1989′ da inanılmaz başarıya imza atan SHP, ülkenin başta İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Antalya, Gaziantep, Mersin, Kocaeli, Kayseri gibi büyük illeri olmak üzere tam 39 ilin belediye başkanlıklarını kazanırken 1994′ te Gaziantep, Kocaeli dışındaki tüm büyük belediyeleri kaybetti…
1989 seçimlerini değerlendirirken ‘üzerimizden tank geçti’ diyen Özal’ ın tanımladığı travmayı yaşama sırası bu kez SHP’ deydi…
İstanbul, Ankara, Diyarbakır, Kayseri, Konya, Erzurum başta olmak üzere 28 il belediyesi Refah Partisine geçti. ANAP yeniden güç toplayıp Adana, Bursa, Mersin Büyükşehirlerinin yer aldığı 14 il belediye başkanlıklarını aldı. (1984-89 arasında Adana Belediye Başkanı olan Aytaç Durak ve Mersin Belediye Başkanı koltuğunda oturan Okan Merzeci 1994′ te 5 yıllık aranın ardından yeniden belediye başkanı oldular)
SHP’ nin elinde 1989′ da elde ettiği onca belediyeden geriye Gaziantep, Kocaeli (Gaziantep’ te Celal Doğan, Kocaeli’ de Sefa Sirmen) Büyükşehirleri dışında dişe dokunur hiçbir Belediye kalmadı…
2019 yerel seçimlerinde yeniden İstanbul ve Ankara başta olmak üzere 11 Büyükşehir Belediyesini Kılıçdaroğlu’ nun başında olduğu CHP’ nin kazanması ardından sıcağı sıcağına 2 Nisan 2019 günü kaleme aldığım makaleye, kaygılarımı yansıtan “1989 gibi başladı, 1994 gibi bitmesin” başlığını seçmem boşuna değildi..
Elbette, SHP ile başlayıp ardından bayrağı devrettiği CHP ile süren tam 25 yıllık hasreti sona erdiren bir başarı söz konusuydu…
Ancak o başarıyı sağlayan temel etkenler dikkate alınmaz, hatta sonradan tanık olacağımız gibi yer yer küçümsenmeye kalkılırsa, yaşanması kaçınılmaz benzer bir ‘yıkılışa’ karşı daha zafer sarhoşluğu geçmeden geçmişte olanları anımsatmanın gerekliliğine inanırken aşağıda yeniden yer verdiğim sorulara verilecek yanıtlar oldukça önemliydi:
“İyi de, 5 yılda köprülerin altından hangi sular aktı, 1989′ da ANAP’ ın üzerinden silindir gibi geçen seçmen iradesi 5 yılın sonunda ne oldu da SHP’ yi bir daha iflah olmayacak biçimde yerle bir etti?
“Nasıl oldu da, İstanbul ve Ankara gibi ülkenin her anlamda en önemli iki Metropol Belediyesi bir daha değişmemek üzere Refah (refahın kapatılmasıyla 1999 seçimlerinde Fazilet sürdürecektir misyonu) ve aynı hareketin içinden doğan AK Parti tarafından yönetildi ve seçmen 25 yıl boyunca bir daha SHP/CHP ve bir dönem koalisyonla da olsa iktidar olan DSP’ ye yerel yönetimlerde gün yüzü göstermedi?”
Sorulara yanıt ararken önemli etkenler arasında 1989-94 N. Sözen dönemi İstanbul Büyükşehir Belediyesinde patlak veren İSKİ skandalı ve pek çok belediyede uç vermeye başlayan ve sosyal demokrat anlayış yerine belediyeleri o dönemin ANAP-DYP çizgisine benzer rant odaklı çizgiye savuran gidişatı yadsımamak mümkün değil…
Ancak sorunu bu türden nedenlere dayandırmak altından kalkılması imkânsız hezimeti izah etmekte çok sığ kalır…
Daha da önemlisi, kendisini sol çizgide tanımlayan partilerin seçmenlerini ortak bir aday etrafında birleştirmek yerine bölünmeyi körüklemelerinin 25 yıllık yerel iktidar hasretine yol açan en temel mesele olduğu gerçeğinin üzerini başka hiçbir mazeret, gerekçe örtemez…
Bugün Kılıçdaroğlu öncülüğünde İyi Parti ile geliştirilen birliktelik İstanbul, Ankara BŞ Belediyelerinin kazanılmasında nasıl bir rol oynadıysa, 1989 yerel seçimlerinde Demirel ve İnönü’ nün özverili çabalarıyla oluşturulan DYP ve SHP ittifakı tarihi zaferi getirirken, ardından 1994’ te bu partilerin kendi adaylarını çıkarmaları yetmezmiş gibi CHP ve DSP’ nin SHP ile bir araya gelmeme gafleti 25 yıl sürecek yerel iktidar hasretini yarattı…
1994’ teki akıl tutulmasını 2019 seçimleri ardından ‘bir daha asla’ tekrarlanmaması umuduyla kaleme aldığım makalenin tamamına ilgi duyan https://abdullahayan.wordpress.com/2019/04/25/89-gibi-basladi-94-gibi-bitmesin-2-25-4-2019/ linkten erişebilir…
Yine de çarpıcı bölümlerini genel seçimlerin ardından başta CHP-İyi parti ilişkisi olmak üzere Millet İttifakı’ nı oluşturan partilerdeki dağılmanın nelere mal olacağını yansıtması bakımından paylaşmakta yarar görüyorum:
“1994 yerel seçimlerinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını kazanan Refah adayı Recep Tayyip Erdoğan’ ın oyu 974 bin iken SHP 785, DSP 479 ve CHP 54 bin oy almıştır. Aynı tabandan beslenen üç partinin oy toplamı 1 milyon 318 bindir. Başkanlığı alan RP’ den oran olarak %35 fazla oy almalarına karşın, sayısal gerçeklerden uzak akıl tutulmasıyla 25 yıllık suskunluğa yol açılmıştır.
Ankara’ daki tablo daha da dramatiktir.
5 yıllığına seçildiği Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığını 1993′ te bırakıp SHP’ nin başına geçen Murat Karayalçın’ sız girilen 1994 yerel seçimlerinde Refah Parti adayı Melih Gökçek 394 bin oy ile Başkanlık koltuğuna otururken, SHP 387 bin, DSP 112 ve CHP 30 bin oy almıştır. Üç partinin oy toplamının 529 bin olması bir yana SHP tek başına bile 6 bin 471 oy farkla kaybetmiştir Belediyeyi..
Bugün solun kalesi olarak tanımlanan İzmir’ in bile 1994′ te 13 bin oyla kaybedilmesi aynı parçalanmanın eseridir. Ve 295 bin oy alan DYP adayı Burhan Özfatura’ ya karşı SHP adayı Yüksel Çakmur’ un oyu 282 bindir.”
Türkiye’ de bir araya gelseler de adaylarını yerel iktidara taşıyacak sol taban uzun zamandır artık yok…
CHP’ nin İstanbul ve Ankara’yı koruması için sadece İyi Parti ile yeniden ittifaka girmesi de yetmez, bugüne kadar mahcup ifadelerle destek sağlanan HDP (YSP) ‘ nin de güçlü biçimde irade sergilemesi gerekir….
Üç partinin de kendi içinde yaşanan hesaplaşmalarla kan kaybettiği bugünkü ortamda bunun nasıl sağlanacağı sorusunun kolay bir yanıtı yok aksine çözümü hayli güç denklemler içermekte…
Sadece İstanbul, Ankara değil, Adana ve özellikle de Mersin tıpkı 31 Mart 2019’ da sağlanan birlikteliğe benzer bir ortaklığı oluşturamazsa 31 Mart 2024 seçimlerinde hüsran yaşanması kaçınılmaz…
Önceki yıkımın altından kalkılması 25 yıl sürdü, o gerçeği akıllardan çıkarmadan şimdiden taraflar takkeyi önlerine koymalı…
Daralan zamanı da göz ardı etmeden her kent kendi dinamikleri, reel gerçekleriyle kendi stratejilerini çizmeli…
* https://abdullahayan.wordpress.com/2019/04/25/89-gibi-basladi-94-gibi-bitmesin-2-25-4-2019/