Mersin göçle gelen insanların barış, hoşgörü ve farklılıklara saygı içinde yaşadıkları bir huzur kentidir.
Göçle gelenler, farklı nedenlerle Mersin’de yaşamayı seçmiş herkes bu kentte iyi karşılanmıştır. Bundan da öte, Mersin’in sosyo-ekonomik gelişiminde, bir liman kenti olarak kozmopolit yapıya dayalı sektörel zenginliği de bu yapılanmaya bağlıdır. Mersin’e yerleşen her hemşerimiz, bu kentin kalkınmasında pay sahibidir.
Özetle: Farklı tarihlerde ve farklı nedenlerle bu kentte yaşamayı seçmiş, bu kentte kök salmış, çocukları bu kentte doğmuş ve bu kenti benimseyip katkı sağlayan insanlar, önceden burada yaşayan hemşerilerimizle birlikte ve onlar kadar bu kentin halis, gerçek sahipleridir.
Ayrıca farklılıklar, demokratik bir kültürel zenginlik kaynağı olarak Mersin’i çağdaş anlamda model bir kent yapmıştır.
* * *
İlginçtir; Mersin’in bu değerli yapısal zenginliğinin sonuçlarını, sıklıkla düğünlerde görürüz.
Her yöreden; her dil, din ve mezhepten insanlarımız bu düğünlerde birlikte olurlar; her misafir grubu kendi kültürel zenginliğini taşıyarak düğünü birlikte kutlarlar. Dolayısıyla Mersin’de düğünler, adeta bir kültür zenginliğinin ve farklılığının güzelliklerle ortaya çıktığı buluşmalardır.
Elbette bu çok kıymetli tablo, sadece sevinçleri paylaşırken ortaya çıkmaz; cenazelerde farklı inançtan Mersinliler, ölen hemşerilerinin geleneklerine saygıyla iştirak ederler; yas biçimlerine saygıyla iştirak ederler; daha da ötesinde, mezar başında son dualar için imamın, rahibin, hahamın peş peşe ve kendi inançları doğrultusunda birlikte olduklarını sıkça görürüz. Hatta en yakın arkadaşlar bile, farklı dine mensup olduklarını ancak bir cenaze için bir araya geldiklerinde anlarlar. Bunun dışında gündelik ilişkilerinde hiçbir farklılığın altı çizilmez, dikkat edilmez ve en küçük bir sorun olarak yaşanmaz.
Mesela; dünyada bu bağlamda benzeri olmayan bir mezarlığımız var: Burada her din ve mezhepten insanlar yan yana yatıyorlar. Bu kentte yaşayan ve göçle gelen tüm insanlarımızda bu mezarlıkta iç içe sonsuz uykularını uyurlar. Mezar ziyaretlerinde tüm hemşerilerimiz bir aradalar; farklı dinlere ait dualar her inançtan ölülerin mezarları arasında bir ortak rahmet esintisi gibi yayılır.
Mersin, hemşerilerin düğünde ve yasta, kültür ve inanç farklılığını insanca bir zenginlik olarak yaşadıkları bir model kenttir.
* * *
Geçtiğimiz hafta sonu böyle bir birlikteliği simgeleyen, Mersin’in kozmopolit zenginliğini şölene dönüştüren bir düğünü birlikte kutladık.
Mersin’e sonradan yerleşmiş, yatırımlarını Mersin’e yapan, istihdam sağlayan ve kente ciddi bir katkı veren işadamı Ahmet Dara’nın yine işadamı ve bazı STK’ ların üyesi oğlu Ali Dara’nın Hatice Akadaş ile düğün töreninde birlikte olduk.
Mersin’de çoğu hemşerimizin hiç tanıklık etmediği bir kılıç- kalkan gösterisi izledik.
Arkasından müthiş bir semazen gösterisi konukları büyüledi.
Gelinle damat barış güvercinleri uçurdular.
Yöresel yemekler tadıldı.
Genelde Urfalı, Arap kökenli düğün sahibi ailenin kendi konuklarının yanında, büyük bir katılımla Kürt, Türk, Yörük dostları bir arada düğünü kutladılar.
Nikah masası da güzel bir çiçek buketi gibiydi; şöyle ki: Düğün sahipleri, dolayısıyla genç evliler Urfalı ve Arap kökenliydi; ama nikah şahitlerinin ikisi de Anamurlu hemşerilerimizdi.
Bu kentin her derdini ve sevincini birlikte omuzlayan, emeklerini ve imkânlarını bu kentin kalkınmasına sunan, düğünde ve yasta aynı duyguyla birbirlerine sarılan, farklı dillerde ama aynı tevekkülle ellerini gökyüzüne açarak duaya duran hemşeriler, her anlamda saygıya dayalı bir vatandaşlık ve insanlık bilinciyle aynı dilde gülmeyi ve aynı dilde ağlamayı da iyi bilirler.
* * *
Bizlere bu vesileyle Mersin’deki kültürel zenginliği, insana yakışır bir kardeşçe el ele tutuşmayı, türkülerde ve oyunlarda coşkuyla buluşmayı yeniden yaşatan kıymetli Dara ve Akadaş ailelerine teşekkür ediyorum, sevinçleri, huzurları daim olsun.
Hayat, bu evlilikten Mersin’e bahtı açık yeni minik hemşeriler nasip etsin.
HARUN ARSLAN…..24 Temmuz 2023