hedef, Ayn El Arap’tan Kamışlı’ya kadar uzanan kısmı kapsıyordu ancak ABD ve Rusya’nın baskıları sonucu istenilen aşamaya gelemeden, sadece belli yerler alınarak sonlandırıldı.

  Son zamanlarda Suriye kuzeyinde bulunan Türk birliklerine yapılan saldırılar arttı. Şehitler verildi. Türkiye her seferinde uluslar arası camianın dikkatini bu saldırılara çekmek istediyse de hiçbir zaman yeterli destek bulamadı. Saldırıların yoğunlaştığı Tel Rıfat ve Münbiç bölgeleridir ve buralar Rusya’nın denetimindedir. Öyle anlaşılıyor ki operasyon öncelikle bu iki bölgeye yönelik olacaktır ve duruma göre ileri safhalarına bakılacaktır.

  Türkiye oluşturacağı yeni güvenli bölgelere ülkede bulunan sığınmacıları yerleştirmeyi düşünüyor. Bu bağlamda Türkiye, ilk etapta 10 kasaba ve 140 köy oluşturarak, ülkemizdeki 1 milyon Suriyeliyi buralara getirmeyi planlıyor. Türkiye ağırlıkla İdlib ve diğer bölgelerde yapımına başlanan 100 bin adet briket evler projesini de yürütüyor. Bugüne değin 57 bin adetinin inşaatı tamamlanmış durumdadır.

  Elbette bu türden projelerin gerçekleşmesi uluslar arası desteklerle daha hızlı ve ülkeye az maliyetli biçimde gerçekleşir. Ama gel gör ki bu alanda da Türkiye yalnızlığa mahkum edilmiş uluslar arası camiadan gereken destekleri alamamıştır. Türkiye bir taraftan ağır bir pahalılık ve ekonomik kriz altında bunalırken, diğer taraftan hem ülkedeki sığınmacıların giderleri, hem Suriye’deki harcamalarla ve şimdide yeni bir operasyonun maliyeti ile karşı karşıyadır.

  Türk milleti son yılların en ağır ekonomik sıkıntılarını çekerken, Suriye meselesinin açtığı ilave ekonomik yükleri de sırtlanmak durumundadır ki bu durum çok tepki çekmektedir. Diğer taraftan Türkiye kendine tehlike gördüğü engelleri de her ne pahasına olursa olsun bertaraf etmek durumundadır. Türk milleti vatanını tehlike altında gördüğünde hiçbir fedakarlıktan kaçınmaz.  

  Eğer Suriye’ye yönelik yeni bir operasyon yapılacaksa, bu günlerde tam zamanıdır. Zira Rusya, elinde tuttuğu bazı bölgelerden çekilmek istemektedir. Rusya’nın planları arasında Suriye’den Ukrayna’ya asker kaydırmak da vardır. Hazır Rusya, Ukrayna ve diğer dertleriyle uğraşırken, Türkiye’nin olası harekatına çok karşı duramayacaktır. Öte yandan ABD ile de Finlandiya ve İsveç’in NATO üyelikleri nedeniyle pazarlıklar yapıldığını sanıyorum. NATO üyelikleri ve Ukrayna krizi dolayısıyla ABD, Türkiye’yi Suriye’de doğrudan karşısına almaktan çekinecektir.

  Kaldı ki ülkeler arasında ebedi dostluklar, düşmanlıklar bulunmaz. Her ülke kendine en uygun zamanda gerekli adımları atmaktan çekinmez. Türkiye eğer böyle bir fırsat yakalamış ise bunu değerlendirmek, bazı pazarlıklar da yapmak durumundadır. Diploması sadece masabaşı görüşmelerle yapılmaz. Askeri güç kullanımı da bir diplomatik yöntemdir ve her ülke kendi menfaatine uygun adımlar atar.

  Geçmişte yapılan hatalara çok fazla takılmadan, günümüz gerçekliğiyle yüzleşmek gerekiyor. Öyle anlaşılıyor ki Türkiye, Suriye’de konjonktürel imkanlardan yararlanarak, gücü nispetinde isteklerinin peşinden gidiyor.    

    

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve inovatifhaber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.