Her yeni Vali gelişinde bitmeyen hoş geldin ziyaretleri sürer, Valilerimizin kendi çalışmalarını aksatır, kenti tanımalarını geciktirirdi.
Yeni Valimizin gelişinde bu kez bu ziyaretler her seferkinden çok daha fazla olmaya başladı.
Kendileri son derece hoşgörülü, samimi ve dost canlısı bir kişi olduğundan, göreve başladığı ilk günden itibaren kimseyi kırmamak için “hoş geldin” ziyaretlerini geri çevirmiyordu.
O günlerde “Yeni Mersin Valisi ve Gecikecek Hizmet Fırsatı” başlıklı köşe yazısını, Valimize gelen ziyaretlerin biraz azalmasına katkısı olur diye yazmıştım.
Aralıksız süren ve klasik, “bitmeyen hoş geldin ziyaretleri” üzerine yeniden “Bitmeyen Vali Ziyaretleri” başlıklı bir yazı daha yazdım.
Bir karşılaşmamızda yazdığım yazılar üzerine hoş geldin ziyaretlerini kabul ederek hem kenti ve insanlarını tanıdığını, hem de yapması gereken görevleri aksatmadığını ve geciktirmediğini bana ayrıntılı olarak anlattılar.
Aslında Valimizin çalışma hızını, göreve başladığı ilk günkü yaptığı ziyaretlerden ve bulunduğu incelemelerden anlamış olmamız gerekirdi.
Valimiz, kentin alışık olmadığı bir hızlı tempoda çalışıyor. Kısa zamanda kenti tanıdığını ve yapılması gerekeni de aksatmadığını gözlemledik.
Bunun dışında Valimiz spor müsabakalarını, konserleri, resim sergilerini ziyaret ederek sanata ne kadar ilgili olduğunu ve destek verdiğini gösterdi.
Geçtiğimiz hafta katıldığı Mersin Devlet Klasik Türk Müziği Konserinde koroya iştirak etmesi ve samimi konuşması seyirciler arasında büyük sempati kazandı.
Konser salonu ile birkaç metre uzaklıkta, hatta neredeyse yan yana olan Vali Konağına konser bitiminde Valimizin gitmesi tam 35 dakika sürdü. Vatandaşlarımızla sohbet etti.
Her isteyen kişi ile fotoğraf çektirdi.
Çıkışta bir vatandaşın “işte biz böyle bir Vali istiyoruz” sözleri her şeyi özetliyordu.
Ayrıca göreve başladığı kısa dönemde Mersin’de Türkiye Cumhurbaşkanı, Kuzey Kıbrıs Cumhurbaşkanı, birçok bakan, bakan yardımcıları ve bazı resmi görevlilerinin geldiğini, bunlar için de Valimizin önemli zaman ayırdığını biliyoruz.
* * *
Biraz da, Valimizin Mersin’e geldiği dönemin durumuna, başka bir söyleyişle, kentteki hizmet açığı sayılabilecek şartlara bir bakalım:
*12 yıldır süren Havalimanı’nın (neden? ) tamamlanamadığı;
*Antalya sahil yolunun yıllardır bitirilemediği;
*Hızlı trenin Mersin’e gelmediği;
*Serbest Bölgenin yeterli şekilde çalışmadığı;
*Limanın büyütülemediği;
*Yeni organize sanayi bölgelerinin kurulamadığ;
*Kentin 30 bin turiste mahkum edildiği …
bir Mersin’de yaşıyoruz. Nedenlerini hiç tartışmadan, nesnel olarak tespit edilen olgular bunlar...
Ama hemen not edilecek bir eksiğimiz var:
*Bu kent, projelerini takip edecek yöneticilere sahip olmadı.
*Özellikle ekonomi ile ilgili STK’ lar bu konuda varlık gösteremediler.
*Mersin kent dinamiklerinden bu konuda liderlik yapacak bir kişi olmadı.
Kısa zamanda kentin sevgisini kazanan Valim, böyle bir liderlik konusunda bize ümit veriyor.
Yukarıda saydığım hizmet açıklarının tümünün giderileceği bir dönemin ışığı görülüyor.
Bu ümidimizin ve beklentimizin sağlam bir nedeni var;
Valimizin,yalnızca eski görev yeri Şırnak ile ilgili hazırladığı sadece 30 saniyelik
“Önce Ses Değişir....Sonra Renk Gelir....Huzur Gelir” başlıklı inanılmaz kamu spotu bize çok önemli olumlu, ümit verici bir mesaj veriyor.
Bu dönemde “Önce Havalimanı gelir......Sonra Denizi Fark ederiz.... Mersin Zenginleşir”
Her zaman Mersin’i anlatan şu cümleyi tekrar etmek istiyorum:
Mersin denizi, eşsiz koyları, ormanları, verimli tarım alanları, zengin doğal güzellikleri, arkeolojik alanları, ırmakları, krater gölleri, serbest bölgesi, organize sanayi bölgeleri, limanı, demir yolları, yat limanları ile dünyanın en önemli bir noktasında bir hazinenin üzerinde.
Umarım bunu artık fark ederiz.
Sosyo-kültürel, ekonomik, politik, etnik ve demografik açıdan çözüm bekleyen sorunlar yanında, özel kriminal fay hatlarıyla örülü Mersin’de Vali olarak görev yapmanın çok özel bir donanımı ön-gerektirdiğinin, atamaların da zaten bu iradeyle yapıldığının bilincindeyiz.
Şimdi bunun daha da ötesinde Mersin alışık olmadığı yeni bir Vali resmi ile karşı karşıya. Kolayca ulaşılıp konuşulabilen, güler yüzlü, samimi, hoşgörülü, alışılmadık bir Vali portresi çiziyorlar.
Kendileri hizmet iradeleri, donanımları ve Mersin için duydukları heyecanla hem kent içindeki kurum ve kuruluşların organize bir güç oluşturmaları, hem de merkezî idareyle yerel dinamikler arasında hizmet odaklı, sıcak ve üretken bir sürecin başlatılması hususunda çok özel bir dönemi müjdeliyorlar.
Sosyo-ekonomik, kültürel, etnik ve coğrafi konum açısından olduğu kadar, tarihsel açıdan da özel ve model bir kent olan Mersin, özellikle küresel konjonktürün ( Avrupa’daki gıda krizi, Rusya-Ukrayna Savaşının yol açtığı ambargoların aşılması ihtiyacı, Doğu Akdeniz’deki yeni enerji koridoru vb.) Mersin limanı üzerinden kentimize sağladığı büyük ve tarihî imkânlar, her türlü gündelik politikanın ötesinde bir gelecek vaat etmektedir.
Bu geleceğin doğru kavranması, kısa vadeli ve geçici kısır faydaların değil uzun vadeli ve kalıcı rollerin yerleşmesi açısından çağdaş bir hizmet anlayışının hayata geçmesi gerekiyor. Bu nedenle, kentteki aktörlerin dar görüşlü taşra zihniyetiyle değil, müthiş gelişmelere aday bir model metropol aklıyla konumlanmalı zorunludur.
Bu bağlamda Valimizin varlığı çok büyük şanstır; kendileri kent için tam da böyle zamanlarda gerek duyulan bir vizyonla, Mersin’in geleceğine dönük her hamleye büyük güç verecektir.
Yeter ki kent dinamikleri ve diğer yerel odaklar kısır politik hesapları aşan bir küresel kavrayışla, bu süreçte Mersin’e hizmetin çok özel şartlarını okuyarak pozisyon alsınlar ve güçlerini bu kentin geleceğinin inşâsı için birleştirsinler.
HARUN ARSLAN.....31 Ekim 2022