Çok uzun zamandır yakından tanıdığınız bir kişinin eğitimini tamamlamasını, özellikle müzik alanında başarısını,  sonra da farklı bir sanat dalında dikkate değer bir çalışma yapmasını izlemek gurur vericidir. Sözünü ettiğim kıymetli insan, uzun yıllardır tanıdığım ve özellikle de sanatsal yönünü hep takdir ettiğim Banu Tokdemir. Banu Tokdemir, “Devlet Konservatuvarı Nefesli Çalgılar Ana Sanat Dalı Fagot Bölümü” mezunu. Müzikten sonra resim sanatına ilgi duyarak Mini Paint -2 Ulusal Karma Resim Sergisi’ne katıldı. Bu sergide gösterilen ilgiden sonra daha fazla resim çalışmalarına önem verdi. Geçtiğimiz hafta da ilk kişisel sergisini Mersinlilerle paylaştı.   Sanatsal yeteneği olan kişilerin, asıl alanları yanında, farklı sanat dallarında da başarılı olmaları pek sıkça rastlanan bir olgu değil; elbette 2. bir sanata ilgi düzeyinde kalan örnekler vardır; ama birden fazla alanda aynı başarıyla dikkat çeken sanatçılara ayrı bir dikkatle bakmak gerekir.    Banu Tokdemir, asıl alanı olan ve lisans eğitimi aldığı müzik yanında, resim disiplininde de özenle izlenmesi gerekli bir başarıyla yol alıyor. Geçen hafta açtığı ilk kişisel sergisi, biçimlemedeki özgünlüğü yanında renk ilişkilerindeki cesur tercihleriyle ulaştığı bütünlüğüyle hepimizi heyecanlandırdı. Dolayısıyla, artık onu, müzisyenliği yanında,  bir ressam olarak da merakla ve takdirle izleyeceğiz.   *               *          *   “Banu Tokdemir” resmi, özellikle de ilk kişisel sergisi için çok güçlü bir çıkış oldu. Onu şimdiden Mersin’in Türk resmine bir armağan olarak selamlamamız gerekiyor. Bunun poetik olarak yorumu için birkaç cümle etmem gerekiyor. Kısaca şu plastik başarıları not etmekle yetiniyorum: Banu Tokdemir, geleneksel çizim ve perspektif kurallarına bilinçli bir karşı çıkışı esas alıyor; iki boyuta indirgenmiş  ve yalın çizgilerle tuvalin izleyene en yakın planına yerleşen fantastik imgeler, parlak renklerin lirik akışına teslim ediliyor. Saf duyarlığın dışavurumu dolayında basitleştirilmiş çizgiler, ifadeyi yüklenen cesur renk kullanımıyla desteklenmiş. Popüler-masalsı figürasyondaki içtenliği, olanca sahiciliğiyle izleyiciye taşıyan bu resimler, pop-Art  stilizasyonuyla da modern resmin güçlü bir mirasını başarıyla izliyor. Grafik yalınlığıyla biçimlenen imgeler, taşkın duyumsallığıyla izleyene hemen teslim oluyor ve simetrik bir duyuşa neden oluyor. Rengin fovistleri çağrıştıran bir tercihle kullanımı, onu renkçi bir ressam olarak işaretliyor. Banu Tokdemir’in müzikle olan bağı, bu lirik betimlemeleri besleyen bir fon halinde tuvalde yerini alıyor ve inanıyorum ki, bu resimlerdeki saf içtenlik ve fovist renk atakları ve kadınca duyarlıklarla yüklü plastik imgeleriyle bize kıymetli bir gelecek vaat ediyor.      *           *         * Banu Tokdemir’i dikkatle izlenmesi gerekli bir ressam olarak kutluyorum; başarılarının devamını diliyorum. HARUN ARSLAN….12 Haziran 2023